Yazdırdığınız Makale: BOYALI ÇATILAR.


BOYALI ÇATILAR

 

Şehirleşme konusunda ilimizin geri kaldığı bir gerçek. Modern şehir görünümüne yıllardır kavuşamıyoruz. Gerek Belediyenin gerekse diğer kurumların girişimleri yetersiz kalmaktadır.

Çarpık kentleşmeden dolayı ilimizin görünümü gün geçtikçe altından çıkılmayacak bir vaziyet alıyor. Güzeller Mahallesi, Kuşakkaya’nın altında bulunan mahallere gittiğimiz zaman nasıl bir şehirleşme yaşadığımızı daha iyi anlarız. Ben bu mahallelere gittiğimde, yaşadığımız yy.da böyle bir şehirleşmeyi nasıl kabullendiğimize hayret ediyorum. İnsanlarımız maddi sıkıntılardan dolayı başlarını sokabilecek bir çatı yapmak için çok zorluklarla mücadele ediyorlar. Kimisi izin alarak buralarda yerleşiyor, kimileri birilerinin göz yumması sonucunda yerleşiyor, kimileride geceleri kazma kürekle saatlerce çalışarak buralara yerleşiyor. Bu insanlar ne kadarda yasal olmayan bir şekilde kendilerine yerleşim yeri oluşturuyorlarsa da, bu oluşuma izin veren belediyemizde bu konuda suçludur. Şöyle ki; ilimizin coğrafi yapısı yerleşim konusunda yetersiz kalmaktadır. Bu yetersizliği ortadan kaldırma görevi de belediyemize ait. Bu gün Güzeller Mahallesi ve diğer gece kondu yerleşim yerleri haline gelen yerleşim yerlerini önceden küçük parsellere ayırarak, planlı bir şekilde, alt yapı hizmetlerini tamamladıktan sonra, düşük gelirli vatandaşlarımızın alım gücüne göre fiyatlar belirleyerek bunları halka arz etseydik bu gün ilimiz daha iyi görünüme kavuşurdu. Zamanı geçmiş değil aslında, şimdide bu dediklerimizin yapılması zor değil.

Geçtiğimiz Cuma günü akşam saatlerinde yirmi dakikalık bir yağmur yağdı. Yağmur biraz şiddetini artırdığı anda Kız Meslek Lisesinin önünden ana caddeye büyük bir sel geldi. Yol üzerinde bulunan ızgaralar ya yetersiz kaldı ya da göstermelik olarak oraya konuldu ki caddeleri su bastı. Aslında alt yapı sağlam olsaydı yağan yağmurun caddelere inme olasılığı ortadan kalkmış olacaktı. Bunu da bir kenara bırakalım. Bir ayı aşkındır Mortud Mahallesinden geçen ana yoldan geçmekten korkuyoruz. Ha kaya başımıza düştü düşecek, ha yol kapandı kapanacak. Orada belediyemiz arsa oluşturmaya çalıştığı söyleniyor. Yapılması gereken bir şey ancak bu çalışma sürerken yolda geçişleri kontrollü olarak sağlayacak birkaç tane görevlinin olması gerekiyor. Bunu da geçelim. Yıllardır tüm siyasiler seçim zamanında ilimizin su sorunu olduğunu içtenlikle ifade etmekteler. Bu soruna çözüm önerlileri sunuyorlar, bir yandan projeler bizlerin önüne getiriliyor. Bizler bunları gördüğümüz ve duyduğumuz zaman hemen seviniyoruz. “Allah’ım sana şükürler olsun nihayet ferahlıkla şebeke suyu içeceğiz, su taşımaktan kurtulacağız.” Ama gel gör ki seçimler geçtikten sonra kim seçilirse seçilsin su projeleri gerçekten suya düşüyor. Daha lafsı bile geçmiyor. Suyun tonuna 1.50 YTL öderken verdiğimiz suyu içemiyoruz. Bundan daha acı ve daha acil çözülmesi gereken sorun nedir?

Buruya kadar yazdıklarımın asıl sebebine gelirsek; bunlar Gümüşhane’nin en önemli sorunlarından bazıları. Bütün sorunları yazmaya kalksak bize bir köşe değil bir dergiyi vermeleri gerekli. Geçtiğimiz aylarda Belediye Meclisi ilimizdeki binaların çatıların kiremit rengine boyanması gerektiğine dair bir karar alındığını duydum. Şehrimizin daha güzel görünmesi için olması gereken güzelleştirme çalışması olarak kabul edilebilir. Ancak ben bu olaya iki farklı pencereden bakmak istiyorum.

Birincisi; kanunlar ve kararlar halkın istekleri ve halkın gereksinimleri doğrultusunda öncelik sırasına konarak yapılmalı. Alınan karar iyi bir karar ama biz, ilimizi güzelleştirmek için öncelikli olarak yapmamız gereken, alt yapı, su, sosyal yapılaşma vb işleri tam manasıyla yerine getirmeden çatılarımızı boyamamızın bize getirisi ne olacak? Bu karar bence çorabı yırtık, her yerinden parmakları görünen birinin çoraba yama yapması gerekirken, gidip kafasına Alaman foteri almaya benziyor. Alaman foteri alalımda önce ayağımızdaki yırtıkları yamayalım.

İkincisi; insanların zevkleri ve istekleri değişkendir. Ne kadar insan varsa bu insanların da farklı farklı düşünceleri, talepleri vardır. Bu taleplerin hepsini bir anda karşılamak mümkün değildir ancak bu talepleri aynı noktada birleştirme yolları aranmalıdır. Ben şahsen kendi evim olsa çatısını yeşil renkte olan kiremitlerden yapmak isterim. Çünkü Gümüşhane denildiğinde ilk etapta akla gelen yeşil ve yaşanabilir bir il olmasından kaynaklanmaktadır. Belediye böyle bir karar almış bunu yapmak zorundayız ancak bir işi seve seve yapmak var, birde zorla yapmak var.

Bu alınan kararlar insanları farklı düşünmekten, farklı düşünceleri ifade etmekten yoksun hale getirmekte. İnsanları belli kalıplara oturtmak çağdaşlaşma, düşünme gibi hayata dair olmazsa olmazları baltalamaktadır. Belirlenen kalıplara insanları zorlayarak kabullendiren bizler, ondan sonrada halkımız duyarsızlaşıyor diyende biz. Kısacası gözeyi kapayanda biz halkımız susuz kaldı diyende biz.

Bu alınan kararı Gümüşhane’ye hiç gelmemiş biri tesadüfen duysa aklına hemen şu gelir. Ne kadar güzel bir memleket bütün sorunlarını çözmüşler, su, kanalizasyon, yol vb işlerini tamamlamışlar helal olsun bu insanlara diyecektir. Ama tesadüfen yolu düşüp bizim halimizi gördüğünde, sorunlarımızı dinlediğinde şunu da söylemeden geçmeyecek; “ iyi güzel memlekette neden işleri tersten yaparlar anlamadım.”

Ne diyelim boyalı çatılar dilerim ki Gümüşhane’mizin daha iyi görünmesine katkıda bulunur. “Yaşana bilir Yeşil Gümüşhane için el ele” sloganımız bu, bu da kim el uzattı da bizler el vermedik. El ele verelim vermesine de elimizi tutacak el bulamadık.

Saygılarımla.