Yazdırdığınız Makale: HALKIN VİCDANI KANLI ÇUKUR'LARA İSYAN EDİYOR.


HALKIN VİCDANI KANLI ÇUKUR'LARA İSYAN EDİYOR

 
Keş Dağından yurda yayılan çığlık seslerini bir yıl geride bıraktık.
Hatıralara konu olan cevapsız çığlıklar…
Bu muamma gibi olaya halkın vicdani neden isyan etmesin?
Yunus Emre’nin deyişi ile:
“Bir garip ölmüş diyeler, üç günden sonra duyalar.”
Muhsin Başkan’ın akıbeti öyle oldu, üç günden sonra duyalar…
Allah dostları hep gariptir…
Garip yaşarlar, fani dünyadan garip göçerler…
Ölüm bu kadar anı mı, bu kadar kolay mı?
Allah Resulü öyle buyuruyor:
“Ölüm bize şah damarımızdan daha yakındır”.
O yüzden Kuru dere daha da kurumak niyetinde, ölüme değil yaşadığı şokun etkisiyle olmuş olacak ki, “akmam” diye feryat ediyor…
Bağrında can verenlerin tek şahidi …
O dere Azrail’in nasıl geldiğini ve de can verenlerin nasıl gözden kaybolduğunu biliyor.
Kuru dere, şahit.
Canana can vermek …
Altı can Kuru Dere’de can verdi…
Muamma gibi bir kaza…
Türkiye nasıl bir ülke ki bütün çabalara ve de aramalara rağmen Genel Başkanına saatlerce ulaşamaz, donmakta olanları kurtaramaz?
Tüm dünyanın gözü önünde Keş Dağından yükselen imdat çığlıkları.
“Donuyoruz, bizi kurtarın…”
“Beton çok soğuk üşüyorum…”
Ama nafile …
Kör şeytan belki de “donasınız diye sizi oraya düşürdük” diye fısıldıyordu…
Sen ki bayrak ?
Sen ki vatan ?
Sen ki millet dedin..
Beton da senin karlı dağlar da…
Bu faciaya kim bilir hangi karanlık düşünce, hangi hain eller karışmış ?
Hangi yabancı odaklarda vıcık vıcık dokunmuş ?
Öyle ki Keş Dağı Türkiye’den uzaklaştıkça uzaklaştı…
Hangi çağdayız, hangi dünyada yaşıyoruz ?
Meteoroloji dediğimiz bir olay var , anında ülkeyi kapsayan hava şartlarını kalem kalem verirken Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri Keş Dağlarının karanlık ve de sis dolu bulutları  arasına nasıl kaybolur ?
O dağlara kim yol vermiş ?
Bir yetkili çıkıp da :
“Aman gitmeyin kaybolursunuz, dağa çarparsınız , donarsınız” demedi mi ?
Hava alanının sahibi, sorumlusu yok mu kardeşim !!!
Yoksa havaalanı gelgeçin hanı mı ?
İsteyen istediği gibi kalkar mı, iner mi ?
Hani izinsiz hava alanlarından kuş uçamazdı ?
Git dediler git, git o karanlık dağlara gir , biraz sonra akıbetini görürsün !
Hep sorular hep sorular …
Kamunun taşan vicdanı cevapsız sorulara isyan ediyor …
Muhsin Başkan’ın yükü çok mu ağır geldi ?
Çok mu dokundu 12 Eylül’ün mimarlarına, katillerine …
Kimin intikamı Keş Dağları?
Kimin deresi bu kuru dere ?..
Kimin çukuru bu kanlı çukur ?..
Sorular sorular hep sorular….
Dervişe malum olurmuş :
“Huzur dolu içimde ben sonsuzluğu düşünüyorum.
Ey Sonsuzluğun sahibi , sana ulaşmak istiyorum.
Durun kapatmayın pencerelerim.
Güneşimi kapatmayın…”
Güneşi de kapattılar , pencereleri de…
Geride kalan Tecattin Dergahında sönmeyen milli meşale, bir ışık.
İstikbale bir beyaz yazı :
Battal gaziler, Selahattin Eyyubular…
Mazlumlara yasinler, fatihalar, dualar .