Milletvekilimiz Sayın Cihan Pektaş, geçtiğimiz yıl bu günlerde TBMM Çevre Komisyonu Başkanlığına seçildi. Aşırı çevre hassasiyeti olan ve yıllardır Gümüşhane’de çevre mücadelesi veren birisi olarak o günlerde mutluluk duymuştum.
Şehrimizde en azından sayın vekilimizin komisyon başkanı olduğu süre zarfında, hiçbir şekilde çevre ihlali yapılamayacağı ve olası bir çevre ihlalinde ise ihlal edenlerin karşılarında sayın vekilimizi bulacaklarını düşünmek bile çok güzeldi.
Lakin gün geçtikçe duyduğumuz mutluluk hayal kırıklığına dönüşmeye başladı ve sayın vekilimizin şehrimizde yapılan çevre ihlalleri karşısında kılını kıpırdatmadığını gördük ve görmeye devam ediyoruz.
Benzer şekilde TBMM Çevre Komisyon Üyesi olan milletvekilimiz Sayın Hacı Osman Akgül’ün de yapılan ihlaller karşısında hiçbir müdahalede bulunmaması şaşkınlıkla karşıladığım bir diğer durumdur.
Ne Meclis Çevre Komisyonu Başkanı Sayın Cihan Pektaş’ın, ne de Çevre Komisyon Üyesi olan Sayın Hacı Osman Akgül’ün; bir günden bir güne, şehirde yıllardır feryat eden doğa gönüllülerini bir kez olsun dinleyip şehrin geleceği konusunda büyük endişe duyan bu bireylerin derdi ile dertlenmemesi daha da acı bir durumdur.
Bırakın çevre ihlallerine engel olmayı, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Sayın vekilimizin maden firmalarının orman alanları ile ilgili yaşadıkları her sıkıntıda çaldıkları kapı olduğu söylentilerinin günden güne yayılması içimizi acıtır nitelikte olmaktadır.
TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Sayın vekilimize, Gümüşhane’de yıllardır çevre mücadelesi veren birisi olarak birkaç soru sormak, soru sormaktan ziyade Gümüşhane’nin geleceğini tehdit eden bazı hususlar hakkında kendisine naçizane birkaç uyarıda bulunmak istiyorum.
Sayın Vekilim;
Gümüşhane Organize Sanayi Bölgesinde gıda üretim tesisleri ile maden atık barajının iç içe olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Belki ilk atık barajı sizin döneminiz öncesi yapıldığı için sorumlu değilsiniz. Lakin şu anda ilk kimyasal atık depolama tesisinin en az 3 katı büyüklükte ikinci kimyasal atık depolama tesisinin yapımına, yine gıda üretim tesislerin hemen yanı başında başlanmış durumdadır.
Sayın Vekillerim; Pestil ve Köme üretiminin %80’inin yapıldığı ve birçok üreticinin kuyu suyu kullandığı organize sanayi bölgesinde, yakın bir gelecekte pestil ve köme sektörünü bitirecek olan kimyasal atık depolama tesisinin inşaatının devam etmesine göz yumacak mısınız?
Bunun yanı sıra Karamustafa Köyünde bulunan bir maden firmasının ikinci atık barajı için binlerce ağacı kesmesi, bugünlerde ise izin çıkmadığı için kesim yaptığı alana atık barajı yapamamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sizin Çevre Komisyon Başkanı olduğunuz dönemde, gerekli izinler alınmadan binlerce ağacı katleden, bugün ise izinlerde sorun olduğu için atık barajı yapamıyoruz diyen maden firmasının işlerine bu sorumsuzlukta devam etmesine göz yumacak mısınız?
Karamustafa Köyünde bulunan ve atık barajı dolu durumda olduğu için bazı zamanlarda seviyenin yükselmesine bağlı olarak kimyasal atığın toprağa karışmasını defalarca dile getirmemize rağmen TBMM Çevre Komisyonu Başkanı vasfınızla bir kez olsun maden firmasını ziyaret etmediniz.
Bunun sebebi iş yoğunluğunuzdan mıdır, yoksa sizin için maden firmasının istihdama olan katkısı çevreye verdiği zarardan daha mı önemlidir?
Sayın Vekillerim,
Yarın bir muhalefet partisi milletvekili mecliste çıkıp ‘’Meclis Çevre Komisyon Başkanı ve üyesinin kendi şehirlerinde meydana gelen çevre ihlalleri ve doğa katliamları karşısında etkisi yokken, ülkemizin çevre sorunları karşısında nasıl etkin olacaktırlar?‘’ diye tarafınıza sorsa nasıl bir cevap vermeyi düşünüyorsunuz?
Bir kez daha tekrar ediyorum. Gümüşhane kamuoyunun bilmesi gereken en önemli husus şudur:
Bu şehirde vahşi madenciliğe devam edildiği sürece şehir tarihini, kültürünü, turizmini, pestil ve kömesini, organik tarımını kaybedecektir. Bunlardan daha önemlisi ise önümüzdeki 5 yılın sonunda başta solunum bozukluğu, kanser vakaları ve genetik bozukluklar olmak üzere insan yaşantısını olumsuz yönde etkileyecek olan hastalıklar boy gösterecektir.
Yıllar sonra sokaklarda Yusuf Oral haklı imiş söylentilerini duymaktan dolayı mutlu olmayacağım. Aksine canım pahasına mücadele etsem de engel olamadığım için kendimi suçlu hissedeceğimin özellikle bilinmesini isterim.
Gümüşhane’nin yaşanılabilir bir kent olması temennisi ile.
Sağlıcakla kalın…
Ah Bir de Çevre Komisyon Başkanımız Olmasa idi Ne Yapardık!