Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Volkan ŞENEL->SÜLEYMANİYE MAHALLESİ'NDE YAPILANLARA DAİR... [ Arama ]

SÜLEYMANİYE MAHALLESİ'NDE YAPILANLARA DAİR...
Başlık SÜLEYMANİYE MAHALLESİ'NDE YAPILANLARA DAİR...
Açıklama -
e-mail
Siteye Ekleyen Recep Ergin
Kentler tarihsel ve kültürel miraslarıyla yer alırlar zamanda. Bu miraslar öylesine değerlidir ki tarihin her döneminden bir şeyler barındırırlar içerisinde. Zira bu miras özümsenerek gelmiştir bu günkü zaman dilimine. O yüzden her şehir için bu miras çok önemlidir.

Doğu Karadeniz Bölgesi'nin şirin bir şehri olan Gümüşhane'de eşsiz tarihsel ve kültürel mirasından törpülenmiş tarihsel ve kültürel mirasıyla duruyor karşımızda. Bir yerel tarih araştırmacısı olarak törpülenmiş miras diyorum ben bu mirasa... Niye mi? Şunun için...

Bir zamanlar Gümüşhane tarihinin derinliklerinde yer alan 1 kışla, 3 tekke, 15 hamam, 80 medrese, 131 cami, 97 okul, 7 manastır, 70 han, 392 değirmen, 160 fırın, onlarca çeşme, onlarca kale, onlarca köprü ve yüzlerce tarihi evden-konaktan şimdi neler kalmış elimizde...

Anadolu coğrafyasının birçok yerinde olduğu gibi Gümüşhane'de de, adeta törpülemişiz bunca eseri...

Törpüleyerek yok ettiğimiz bunca yapı arasından günümüze ulaşmayı başaran eserlerin çoğu, Süleymaniye Mahallesi'nde bulunmakta. Gümüşhane şehrinin ilk kurulduğu yer olan bu mahalle, bugünkü şehir merkezinin kuzeybatısındaki vadinin içerisinde yer almakta. Günümüzde "Süleymaniye Mahallesi" veya "Eski Şehir" olarak ta bilinen bu yer, tarihsel süreç içerisinde birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış.

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 01.11.2002 gün ve 4587 sayılı kararıyla kentsel ve doğal sit alanı olarak koruma altına alınan bu bölge, Gümüşhane'nin elinde kalan en değerli tarihsel ve kültürel miras... Adeta bir açık hava müzesi...

Profesyonel bir bakış açısıyla değerlendirilebilecek olursa, Gümüşhane'yi ulusal ve uluslar arası ölçekte tanıtabilecek bir özelliğe sahip olan Süleymaniye Mahallesi'nde, bazı gelişmelerin olduğunu görüyoruz.

Ne yazık ki sit alanı ilan etmekte en az 25 yıl geciktiğimiz Süleymaniye'nin, Koruma Amaçlı İmar Planlarının (KAİP) yapılması -yine çok gecikmişte olsak- önemli bir gelişme. Yapılan koruma amaçlı imar planıyla, bu mahallede artık plansız bir yapılaşma olmayacak, imar faaliyetleri tamamen kontrol altına alınacak.

Bu çalışmaların yanında bir de yürütülen restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışmaları var. (restorasyon: aslına uygun olarak yenileme/onarma, rekonstrüksiyon: aslına uygun olarak yeniden yapma/inşa etme) Mesela Süleymaniye Mahallesi'nde yapılan minare rekonstrüksiyon çalışmaları, mesela Küçük Cami restorasyonu bu gelişmelere verebileceğimiz örnekler.

İşte tam bu noktada Gümüşhane adına sevinip-sevinemeyeceğimize karar veremiyoruz. Bu karara nereden mi varıyoruz? Şuradan...

Yapılan uygulamaları bir uzman gözüyle incelediğimiz zaman bazı hatalarla ve garipliklerle karşılaşıyoruz.

Bir zamanlar tarihe meydan okuyan yapısıyla bakanları hayrete düşüren bir minare vardı Süleymaniye'de. Bu minare doğal yollarla yıpranmış adeta ortadan ikiye bölünmüş gibi olan görüntüsüyle, buraya gelenleri hayrete düşürürdü. İçerisindeki her yapı birimi görünürdü bu minarenin. Kürsüsü, papuçluğu, gövdesinin içi, merdiven basamakları, şerefesi, külah kısmı, petek kısmı ve alemi... Hele o minare alemini. Kim bilir hangi maharetli ellerin oraya koyduğu o alem. (alem: minarenin en üs kısmında bulunan, metalden yapılan, ay, yıldız veya lale şeklindeki tepelik)

Bu minareye Trabzon Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından rekonstrüksiyon çalışması yapıldı. Yani minare yenilendi. Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yaptırılan minare projesini, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu onayladı. Tam bu noktada şu sorular akla geliyor.

Bu minareye rekonstrüksiyon çalışması yapılmalımıydı?

Minare restorasyon projesi hazırlanıp restore edilemez miydi?

Süleymaniye Mahallesi'yle özdeşleşen bu yapı daha modern ve farklı yöntemler kullanılarak koruma altına alınamaz mıydı?

Minare Çemberlitaş gibi çelik konstrüksiyon içerisine alınıp sergilenemez miydi?

Rekonstrüksiyon çalışması yapılan minarenin projesi aslına uygun çizilmiş midir?

Koruma Kurulunun onayladığı proje nasıldı?

Uygulama Koruma Kurulunun onayladığı projeye uygun yapılmış mıdır?

Bu çalışmanın kontrolörlüğünü hangi kurum yapmıştır? Yapmış mıdır?

Soruları uzatmak mümkün. Ama biz bunca soruyu bile çok görüp bu soruların bir kaçını kendi bakış açımızla yanıtlamaya çalışalım.

Bu minareye rekonstrüksiyon çalışması yapılmalımıydı?

Bizce yapılmamalıydı. Farz edin ki yapıldı. Minarenin kullanılabilecek durumda olan bütün orijinal parçaları yenileme sırasında kullanılmalıydı.

Minare restorasyon projesi hazırlanıp restore edilemez miydi?

Edilebilirdi. Biraz zahmetli ama, daha güzel olurdu. Minaredeki orijinal olan kullanılabilecek durumdaki parçalar restorasyon sırasında rahatlıkla kullanılabilirdi.

Süleymaniye Mahallesi'yle özdeşleşen bu yapı daha modern ve farklı yöntemler kullanılarak koruma altına alınamaz mıydı?

Alınabilirdi. Minare, Çemberlitaş gibi çelik konstrüksiyon içerisine alınıp sergilenebilirdi. Hem orijinali korunmuş olurdu, hem de daha çok dikkat çekerdi. (Bu tarz uygulamalar Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde sıkça uygulanıyor.)

Uygulama projeye uygun yapılmış mıdır?

Projeyi görme şansımız olmadığı için bunu bilemiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var. Minareye baktığımızda, yapılan uygulamanın orijinal yapıyı yansıtmadığını, orijinal yapıya uygun olmadığını görüyoruz. Orijinal minarenin peteği (külahla şerefe arası olan kısım) tuğla örgülü olduğu halde, yenileme sırasında bu iptal edilmiş, yerine kesme taş örülmüştür. Orijinal minarenin kürsü kısmında (minarenin oturduğu en alt kısım) herhangi bir alt bölüm olmadığı halde, yenileme sırasında neredeyse ufak bir mescit büyüklüğünde -ve ne olduğu anlaşılamayan- bir platform inşa edilerek minare bunun üzerine oturtulmuştur. Orijinal minarenin sade ve tek gövdeli olan alemi, değiştirilerek yerine daha gösterişli, 3 gövdeli bir alem konulmuştur. Orijinal minarenin daha kısa olan külah kısmı (minare aleminin alt kısmı), daha uzun yapılmıştır. Minarenin yanı başında ucube gibi duran, ne işe yaradığı belli olmayan
kalın bir taş duvar inşa edilmiştir vs.

Süleymaniye Mahallesi'nde yapılan uygulamaların sadece birisinde karşımıza çıkan hatalar ve gariplikler bunlar. Peki ya diğerleri... Hangisinden bahsedelim.

Bizlerin Küçük Cami olarak bildiği -daha gerçek adını tespit edemediğimiz- o şirin camide yapılan restorasyon sonrası, duvar aralıkları iyi temizlenmediği için caminin duvarlarını saran bitkilerden mi?

Yoksa Süleymaniye'nin o iki güzel mahallesini birbirine bağlayan zamana meydan okumuş taş köprünün üzerine bilinçsizce dökülen betonlarda mı?

Yoksa Süleymaniye Mahallesinde bilinçsizce sağa-sola serilen ziftten, dökülen asfalttan mı?

Yoksa Ulu Camii'nin restorasyonunun bazı bölümlerinde kullanılan kalitesiz ahşaplardan mı?

Yoksa Süleymaniye Mahallesi Mezarlığı'nda hunharca kırılan o güzelim mezar kitabelerinden mi?

Yoksa, yoksa, yoksa....

Sayın ilgili kamu kurumlarının yetkilileri, bu kentin yerel yöneticileri, milletvekilleri ve saygıdeğer Gümüşhaneliler; bu çalışmalar böylemi olmalıydı? Veya bundan sonra da böylemi yapılmalı?

Tabii ki hayır...

Bu kentin bir tane Süleymaniye (Ulu Camii) Camisi, bir tane Küçük Camisi, bir tane Sarıçiçek Köyü Odası, bir tane Santa Harabesi, bir tane Satala Antik Kenti, bir tane İmera Manastırı, bir tane Daldaban Çeşmesi, bir tane İbrahim Lütfü Paşa Konağı, bir tane Hasan Fehmi Ataç Konağı, bir tane Çağırgan Baba Türbesi, bir tane Pirahmet Bey Türbesi, bir tane Çakırkaya Manastırı, bir tane Tohumoğlu Köprüsü, bir tane Çanca Kalesi ve bir tane Süleymaniye Mahallesi var...

Bu eserleri kendi ellerimizle tahrip etmeyelim, yok etmeyelim. Koruyacağız, onaracağız diye garip yapılar haline dönüştürmeyelim.

Bu küçük, şirin Anadolu kentine bir gün büyük sanayi kuruluşlarının gelip de, binlerce insana iş imkanı sağlayacağı, koca koca fabrikalar açacağı bir şansı yok. Veya binlerce insana iş imkanı sağlayacak, büyük ölçekli iş ve ticaret merkezlerinin buraya kurulma şansı yok.

Ama bu kentin elinde, tarihin derinliklerinden süzülüp gelen tarihsel ve kültürel mirası, Yüce Yaratıcının bu kente armağan ettiği eşsiz turizm güzellikleri, insanı cezbeden doğası ve madenleri var. Bunları değerlendirebileceği bir şansı hep var...

Gümüşhane'nin sadece bu üç unsuru değerlendirdiği zaman yapabileceklerini düşünmek bile insanı heyecanlandırıyor.

İşte bu yüzden Süleymaniye'de yapılanlar veya yarın Gümüşhane'nin başka bir yerinde yapılacaklar bizler için çok önemli, çok değerli...

Lütfen şehrimizde yapılan bu çalışmaları daha yakından takip edelim, ettirelim. Bu her Gümüşhaneli için toplumsal bir görev.

Gümüşhane için daha iyiye, daha güzele ulaşmak dileğiyle...

Volkan ŞENEL
senelvolkan@hotmail.com
Oyu Puanı: 30 - Ortalama: 3

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 13 (0 Kayıtlı Üye 13 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.28535 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu