Yıllar önceydi. Henüz doğalgazla tanışmamıştık. Isınma amaçlı kömür yakıyorduk. Okula gidip-gelirken, özellikle sabahları yol güzergahında öyle bir yer vardı ki kömür kokusundan ve dumanından geçemezdim. O zaman bile maske takmalıymışım diyorum.
Yine yıllar önce arkadaşlarla sohbet ederken, birbirimizin ağız kokusundan , nefesinden ve çıkardığımız tükürükten etkilenmemek için maske takmalıymışım diyorum.
Bazı hastalar görürdük maske takarken. Hatta çarşı pazarda takanlar olurdu. Biz içimizden onları yadırgardık (?)
Bazen çarşı pazarda maskeyi koluna takanları görüyorum. Diyorum acaba virüs koldan mı bulaşıyor!!!
Birde maskenin pahalı oluşundan yakınanlar var. Haklılar gibi.
Nasıl ki poşet parası vermemek için dayanıklı çanta aldıysak bunda da maske diktirerek ve hijyene dikkat ederek tekrar tekrar takabiliriz.
Aslında poşet ve maskelerin geri dönüşümünü, belirli bir ücret karşılığında, ekonomiye tekrar kazandırabiliriz.
İslamiyet'in bize bahşettiği temizlik kurallarının ne kadar önemli olduğunu davranışlarımızla da çevremize daha iyi anlatabiliriz.
Özellikle yemeklerden önce ve sonra el ve ağız yıkamanın önemli olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.
Ulan maske seni yıllar öncesinden takmaya başlamalıymışım. Senin önemini şimdi daha iyi anlıyorum.
Yaşmak çalan Anadolu kadını yüz yıllardır maske takıyormuş meğer. Onlara hak vermemek elde değil. Onları şimdi daha iyi anlıyorum.
Birde şu karantinaya alınan ev, apartman, sokak, mahalle ve beldelerden bahane üreterek kaçanlar varmış ya......
Altı bin küsur kişi öldü. Hala bana bir şey olmaz dayılığını yapanlar var. Yazık hem de çok yazık. Bunlar da ne kuldan utanma , ne de Allah'tan korkma var.
Kul hakkı mı onu henüz düşünen yok.
Unutmayalım; maske, mesafe ve temizlik .
Vesselâm.....