Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Ekrem YILDIZ->KAPANAN BASİRET... [ Arama ]

KAPANAN BASİRET...
Başlık KAPANAN BASİRET...
Açıklama 21 Ocak 2009 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
      BİRAZ SÜKUNET…

        Son haftalarda dünya ve ülke genelinde yükselen hararet yerini sakinliğe bırakmış gibi… İsrail'in katliamına son verdiğini açıklaması en son Ankara'da yapılan mitinge denk gelmişti. Ergenekon operasyonu kapsamında çıkan bomba ve silahlardan sonra teslim olan yarbay ve tutuklanan kaçak generalden sonra bekleme sürecini yaşamaya başladık.En son Eczacılarla varılan mutabakat bir belirsizliğin daha önüne geçti.Akşam televizyon kanallarında Çalışma Bakanı Sayın ÇELİK açıklamalar yaparken tam arkasında değerli hemşerimiz Sayın Dr. Hanefi GÖK'de gözümüze takıldı.Sonuçta dünya ve ülke gündemindeki gerilmeler bir süreliğine de olsa aşılmıştı…

    BİR VARSAYIM…

    İsrail'in Filistin'deki yapmış olduğu katliama bir anda son vermesi ile ABD'de yapılacak olan Başkanlık değişimine gelmesi bir tesadüf olmazdı herhalde. Obama kendi dönemine ateş ve kanla başlamak istemiyordu anlaşılan ya da Bush döneminin bitmesi ile kan akımı da mı bitiyordu acaba? Hangi açıdan bakarsak bakalım gelecek günlerin çok iyi olacağı temennisinin haricinde yine birçok sıkıntının yaşanacağı da aşikâr… Yarın öbür gün Lübnan, Suriye derken İran'ı ve Türkiye'yi içerisine alacak bir kriz ortaya çıkarsa da şaşırmayalım.

       ACABA?

        Filistin'de yapılan vahşeti tüm dünya izlemekle yetindi. Bari bu ateşkes arasında insani yardımda bulunabilseler. Şimdi halk açlık, sefalet ve hastalıklarla karşı karşıya. Bu gün ki bombalar Filistin'e değil de Mekke'ye, Medine'ye atılmış olsaydı tepki ne olurdu acaba? Üzülerek samimiyetle söylüyorum ki çok da farklı olmazdı. Nedenlerini uzaklarda aramamıza gerek yok kendimize bakmamız yeterli. Geçen hafta Sayın Hasan PİR'in Hac ziyareti yazısını okurken, Ankara'dan giden arkadaşların izlenimleri ile karşılaştırdığımda bakın neler ile karşınlaştım.Sayın hocam gayet samimi ve o kutsal atmosferin soluğuyla halisane niyetle orda ki güzellikleri yazmış.Allah ibadetlerini kabul etsin.Selam ve hürmetlerimi sunuyorum kendisine.Yalnız bir de bize anlatılanları farklı açıdan anlatırsak bakın neler oluyormuş.

    DUYDA İNANMA!

     Şeriatın tam merkezinde yaşanan şeriatsızlık en büyük utanç olsa gerek… Allah rızası için niyetle gidilen o kutsal topraklarda, bir birimizi ezmekten, itelemekten geri kalmıyoruz. Beytullah'ın karşısında namaz kılmak için bağdaş kurup iki kişilik yer kapatıyoruz bir başka Müslüman “şurada iki rekat namaz kılıp gidebilir miyim” diye sorduğunda hayır diyoruz. Hani birbirimizi sevmedikçe iman etmiş olmuyorduk ya nerde kaldı bizim imanımız? Daha acısı Hacerül esved-e el sürmek için birbirimizi ezip geçerken tam biri dokunup öpecekken arkadan böğrüne bir yumruk vurup aşağı almıyor muyuz? Bu mu ibadet? Hacda izdiham oldu ezildi diyoruz ya hacılarımız. Aslında izdiham falan değil bayağı bu bencillik, kendini bilmezlik sonucu yapılan cinayettir. İbadet etmeye gidiyoruz Allah rızası için ama Allah'ın rızası olmayan işleri de pekala yapıyormuşuz. Daha daha acısı kadın erkek karışmışız birbirimize… Peygamber döneminde bile sayı az olmasına karşın kadınlar en dış halkada ve arada mesafe ile tavaf ederlermiş. Biz ne yapıyoruz,nasıl yapıyoruz görenlere sorun. Kısacası dinin merkezinde din ile yakından ilgisi olmayan işler yapıyoruz sonra da Allah kabul etsin…Diğer ülkeler olsun Diyanet İşleri Başkanlığı olsun mutlaka bu konuda bilgi veriyorlardır.Şunun altı çizilmesi gerekir ki Hac 'da yapmamız geren farzlarla beraber keşke yukarıda bahsettiğimiz olaylara da maruz kalmadan ,ibadeti yapsak çok daha ala olmaz mı?Hem Müslüman değimliydi kendi nefsini kardeşine tercih eden, o zaman bırakalım o öne geçsin ne olur o senden önce yapsa,kim daha çok kazanır?

    Bize dinin şartları anlatılırken namaz, oruç, zekattan saymaya başlarız da neden ana babaya saygıyı, insanlara eziyet etmemeyi, güler yüzü, hoş görüyü yumuşak geçeriz. Bu konuda müftülerimize de, imamlarımıza da büyük görevler düşmekte. Sadece Hac için değil, günlük hayatta neler atlıyoruz neler. Şimdi tüm bu anlatılanları düşününce neden Mekke bile bombalansa kimse bir şey yapamaz sözümüzü umarım daha iyi anlatmış olduk. Basiret damarlarımızı maalesef yaşantımızla biz kapatmış oluyoruz. Acizane bu konuda kendimizi aşan ifadeler kullanıyoruz ama anlatılar bize böyle aks etmiş durumda. Bizde hilaf yok, yalan da yok gardaş…

          Saygılarımla…
Oyu Puanı: 2 - Ortalama:

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 18 (0 Kayıtlı Üye 18 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.32125 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu