Güzel isim; kulağa hoş geliyor. Gül telaffuz edilince göze de hoş geliyor. Halkın kendisini temsilen seçtiği yeni dönem vekilimiz Osman Akgül Beyle birlikte birkaç toplantıda bir arada bulunmak şansı yakalamıştım. Son derece mütevazi, alçak gönüllü hem köylülüğü hem de entelektüelliği bünyesinde barındıran ender kişilerden. Kasıntı yok, kibir yok, afra ve tafrası yok. Çok az konuşması dikkatli bir dinleyici olması ve etrafını sürekli gözlemleyerek hoş olan durumları yakalama çabası gibi özellikleri ile tam bir Anadolu ereni görüntüsü veriyor.
Memuriyette olmamız dolaysıyla olmayan şeyleri yazıp kişileri şişirerek ikbal peşinde gözükmek istemem. İstesem de olmayacağını bilirim.! Gördüklerimi yazıyorum; dikkatli olmak ve siyasi mesajlardan uzak durmaya çalışıyorum. Ama yiğidin hakkını vermek gerek diye düşünüyorum. Bazı cümlelerin altını özellikle çizmem ve tekrar etmem gerekiyor. Kasıntısı ve kibri yoktur… Umudumuz odur ki mecliste ilimizi temsil ederken de değişmeyecektir. Seçildikten sonra kendini “vekil” değil “alacaklı kefil” gibi görüp başımızda boza pişirmek isteyenlerden olmayacaktır. Görüntü peşinde değil iş peşinde, gönül alma peşinde koşacaktır.
Peki böyle davranmak bir yönetici için kolay mıdır diye sorulursa cevabım :”çok zor “ şeklindedir. Anadolu insanı iyiliği, mütevaziliği ve güler yüzlülüğü çabuk aşındırır. İsteklerinin ve taleplerinin ardı arkası gelmez. Özellikle de devlet imkanlarını elinde bulunduranlar için bu çok daha zordur. Bütün bunları bilerek zoru başarmak, kimseyi küstürmemek, bir işin olurunu ve olmazını doğru anlatmak, yapamayacağı işler için umutlandırıp hüsrana uğratmamak, elinde olmayan işleri dürüstçe anlatmak ile bu zorluk aşılır.
Geçmişte ilimizin kalkınmasında emeği geçenlerin haklarını yemek istemem. Bu yazı birilerine nisbet değildir ama bazı imalar içermektedir. Bazı kelimeleri tekrar etmem tesadüfi değildir. Bü tür yazılar ve gözlemler paylaşılmazsa insanlık tekamül edemez. Bu nedenle kırıcı olmadan bazı hatırlatmaların bizleri üzmemesi gerekir. Biz demesek te Kamu vicdanı zaten söyler.
Devletin son yıllarda hizmet ve kalkınma noktasındaki aldığı yol dünyayı kıskandıracak ölçüdedir. Bununla birlikte adalet anlayışımız, adalete bakışımız ve adil olma noktasında ki aldığımız yol arpa boyu bile değildir. Devletin kamu hizmetini yerine getirirken adil olması Hristiyan Avrupa ülkelerinin bile başardığı bir konudur ve bizlerin daha iyisini icra etme potansiyelimiz çok fazlasıyla vardır. Bir Türkün Almanya’daki adalet sisteminden hayranlıkla bahsetmesi Müslümanlar olarak bizleri yaralıyor. Yeni vekillerimizin bu konuda da hassas olmalarını diliyorum. “Yanıma gelen hiç kimseye sen Gümüşhane’nin neresindensin diye sormadım” diyen Akgül vekilimize ve diğer vekilimize bu konuda da güvenmek isteriz. Diğer vekilimizle bir tanışıklığım olmadığından kendisiyle alakalı bir kanaat belirtmem yanlış olur. Görevinde başarılar dilerim.
………………………………………………………
KONUYLA ÇOK İLGİSİ YOK AMA…
Kendisiyle arkadaş ve akraba olmaktan gurur duyduğum, her fırsatta övgüyle bahsettiğim ve iyiliklerini gördüğüm bir arkadaşım; geçmişte “biz ondan desteğimizi çektik” demişti. Bu sözü duymama rağmen ben onun iyiliklerini ve arkadaşlığının hatırını hep korudum, üzerime düşeni fazlasıyla yaptım. Gene de bizde hakkı vardır helal etmesini dilerim ama bende an itibarıyla ondan desteğimi çekiyorum. Çünkü iyi olmak bazen kafi olmuyor. Neden iyi olduğumuzu, bir yanlışın 100 doğruyu götürmeyeceğini, asıl olanın karşımızdakinin doğru okunmasının gerektiğine inanıyorum. Bu nedenledir ki bizde ondan desteğimizi çektik.
AKGÜL