Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Ahmet Durmuş Konferans Salonunda gerçekleştirilen panel, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
Panele Gümüşhane Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Dokuz, KTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Hakan Karslı, KTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğr. Üyesi ve aynı zamanda AFAD Başkanlık Risk Belirleme ve Önlem Dairesi Koordinatörü Prof. Dr. Aykut Akgün ve Polyak Eynez A. Ş.’nin ISG ve Afet Koordinasyon Direktörü Maden Yük. Mühendisliği Ergin Kahraman konuşmacı olarak katıldı.
Cumhuriyetin 100. Yıl Marşı ile Madencilik İhtisaslaşma Koordinatörlüğü tanıtım filmi gösteriminin yapıldığı panelin açılış konuşmasını Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Madencilik İhtisaslaşma Koordinatörü Prof. Dr. Abdurrahman Dokuz yaptı.
İhtisas alanıyla ilgili panel, çalıştay, sempozyum gibi bilimsel toplantılar düzenlemenin ihtisas üniversitelerinin üzerine yüklenen misyonlardan biri olduğunu dile getiren Prof. Dr. Dokuz konuşmasında şunları söyledi: “Geçen yıl 14 Ekim’de Bartın-Amasra’da yaşanan maden faciası nedeniyle, ‘Madencilikte İş Güvenliği’ konulu bir panel düzenledik. Bu yılki panelin konusunu ise ‘Türkiye’nin Deprem Gerçeği’ olarak belirledik. Deprem, yeryuvarlağının var oluşundan beri meydana gelen bir doğa olayıdır. Diğer doğa olaylarından önemli bir farkı, önceden tespit edilemeyen veya haberdar olunamayan bir doğa olayı olmasıdır. Tüm doğa olayları gibi can ve mal kaybına yol açtığı için doğal afet olarak değerlendirilmektedir. Bilindiği üzere ülkemiz 6 Şubat’ta, asrın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli 2 büyük depremi yaşadı. 11 ilimiz bu depremlerden doğrudan etkilendi. Şu ana kadar geçen zaman içinde 65 binin üzerinde artçı sarsıntı meydana geldi. Bunların bazıları büyüklük olarak 6’nın üzerinde gerçekleşti. Artçı sarsıntıların azalarak 2 yıl kadar devam edeceği bilim insanları tarafından belirtilmektedir. 50 binin üzerinde insanımız bu depremlerde hayatını kaybetti. Depremlerin maddi külfetinin ise 105 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu vesile ile depremler ve diğer doğal olaylar sırasında hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, geride kalan yakınlarına sabır diliyorum. Hocalarımıza davetimize icabet ettikleri için koordinatörlüğümüz adına çok teşekkür ediyorum. Desteklerinden ötürü Rektörümüz Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek başta olmak üzere panelin organizasyonunda görev alan akademik ve idari personelimize teşekkür ediyorum. Ayrıca çok değerli vakitlerini ayırarak panelimize katılan katılımcılara tekrar çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.”
Prof. Dr. Abdurrahman Dokuz’un konuşmasının ardından sözlerine başlayan Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Akçay da “Genç bir Üniversite olan Gümüşhane Üniversitemizin çalışmalarıyla emsalleri arasında fark yarattığını hep beraber görüyoruz. Genç bir üniversite olarak hem ülkemizdeki üniversiteler arasındaki sıralamalarda hem de dünya sıralamalarında büyük başarılar elde ettiğini takip ediyoruz. Üniversitelerimizin esas gayeleri sadece öğrenci yetiştirip diploma vermek olmadığını görüyoruz. Üniversite ve sanayi iş birliği konusundaki çalışmaları, Gümüşhane kamu, sivil ve sosyal hayatıyla Üniversitemizi birleştirmesi elde edilen başarılardan sadece bir tanesidir. Yakın zamanda yaşadığımız deprem felaketinden sonra depremlerin hayatımızda ne kadar önceliği olduğunu hepimiz bir kere daha hatırlamış olduk. Depremin sadece üniversiteler nezdinde değil, toplum ve siyasi irade ile yerel yönetimlerin de bu konuda hassasiyet göstermesini gerektiğini söylemek mümkündür. Bu vesileyle de gerçekleştirilen panelin hayırlı olmasını diliyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Üniversitenin madencilik alanında ihtisas üniversitesi olarak seçilmesinin ardından büyük bir yol kaydettiğini dile getiren Rektör Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek ise konuşmasında şunları söyledi: “12 Kasım 2021 tarihinde Yükseköğretim Kurulu’nun Burdur’da yaptığı bölgesel toplantıda Üniversitemiz Türkiye’deki Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması kapsamında ihtisaslaşma üniversiteleri içerisinde ilimizin adı da dahil madenciliğin ilimiz için en önemli sektör alanlarından birisi olmasından dolayı Madencilik alanında ihtisas üniversitesi olarak ilan edildi. Bu topraklarda Gümüşhane yöresinin en önemli sektörü madenciliktir. Ülkemizin madenciliğe dayalı ihtiyaçları buradan karşılanıyor. Ülke ekonomisi, kaynakların değerlendirilmesi ve istihdam açısından bu sektör çok önemlidir. Konu başlığımız ‘Türkiye’nin Deprem Gerçeği’ 6 Şubat’ın ülkemizin gerçeği olduğunu bir kez daha hatırlatırız. Hepimizin bildiği üzere Türkiye tektonik konumu gereği dünyadaki 3 büyük önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya deprem kuşağı içerisinde yer alıyor. Bu konumdan dolayı da sık sık 6 ve 7’nin üzerinde depremler yaşanıyor. Bugünkü teknolojiyle yine depremleri önceden tahmin etmemiz mümkün değil. Ama alınabilecek tedbirlerle can ve mal kayıplarını azaltmak mümkündür. Şuan ki depremlerin nerede olacağını biliyoruz ama ne zaman olacağını bilemiyoruz. 6 Şubat 2023 tarihinde Pazarcık ve Elbistan’da 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde meydana gelen depremler, sadece 50 binden fazla insanımızın kaybına yol açtı. Bu vesileyle de depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza da Allah’tan rahmet diliyorum. Halen tedavisi devam edenlere de acil şifalar diliyorum. Ekonomik kaybı 105-110 milyar dolar civarındadır. Bu aynı zamanda ülkemizin 2023 yılı büyüme eğilimini de aşağı doğru çekmiş oldu. Dolayısıyla da büyük bir deprem yaşadık. Can ve mal kayıplarımızın bu kadar büyük olmasının tek sebebi depremin büyüklüğü değil, aynı zamanda ülkemizin bir deprem ülkesi olmasına rağmen bizim bu gerçeği hatırlayamamamızdır. Madencilik ile deprem arasında nasıl bir ilişki var? Sektörde işletmeler genellikle yeraltında olduğu için depremler sırasında yerüstü gibi çok fazla sarsılmıyor. Yeraltı işletmeleri olduğu için çok fazla can kaybı da olmuyor. Ama büyük depremlerde çatlama ve patlamalar meydana gelebiliyor. Madencilerimiz, daha öncesindeki maden kazalarından edindikleri tecrübeleriyle asrın felaketi olan 6 Şubat depremlerinde arama-kurtarma ekibinin en önemli parçası oldular. İşletmelerdeki ekipmanlar hemen deprem bölgesine kaydırıldı. Alandaki teknikleriyle, ekipmanlarıyla enkazlarda can kaybının azalmasında madencilerimiz büyük rol üstlendiler. Dolayısıyla depremler ile madencilik sektörü, maden işletmeleri arasında çeşitli ilişkiler kurmak mümkündür. Bu sebeple de bu iki alandaki faaliyetlerin akademik anlamda tartışılmasını sağlayan bu programın önemli olduğuna inanıyoruz. Bu vesileyle de Ankara’dan ve Trabzon’dan gelen çok değerli konuşmacılarımıza, Madencilik İhtisaslaşma Koordinatörlüğünden sorumlu Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Ferkan Sipahi’ye, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanımız ve Madencilik İhtisaslaşma Koordinatörümüz Prof. Dr. Abdurrahman Dokuz’a ve katkı sağlayan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.”
Açılış konuşmalarının ardından panel yapılan sunumlarla devam etti. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Madencilik İhtisaslaşma Koordinatörü Prof. Dr. Abdurrahman Dokuz’un moderatörlüğünü yaptığı panel sunumlarında Prof. Dr. Abdurrahman Dokuz, panelistleri takdim ederek “Türkiye’nin Depremselliği” adlı sunumunu gerçekleştirdi.
Prof. Dr. Dokuz’un ardından Prof. Dr. Hakan Karslı “Depreme Dirençli Kent Planlamada Yerbilimsel Verilerin Önemi ve Kullanımı”, Prof. Dr. Aykut Akgün “Depremle Tetiklenen Yamaçların Duraylılığı ve Açık Ocak Madenciliği Örnekleri” adlı sunumları yüz yüze gerçekleştirdi. Panele çevrim içi olarak katılan Maden Yüksek Mühendisi Ergin Kahraman ise “Deprem Sonrası Kurtarma Faaliyetlerinde Madencilerin Rolü” adlı sunumunu gerçekleştirdi.
Soru ve cevaplarının alınmasının ardından panel, plaket ve hediye takdimi ile sona erdi.