Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
26 Kasım 2009 tarihli Gümüşkoza Gazetesindeki yazısı
e-Posta
eyup29@hotmail.com
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Gün geçtikçe bu yönde ilerleme sağlayan ve dış politikada atak üstüne atak yapan hükümet kanadı önemli başarılara imza atıyor. Atmakla da kalmıyor batıdaki rakiplerinin de dikkatini çekiyor. Kimi rakipler bunu Türkiye’nin yönünü batıdan doğuya çevirdi analizleriyle yorumlatmaya çalışıyor ancak kendi yaptıklarını unutuyorlar…
Fransa Cumhurbaşkanı Libya liderini sarayın bahçesine çadır kurdurarak ağırlarken, Suriye Devlet Başkanı ile görüşmek için can atarken yüzünü doğuya dönmüyor, hedeflerinden şaşmıyor da biz mi şaşıyoruz? Ne kadar garip değimli? Siz bu ülkelerle sıcak ilişkiler kuracak helikopterler satıp petrol alacaksınız, İnşaat firmalarınızla oralarda milyar dolarlık işler alacaksınız bizse yüzümüzü doğuya dönüyor olacağız…İşte bu yüzden bu tarz yazılar yazan bu devletlerin oyuncağı olan medya organlarını eleştiririm her mekanda! Financial Times denilen gazete ufak tefek olaylarda Erdoğan’ın başarısı derken büyük olaylarda Türkiye’nin çapını aşıyor olması tehlike arz ediyor diyebiliyor. Hem de bunu söylerken de bizi düşünerek söylemesi çok ilginç! Tehlike arz ediyor da niçin kendileri için mi ? Hayır; bizzat bu açılımların bize zararı varmış…Yani biz Libya ile görüşünce yüzümüzü batıdan doğuya dönüyormuşuz!
Bunun yanında gel gelelim bu hayalin içteki düşmanlarına yada hayalleri çalınanlarına! Yükselen Osmanlı hayali sadece tek bir partinin değil hemen hemen ülkedeki tüm partilerin bir şekilde hayali konumundadır. Bir kesimi temsil eden DTP haricinde! Bu hayal bugün gerçekleştirilirken köstek olmakta bundandır diye düşünüyorum. AKP iktidarı bu açılımlara giderken asıl hedefin Osmanlı Rüyası olduğunu açıklamamakla birlikte açılım sürecindeki en büyük hatasını yaptı diye düşünüyorum. Çünkü bu açılımlar ilk etapta tek bir zümreye yapıldı gibi algılanınca rakip siyasi görüşler bunu çok iyi kullandı ve kullanmaya devam ediyorlar. Bununla birlikte bu düşünceyi devamlı kaşıyan siyasilerimiz ve kaşınmasını isteyen DTP grubu şiddet olaylarını tekrar gündeme getirerek bu sürecin olumsuzluğa doğru gittiğini vurgulamak istiyorlar. Bu can sıkıcı bir durum ve tehlikeli bir süreç…Bu süreçte elbette radikal gruplar olacaktır. Ancak bu sürecin tutup tutmayacağına 2011 yılındaki seçimler karar verecektir. Eğer AKP %40lık potansiyelinin altına kaymazsa bu süreç onaylanmıştır denilebilir. Ülkenin doğu haricindeki kesimlerde bu açılım sürecinin anlatılamadığı AKP seçmeninin, tabanından uzaklaşmasıyla düşen oranlar,Yine doğu kesimindeki barış isteyen topluluğun oylarıyla dengelenmesinin hedeflendiği görülmektedir. Ancak Sayın Erdoğan’ın kaybedilen taban oylarına bile tahammülü olmadığından tüm vekilleri yurt gezisine katarak açılımı anlatmaya göndermesi bu durumunun güzel bir analizidir.
Fransa, İspanya ve günümüz Lideri ABD, sömürge yaptığı ve insanlara zulüm ettiği topraklarla bile bağlantısını kesmezken, halen onlardan bir çıkar umarken veya kapitalist yöntemlerle sömürmeye çalışırken, neden biz Osmanlı torunları bir zamanlar adalet ve huzur getirdiğimiz topraklara yine bu sömürgecilerin oyunlarına alet olarak Osmanlıdan kopan bu topraklara kendimizi hatırlatmaktan çekinelim ki? Birileri bu Osmanlıcılık oyunundan elbette rahatsız olacak, elbette yolumuza taşlar koyulacak, elbette iç huzursuzluğumuz bunların en büyük amacı olacak ki tekrar kabuğumuza çekilelim….Ama unutuyorlar Türkler kabuğu kırdı mı gerisi hızla gelir…Geri çekilmek şanımıza yakışmaz…İstemeyenler olsa da Kaçınılmaz son olan, dünyanın ihtiyaç duyduğu Osmanlı zihniyeti, hakimiyeti ve adaleti gelmelidir gelecektir!
YÜKSELEN OSMANLI HAYALİ
