Son günlerde nereye baksak acı ve gözyaşı…
Kaza deyip, geçiyoruz…
Sorumlulukları, ihmalkârlıkları kaza kelimesinin içine sığdırıp üzerimizden atıveriyoruz…
Üç gün beş gün konuşuyoruz sonra unutuveriyoruz…
Yeri geldi mi beğenmediğimiz Avrupa’da kediye, köpeğe verilen değeri biz ne hikmetse kendi insanımıza layık görmüyoruz…
Kitaplara ve kaide ve kurallara uymak yerine kitap ve kuralları kendine uydurmaya çalışan bir toplum olmaktan çıkamadığımız, suçu başkasına atıp sonra da İlahi takdire sığındığımız sürece bu acı ve gözyaşı maalesef ki devam edecektir. Elbette ki ilahi takdir tecelli edecektir, yalnız Yaradan takdirden önce tedbiri almamızı bize bildiriyor.
Tedbir takdirin önündedir…
“Dünde bir şey yapılmasına gerek yoktu, bu günde yok. Kanunlar hiçbir meseleyi çözmez. Biz kendi kusurlarımızı kanunla çözmeye çalışırsak faydası yok. Yine bizim kusurumuz bizdedir.” Yasalar yalnız başına bir şeyi çözmez, insanlar kurallara uymadıktan sonra istediğiniz kadar yasa çıkarın nafile… Sorumluluk sadece bir tarafta değil, herkes üstüne düşeni yapmalı. Üç şeritli bir yolu dört şeride çıkaran, emniyet şeridini boş bırakması gerekirken kendine yol yapan, kırmızı ışıkta geçen, işçisini iş güvenliklerinden yoksun bir şekilde çalıştıran ama kâğıt üstünde tamam gösteren ve bu şekilde çalışmayı kabul eden zihniyet algısı değişmediği sürece bu tür acı haberler devam edecektir.
İstanbul’da yaşanan Asansör Faciası su yüzüne çıktığı için bu kadar içimizi acıttı. Bunun gibi kim bilir kaç olay daha oluyor da kimsenin ruhu duymuyor. Ve yine ne acıdır ki olan yine” garibanın çocuğuna” oluyor.
Toplum yapısı olarak sınıf farkı gözetilmeden insana insan olduğu için gösterilecek saygı ile ancak egolarımızdan sıyrılır ve insan olmanın ortak paydasında buluşabiliriz.
Acı, ortak acımızdır.
Merhumlara Allah’tan Rahmet kederli aile ve yakınlarına sabırlar diliyoruz.
Tüm bunlar yaşanırken kendi dertleriyle hastanelerde şifa arayan, umutla bekleyen insanlarımıza da Allah’tan şifalar diliyoruz.
Dünyanın dört bir yanında dini, dili, ırkı ne olursa olsun zulme uğrayan, haksızlığa uğrayan insanlara da insan olmanın verdiği duygu ile dua ediyoruz.
Haksızlığa ve zulme göz yumanları da son çare olarak Allah’a havale ediyoruz.
Sevgi ve Saygılar…
Kaza deyip, geçiyoruz…
Sorumlulukları, ihmalkârlıkları kaza kelimesinin içine sığdırıp üzerimizden atıveriyoruz…
Üç gün beş gün konuşuyoruz sonra unutuveriyoruz…
Yeri geldi mi beğenmediğimiz Avrupa’da kediye, köpeğe verilen değeri biz ne hikmetse kendi insanımıza layık görmüyoruz…
Kitaplara ve kaide ve kurallara uymak yerine kitap ve kuralları kendine uydurmaya çalışan bir toplum olmaktan çıkamadığımız, suçu başkasına atıp sonra da İlahi takdire sığındığımız sürece bu acı ve gözyaşı maalesef ki devam edecektir. Elbette ki ilahi takdir tecelli edecektir, yalnız Yaradan takdirden önce tedbiri almamızı bize bildiriyor.
Tedbir takdirin önündedir…
“Dünde bir şey yapılmasına gerek yoktu, bu günde yok. Kanunlar hiçbir meseleyi çözmez. Biz kendi kusurlarımızı kanunla çözmeye çalışırsak faydası yok. Yine bizim kusurumuz bizdedir.” Yasalar yalnız başına bir şeyi çözmez, insanlar kurallara uymadıktan sonra istediğiniz kadar yasa çıkarın nafile… Sorumluluk sadece bir tarafta değil, herkes üstüne düşeni yapmalı. Üç şeritli bir yolu dört şeride çıkaran, emniyet şeridini boş bırakması gerekirken kendine yol yapan, kırmızı ışıkta geçen, işçisini iş güvenliklerinden yoksun bir şekilde çalıştıran ama kâğıt üstünde tamam gösteren ve bu şekilde çalışmayı kabul eden zihniyet algısı değişmediği sürece bu tür acı haberler devam edecektir.
İstanbul’da yaşanan Asansör Faciası su yüzüne çıktığı için bu kadar içimizi acıttı. Bunun gibi kim bilir kaç olay daha oluyor da kimsenin ruhu duymuyor. Ve yine ne acıdır ki olan yine” garibanın çocuğuna” oluyor.
Toplum yapısı olarak sınıf farkı gözetilmeden insana insan olduğu için gösterilecek saygı ile ancak egolarımızdan sıyrılır ve insan olmanın ortak paydasında buluşabiliriz.
Acı, ortak acımızdır.
Merhumlara Allah’tan Rahmet kederli aile ve yakınlarına sabırlar diliyoruz.
Tüm bunlar yaşanırken kendi dertleriyle hastanelerde şifa arayan, umutla bekleyen insanlarımıza da Allah’tan şifalar diliyoruz.
Dünyanın dört bir yanında dini, dili, ırkı ne olursa olsun zulme uğrayan, haksızlığa uğrayan insanlara da insan olmanın verdiği duygu ile dua ediyoruz.
Haksızlığa ve zulme göz yumanları da son çare olarak Allah’a havale ediyoruz.
Sevgi ve Saygılar…