15 TEMMUZ

Zaman tespih misali, gönül sabır çekerken,
Harşit Çayı çağlayıp, gözyaşını dökerken, 
Ve Kelkit Ovası’nda eller tohum ekerken,

İbrahim sevdasında, közümüz vatan olsun.
Yunus’un dergâhında, sözümüz vatan olsun.
İsmail HAYAL

15 TEMMUZ

            Hain darbe teşebbüsünün seneyi devriyesinde uçurumun kenarından bizi selamete çıkaran Rabbim’e hamd ve sena makamında; canını Hz Hamza misali seve seve vatan uğruna feda eden 250 şehidimize rahmet, ailelerine sabrı cemil ve o hain gecede yaralanan tüm gazilerimize acil şifalar diliyorum.

            15 Temmuz bu aziz milletin bir ve beraber olduğunun aşikâr nişanesi olarak içimizdeki ve dışımızdaki vatan hainlerine bir şamar hükmündedir. Bu vatanın ekmeğini yiyenlerin kendi kardeşlerine topla, tüfekle ve tankla saldırmalarını akıl ve izanın kabullenmesi mümkün değildir. Sağlığında kıymetini bilemediğimiz merhum Yaşar Nuri Öztürk’ün deyimiyle “Allah İle Aldatanların” aktif rol aldığı bu hain darbe girişimi sonrasında Müslümanların her türlü oluşum ve gruplara artık temkinli yanaşması mecburiyeti bulunmaktadır. Bu konuda devletimizin çok başlılığı sona erdirerek Diyanet çatısı altında birleştirici çalışmaların yapılması gerekmektedir. Öğrenci yurtları, dershaneler, kurban eti, bağış, yardım, fitre, zekât ve kurban derileri gibi gelirleri tek elden devletin kontrolünde olmalıdır.  

Edirne’den Kars’a dek, sevda eksin yollarım,
Oğuz Ata’mdan beri, sebil olsun yıllarım,
Alevi’si Sünni’si, kucaklasın kollarım,

Çağırgan duasında, azımız vatan olsun.
Veysel’in durağında, nazımız vatan olsun.

O gece tüm Türkiye’de bir ses olan ve her türlü şer gücü geri püskürtme cesaretinde olan aziz milletimize çok şeyler borçluyuz. Tüm dünya ve etrafımızdaki leş kargaları şunu kesinlikle idrak ettiler ki, bu aziz millet asla ve asla esir edilemez, boyunduruğa getirilemez, yıldırılamaz, yok edilemez. Yok etmeye kalkanların tarihin çöplüğünde ki hazin sonları ibret vesikası gibi yüzlerine vurulmaktadır. Ve bu iç-dış şer şebe(k)eleri böylesi bir tevessüle bir daha cesaret bulamayacaklardır.      

Zigana’dan Toros’a, bahar üflesin yeller,
Doğu, Batı, Güney’de, canda birleşsin eller,
Mevlana aşkla dönsün, gözümden aksın seller,

Taptuk’un kapısında, izimiz vatan olsun.
Türkiye davasında, sızımız vatan olsun.

Biz biriz, birlikte diriyiz, diri oldukça güçlüyüz, masum ve mazlum coğrafyaların tek ümidiyiz.  Afganlı, Suriyeli, Filistinli, Arakanlı, Bosnalı ve dünyanın herhangi bir noktasında ki diğer mazlum kardeşlerimize kucak açtıkça insanız, Müslüman’ız. Ve biz Türkiye çatısı altında Türk, Kürt, Alevi, Sünni aynı kilimin farklıda olsa muhteşem deseninin ilmekleriyiz. Ve yine bizler bu güzel ülkenin her karışında Yunus’uz, Şeyh Edebali’yiz, Hacı Bayram-ı Veli’yiz, Hazreti Mevlana’yız, Hacı Bektaşi Veli’yiz, Pir Sultan Abdal’ız ve nihayetinde Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi’yiz.

Türk’ü, Kürt’ü Çerkez’i, hepimiz doğru yolda,
Ortak payda İslam’dır, yürürüz aynı kolda,
Karadeniz Akdeniz, dağda, bayırda, çölde,

Reyhanî avazında, sazımız vatan olsun. 
Hem zemheri, baharı, yaz’ımız vatan olsun.

Ve nihayetinde 15 Temmuz bir Kurtuluş Savaşı’ndan öte bir milli sembolümüz olarak tarihteki yerini almıştır. Ve hatta 15 Temmuz bir Kurtuluş Savaşı’ndan öte daha bir önem arz etmektedir. Çünkü Kurtuluş Savaşı’nda, Çanakkale’de karşımızdaki düşman belliydi. Ancak 15 Temmuz’da düşman maalesef içimizdendi. Bizim verdiklerimizle bize arkadan vuranlardı. Türk’ün ve İslam’ın düşmanlarıyla işbirliği yapanların ihanetiydi. 

Hayali yaz destanı, Osmanlı ata soyun,
İçerde dışarıda, bize tutmaz ki oyun,
Gümüşhane vatanın, Demirören’dir köyün,

Ertuğrul’un dizinde, özümüz vatan olsun.   
Edebali gizinde, yüzümüz vatan olsun.

            O yüzdendir ki her 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gecede bizler aynı iman ve şuur ile çocuklarımızla, dede ve ninelerimizle, Nene Hatun timsali bacılarımızla, atalarımızın asil kanıyla ıslattıklar şanlı bayrağımızla meydanlardayız, nöbetteyiz, tetikteyiz. Ülkemizin, devletimizin ve Başkomutanımızın emrindeyiz. 

                          

YORUM EKLE