DERSHANELER KAPANACAK MI?

İlköğretimde kapandı bile… Şu anda İlköğretimden dershaneye giden öğrenci sayısında ciddi düşüş var. Sınav sisteminde bir değişiklik olmazsa gelecek yıldan sonra orta okul 5.,6.,7.,8. sınıf öğrencilerinin dershane ye gitme oranı çok düşecek. Çünkü ihtiyaç kalmayacak. Bakanlığın yaptığı her dersten 20 soruluk sınav; ders kitabındaki etkinlikler, değerlendirme soruları ve müfredat içerisinden olacağı için çocuk için okul yeterli olacaktır.

Aslında ilköğretimde başka bir gerçek var: ortaokulu bitiren bütün öğrenciler bir liseye yerleşiyorlar. Daha önemlisi ise yalnızca bir kez okul tercihinde bulunabiliyorlar; ikinci üçüncü yıl tekrar bir tercih hakları olmadığından orta son sınıftaki performansları ile mutlaka bir liseye geçiyorlar. Başka bir şans verilmiyor. Böyle olunca da dershanesiz olabilir diyebiliyoruz. Ancak bu durum liseler için tam tersidir ve liselerde dershaneciliğin bitmesi çok zordur. Zorun da ötesinde imkansız gibi görünmektedir; çünkü:

-Liseyi bitiren 1 milyon öğrenciye karşılık yalnızca 400 bin 4 yıllık fakülte vardır; ve yalnızca 20 bin öğrenci revaçta olan tıp, eczacılık, hukuk, siyasal ve mühendisliklerin bazı bölümlerine girebiliyorlar. Herkes bu 20 bin içerisine girmek istiyor ve bunun için amansızca yarışıyor.

-Liseyi bitiren öğrencilerin defalarca sınava girme şansı vardır. İlk yıl istediği bölümü az farkla kaçıran bütün öğrenciler ikinci yıl tekrar şansını denemek istemektedirler.

-Üniversite sınavında kendini yormayan ve az puan alan öğrenciler dershanelere giderek bu farkı kapatacaklarına kendilerini çok inandırıyorlar.

-Dershanelerdeki okula benzemeyen sadece sınava odaklı yönetim anlayışı ve özgür ortamlar, okulun sıkıcılığına karşılık gençleri celp etmekte cazip görünmektedir.

-Dershanelerin bütün öğrencilere üniversite kazandırabileceğine yönelik çok yanlış bir kanı gençler arasında yaygındır.
 
Bütün bunların bir araya getirilmesi sonrasında açıkça görülmektedir ki; liseli öğrencilerin dershaneye gitmeden de başarılı olabileceklerine onları inandırmak zor görünmektedir. Mezun öğrenci kadar fakülte ve yüksekokul kontenjanı olursa ve sınava yalnızca bir kez girme hakkı tanınırsa ancak dershaneye ihtiyaç kalmaz ki bu sonuca yakın bir gelecekte ulaşmak zordur.

Kapatılan dershanelerin yerini özel ders veren öğretmenlerle doldurmak ihtiyacı ortaya çıkar ki bu  durum veliye daha pahalıya patlayacaktır. Özel ders saatini  en az 50 TL düşünürseniz aylık en az 1000 TL bir ücretle çocuk üniversiteye hazırlanabilir.
 
Bütün bu gerçekleri bilen bakanlık dershaneleri kapatılacağını açıklarken nasıl bir çözüm düşünüyor olabilir? Onlar bu gerçekleri bizim kadar bilmiyorlar mı?
 
Mutlaka bir bildikleri vardır. Çözüm düşünmeden böyle bir işe kalkacaklarını sanmıyorum. Öğrendiğim kadarı ile açık uçlu soru sistemi ile yalnızca kitapçık üzerine yazılacak cevapların okunacağı, test çözen değil, yorum yapan ve fikir üreten öğrencilerin sınav kazanacağı bir sistemi hayata geçirmek istiyorlar. Bu yolla dershaneye ihtiyaç kalır mı?  Asla kalmaz. Bu tür bir sınav test sınavı gibi ayrım kayırım yapılmadan okunup objektif bir sonuç alınabilir mi? İşte bütün mesele bu. Bu soruya cevap verirseniz dershane kapanır, yada kapanmaz diyebilirsiniz!

YOKSA..!
YORUM EKLE