Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
11 Mart 2009 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
BİR OLMAK
Düğünlerde, cenazelerde bir araya geliriz ister istemez. Akraba-u tahlukat toplanır bir araya gelir. Bazen paylaşılan sevinçtir, bazen hüzün…Bir sebeptir belki de bir araya gelmemizde. Geçen hafta sonu Ankara'da kız kardeşimin nişanı sebebiyle tüm aile bir araya toplanmıştık. Anne-teyze-dayı-yenge tüm kardeşler, yeğenler bir aradaydık. Uzun zaman sonra bir sebeple bir araya gelinmişti. Organizasyona ev sahipliği yapmak zordu. Aileler arasında mütevazi bir tören olmuştu, kurdeleyi kesmek yine Sayın Tahsin KARA' ya nasip olmuştu. Gelenek bozulmamıştı, beş kardeşin beşincisi de Gümüşhane dışına gitmişti. Olan yine Gümüşhane ekonomisine olmuştu.(En az 10 nüfus)
KORKMADAN
Enişte bey üniversiteden arkadaşımdı. Aynı mekanları paylaşmış insanlar olarak birbirimize olan güvenimiz “memleketten” kavramını aratmayacak ölçüde sağlamdı. Bu açıdan bakıldığında kişinin kendi doğup büyüdüğü topraklardan ziyade içinde bulunmuş olduğu ve yaşadığı çevrenin sunmuş olduğu güven duygusu akraba ve memleket bağına göre daha güçlü gelmektedir. Belki de bu yüzden memleket dışına doğru açınılmakta. Evlilikler kültürel anlamda biraz uyum problemi gibi görünse de yeni bir çevre ve farklı kültürleri tanımak görüş zenginliğimizi biraz daha artırmakta. Zaten gen havuzu güçlü olan toplumlar kendi içlerinden ziyade dışarı yönelmiş olanlardır. Türk toplumunun geçmiş tarihine baktığımızda bunu daha iyi görebilmekteyiz.Şöyle bir düşünelim. Bu gün Türk Cumhuriyetlerinden bir evlilik yapmış olsaydık, Kırgız,Kazak veya Türkmen bir eşimiz olsaydı gelecek olan yeni nesilin gen haritası çok daha güçlü olacaktı. Hem yazın yıllık izine buralara gittiğimizde aslında oraların bize o kadar uzak olmadığına da görmüş olurduk. Sabah namazını Semerkand' da kılıp kahvaltımızı yapıp akşama Buhara' ya geçebilirdik. Oralar bize gözümüzde büyüttüğümüz kadar uzak değil. Belki bu gün bizden geçmiş olabilir ama gelecek nesiller bu birlikteliği umarım sağlarlar…
VADİYE DÖNEN KURTLAR
Geçen hafta Perşembe günü nefesler tutulmuştu, kurtlar vadiye geri dönmüştü. Beğeniyle diziyi takip edenler yeni bölümde neler olacağını merak ediyordu.Polat ALEMDAR karakteri ile İskender BÜYÜK karakterinin devletin başının daveti ile bir araya gelmesi senaryo bazında insanların aklına acaba Ergenekon davasını kapatacaklar mı sorusunu getiriyor. Yoksa Ergenekon davası da susurluk gibi tarih mi olacak?Devletin kendi içerisindeki hesaplaşması zorunlu bir barışa mı götürülmek mi isteniyor?İsteniyor ise neden zorunlu bir barış.İlk bakışta geçen haftadaki bölüm bunları düşündürmüştü bize. Hem dizide İskender'in Polat' a Fenerbahçe-Sivas maçı gibi 3-1 gibi bir üstünlük sağlamış olması dengeler mi değişiyor sorusunu da beraberinde getiriyor. Her ne kadar kurgusal olduğu söylense de yaşananlar Türkiye'nin gerçekleriydi.
TÜSİAD-IMF-PİYASALAR
Son günlerde piyasalarda müthiş bir dalgalanma var. Doların çıkışı devam ediyor. Altın altın günlerini yaşıyor. Bazı çevreler bu çıkışın devam edeceğini söylüyor. TÜSİAD bir yıldır IMF ile anlaşma yapın diyor. Görünen tablo şu ki yerel seçimlere kadar hararetli inişler ve çıkışlar yaşanacaktır. Seçim sonrasında eğer hükümet IMF ile anlaşma imzalamaz ise o zaman TÜSİAD devreye girecektir, para babaları piyasaya müdahale edecek belki de hükümeti devalüasyon ile korkutacaklardır. IMF yi daha önceden de tanıyoruz hayrımıza bir iş yapmamıştır ama bir yandan da piyasaların durumu ve sanayicinin halini göz önüne aldığımızda durum aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık hesabı.Umarız ki seçimden sonra piyasalar rahatlar IMF ile de anlaşma olmaz.TÜSİAD kime çalışıyor onu da anlamış değiliz.Bir adama kırk gün deli desen deli olur.Bunlarda kriz kriz diye diye krizi ülkemize getirdiler.Evet ortada bir kriz var ama yangına körükle de gitmenin bir anlamı yok değil mi?
Son söz: “Herkesi bir defa, bazılarını her zaman aldatabilirsiniz ama herkesi her zaman aldatamazsınız.” Abraham Lincoln.
YAŞAMA DAİR...
