Yazdırdığınız Makale: ÇAĞRIYA DAVET.


ÇAĞRIYA DAVET

 

Demek ki bu seneye imiş davetin,
Çok şükür ALLAH’ım bizi mutlu ettin,
Bu kutsal toprakların hasretini çeken,
Yalnız ben ve annem değildi ALLAH’ım.

Önce uçtuk kutsal semalardan Cidde’ye,
Havaalanında girdik uhrevi bir iklime,
Pasaport, damga, mühür, kontrol derken,
Abdest aldık durduk huzuruna ALLAH’ım.

Geçerken otobüsle Cidde’den hızlı hızlı,
Çöl fırtınası karşıladı, ansızın hepimizi,
Göz alabildiğine bomboş araziler,
Habibinin ayak bastığı bu topraklardı ALLAH’ım.

Bir yerde durduk, abdest aldık öğleyi kıldık,
Genzimiz yanarcasına çölü teneffüs ettik,
Kutsal topraklarına geldik diye sana şükrettik,
O’nun, Ashabı’nın, Sahabelerin çile çektiği yerdi ALLAH’ım.

Yorucu yolculuktan sonra geldik Medine’ye,
Başka iklim, başka koku vardı buralarda,
Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’in kokusuydu,
O’nun, Hz. Ebubekr’in, Hz. Ömer’in  mezarları burada ALLAH’ım.

Yorgunluğumuzu unutup abdest aldık,
Namaz niyaz için hemen Ravza’ya uçtuk,
Gelmişler dünyanın dört bir tarafından,
Akın akın müslüman kulların ALLAH’ım.

Ağlayıp, sızlayıp günahlarını dökmek için,
Saf saf olmuş kadınlar, erkekler senin için,
Mahşer yeri gibi Mescid-i Nebevi’nin içi dışı,
Habibî Edibî’nin sevgisidir bizi çeken ALLAH’ım.

Ne mümkün Ravza-ı Mutahhara’sına girmek,
Ne mümkün namaz ve niyazda bulunmak,
Ne mümkün Kur’an-ı Kerim alıp okumak,
Her tarafı tutmuş görevliler ALLAH’ım.

Sabır haci...tarik haci...derken bir an,
Açıldı engel, insanlar sel oldu bir an,
Bu ne sevgi, bu ne muhabbet seli,
Birden sürüklendim, geldim O’nun önüne ALLAH’ım.

Gözlerimizde yaşlar inci taneleri gibi,
Kalbimiz sanki yerinden çıkacakmış gibi,
Ben neyim? Kimim? Buraya nasıl geldim?
Bu bir rüya olmalı, affet bizi ALLAH’ım.

Dualar, selât-û selâmlar, her dilden,
Renkler ayrı, elbiseler farklı, dualar farklı,
Tek şey ortak herkeste, Peygamber sevgisi,
En büyük sevgi Senin ve Habibinin sevgisi ALLAH’ım.

“Sen olmasan yaratmazdım bu kainatı”
Demiştin, anlıyorum bunu şimdi daha iyi,
O’nsuz dünya neye yarardı, ne yapardık?
Sen her şeyi bilensin yüce ALLAH’ım.

O’nun şefaatine bizi nail eyle,
Sana kul, Habibine komşu eyle,
Rahmetini, mağfiretini bizden esirgeme,
Günahımız çok ne olur affet bizi ALLAH’ım.

“Muhabbettten Muhammed oldu hâsıl,
Muhammed’siz muhabbetten ne hâsıl?”
                      04.01.2005/Mekke