Yazdırdığınız Makale: AKREP KOVALADIKÇA.


AKREP KOVALADIKÇA

 

Bu yalancı dünyada, dönen bir akrep neden hep aynı yerden geçsede geçtiği yeri hatırlamaz ve inatla bu yerlerden durmadan geçer? Bu durumu hiç düşündünüz mü? Bu akrebin bir görevi vardır bizlere geçen zamanı hatırlatır, bu zaman içerisinde bizim yapmamız gerekenleri bıkmadan defalarca ima eder. Ancak bizler bu imalardan ne kadar ders alabiliyoruz? Biliyoruz ki bu akrep bir zaman gelecek duracak ve sonsuzluk başlayacak, şuanda akrep mola yerinde tam ortada durmakta. Bizlerde akreple dönüyoruz.

Bir gün bizler ebedi hayatımıza erişeceğiz, dinlenme tesisi olan dünyamızdan ayrılacağız ve ebedi olarak yaşayacağımız yere gideceğiz. Bunda kimsenin şüphesi yok ancak ortada bir yanlışlık var bu akrep döndükçe bizlerde bu akrebin inadına durmadan aynı yerimizde duruyoruz. Zaman denen kavram içerisinde bu dünyaya geliş sebebimizi unutur hale geldik. Öyle kötü bir dünya oluşturmuşuz ki kendi ellerimizle, kötülüğün, yalanın, hayasızlığın, dolandırıcılığın meşru olduğu bir dünya. Hiç ebediyete gitmeyi düşünmüyoruz, düşünmüyoruz ki insanları, doğayı kirletiyor buda yetmiyormuş gibide Yaradana karşı yüzsüzlük ederek arkamıza bakmadan dünyaya o kadar tamah ediyoruz ki kör olmuşuz nefsin imarelerine tutunarak kurtuluşa ereceğimizi zannediyoruz. Bazen düşündüğü zaman insan ne kadar boş ve beleş işlerle günü doldurduğunu anlıyor ve ne yazık ömrümüze ve bu nimetlere karşı hakkını veremiyoruz.

Dünyayı o kadar kötü hale getiriyoruz ki farkında olmadan kökümüzü kazıyoruz. Artık haramla helal arasında çizgiyi unutarak helalleri haram, haramları helal ilan ediyoruz kendimizce. Bir baba kızına tacizde bulunuyor, bir evlat anasına küfrediyor, bir baba evladını vuruyor, ne annede annelik şefkati ne babada koruma hissi kalıyor. İnsanlar insanlıklarından bıkmış gibi başka mahlûklara özeniyor. Gidiyoruz bir yerlere sonunun kötü olduğunu bildiğimiz halde. Hepimiz biliyoruz ki bu dünya yola çıkıp istediğimiz yere giderken mola verdiğimiz bir yer bir han, ama sanki çivi çakıp sonsuza kadar kalacağız burada. Bundan dolayıdır ki bu kadar şükürsüz ve cesaretli davranabiliyoruz.

Kıyametin alametleridir yaşadıklarımız, dilerim ki Allah bizleri sapıklıktan, şirkten korusun, ebedi hayatımızda bizlere merhamet etsin ve günahlarımızı affetsin. Saatin akrebi bile bizden hakkını isteyeceği sorgu gününü unutmayalım ki sorulacak en büyük hatalarımızı aza indirerek her şeyin hakkını verebilelim.