Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Mükerrem KALKAN->DÜNYA [ Arama ]

DÜNYA
Başlık DÜNYA
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
Canlıların doğdukları zaman hayata tutunmak için verdikleri mücadele takdire değerdir. Bir ceylan doğar doğmaz ayağa kalkar sırtlanlara, çakallara yem olmamak için. Hayvanların kendini savunacak kudreti ve kabiliyeti vardır; gücü olmayanlar ise daha yolun başında sürüden ayrılmak zorunda kalır. Sürünün bir kısmını yem olarak vermesi sürünün selameti için bir zorunluluktur. 

Peki insanlarda durum nedir? İnsan hayvanlara göre daha korumasızdır; ama değerli bir akla sahiptirler. Akıl sayesinde dünyaya tutunurlar ve dünyaya yön verirler. Hayvanlar aleminde sahnelenen acımasız dramlar, insanlar eleminde yerini yeni trajedilere bırakır.

Sahne aynı, senaryo aynı, başroldekiler aynı, piyonlar aynı. Bu tabloyu anlayacak, yorumlayacak ve mücadele edecek değerler de aynı. Kendinizi anlamanız için nerede durduğunuza bakmanız yeterli olacaktır. Bakışımız, duruşumuz bir su gibi berrak olmalı. Hayat ırmağında sandalımız sağa sola yalpa yapmamalı. Bir rotası olmalı ve hedefe ulaşmak için ilkelerinden asla vazgeçmemelidir. Geçtiğimiz yerlerde iyi bir iz bırakabilmişsek yaşamımızın bir değeri ve anlamı olduğunu düşünebiliriz.

Dünya, öyle bir tutkudur ki bizi kendisine köle yapar da hiçbir şeyin farkına varamayız. Onun uğruna nice değerler tarumar edildi. Nice badirelerden geçildi de gerçek mutluluk ve gerçek aşk bulunamadı. Tutundukları vazgeçtiklerinden daha değerli olsaydı elem, keder ve üzüntü diye bir şey bilinmezdi. Canımız pahasına savunduklarımız bir gün bizi uçurumdan aşağıya atacaktır.

Ölmeden dünyanın ne mal olduğunu anlayanlara ne mutlu; ne mutlu gerçeğin peşine düşenlere; ne mutlu  gönül erenleri olanlara; ne mutlu kendini özünde bulanlara; ne mutlu hakkı tutup kaldıranlara; ne mutlu hakiki insan madeni olanlara; ne mutlu gerçek aşkı bulanlara; ne mutlu fenafillaha ulaşanlara.

Sözümü Beydebâ İbnü’l Mukaffa’nın Kelile ve Dimne adlı kitabından aldığım bir bölüm ile bitiriyorum.“Dünya acı su gibidir, içenin sadece susuzluğunu artırır. Dünya, itin dişleri arasındaki kemik gibidir; it, et kokusunun verdiği iştahla habire ısırır ve yalar kemiği. Neticede ağzı kanar. Dünya, bir dilim et bulan çaylak kuşunun halini anımsatır. Kuşlar cümleten üşüşüverir onun başına. Çaylak zıplar, döner, direnir. Nihayet yorulur ve eti bırakır. Dünya, dibine zehir çökmüş bal kadehi gibidir; ilk yudumda tadı hoş gelir. Lakin sonu korkunç bir ölümdür. Dünya bir anda ışıyan ve aydınlık ümidi veren sonra da ansızın silinen şimşek gibidir. Ardından yine karanlık gelir.”
Oyu Puanı: 25 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 13 (0 Kayıtlı Üye 13 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.67052 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu