Yazdırdığınız Makale: Bizlerde "Mera Kanununa" muhalifiz.


Bizlerde "Mera Kanununa" muhalifiz

 
Gün geçmiyor ki gazetelerin bir köşesinde, “4342 sayılı Mera Kanununa muhalefet eden…” diye başlayan haberleri okumayalım. Yaylalarda yaşanan belirsizlikler, düzensizlikler bir taraftan devleti zarar uğratırken, diğer taraftan da yaylacıları zor durumda bırakıyor.

Konu çok yönlü, çok bilinmeyenli. Çözüm için çaba gösterildikçe, yeni sorular, yeni sorunlar ortaya çıkıyor.

Bir kısım insanların görüşlerine göre; mera kanunu yeterince katı olmadığı gibi, uygulama sırasında yeterince titiz de davranılmıyor. Düşünce, ülkede yaşanan et sıkıntısının sebebi olarak, kanununun uygulanmayışını ileri sürerken, meralarda yaşanan tahribatların bu sonucu ortaya koyduğunu savunuyor.

Diğer bir topluluğa göre; halen 1930’lu yılların zihniyetiyle hazırlanmış mera kanunu, 2011 Türkiye’sinin ne doğusunda, ne de batısında ihtiyaçlara karşılık veremiyor. Yaylacılar despot zihniyetin, devletçi anlayışın baskısı altında eziliyor. İlkel şartlara, karanlık dönemlere zorlanıyor.

Bir başkası ise; yaşanan sıkıntıların, fazlaca tepkisiz bir toplum olmamızdan kaynaklandığını düşünüyor. Arazilerin büyük paralar karşılığı el değiştirdiği ülkenin batısında yaylaların, meraların işgalini çıkar amaçlı olarak değerlendirirken, Karadeniz de yaylacılığın bir yaşam biçimi olduğunu ifade ediyor.

Mera kanununa muhalefet eden ve dolayısıyla mağdur olan kişi, elektrik sıkıntısına vurgu yaparken, “Kanunu çıkaranlar, yaylaların bu hali ile korunmasını savunanlar, meralar tahrip olmasın diye yaylacılara elektriği çok görüyorlar. Yaylada geçirilen sekiz ay süresince ilkel yaşantıya dönmemizi bekliyorlar. Yaylalar, bu insanlar için birkaç günlük değişiklik, bir tür spor aracı. Bizler için ise hayatın gerçeği, zamanın durduğu, karnımızın doyduğu yer” ifadelerini kullanıyor.

Coğrafi özellikleri nedeniyle bölgenin yaylalar şehri olan Gümüşhane’de, sorun pek çok kişiyi ilgilendiriyor. Sorular cevapsız, sorunlar çözümsüz kaldıkça, yüzyıllar boyunca dededen toruna, babadan oğlu kalmış topraklar üzerinde yaşamak yaylacılar için eziyet olmaya devam edecek.