'ALTIN ORAN'DAN 'ALTIN UYUM'A YARATILIŞ GERÇEĞİ

Kâinatta, mikro âlemden makro âleme kadar tüm varlıkların vücutlarında gözle görünür bir ölçü ve bir uyum bulunmaktadır. İnsan gözünün ve aklının görmekte zorlanmadığı bu mükemmellik, bilimlerin ifadesiyle bir “altın oran” özelliğini taşımaktadır.
 
“Altın Oran” Nedir?

Altın oran, diğer adıyla PHI sayısı 1.618 dır. Bu sayı matematiğin en popüler sayılarından biri olarak kabul edilmektedir. Bu sayının popüler olmasının sebebi, hayatın hemen hemen her yerinde bulunuyor olmasıdır.


Matematikte “Fibonacci sayıları” olarak da adlandırılan bir dizi sayıyı keşfeden İtalyan matematikçi Fibonacci, bu dizinin sayılarından da “altın oran" sayısı olarak adlandırılan 1.618 sayısını keşfetmiştir.
 
Fibonacci Sayılarında “Altın Oran” Sayısı Nasıl Ortaya Çıkıyor?

“Fibonacci sayıları” şöyledir: 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610, 987, 1597, 2584, ...

Görüldüğü gibi Fibonacci dizisindeki sayılardan her biri kendisinden önce gelen iki sayının toplamından oluşmaktadır. 

Dizideki bir sayı kendisinden önceki sayıya bölündüğünde birbirine çok yakın sayılar elde edilmektedir. Hatta serideki 13. sırada yer alan sayıdan sonraki tüm bölmelerde hep aynı sayı ortaya çıkmaktadır. Örnek; (233 / 144 = 1,618 ), (377 / 233 = 1,618), (610 / 377 =1,618), (987 / 610 =1,618), (1597 / 987 =1,618), (2584 / 1597 =1,618), …

Görüldüğü gibi bu bölmelerin her birinde çıkan sonuç 1.618 dir.
 
Yaratılışta “Altın Oran”

1.618 sayısı; bitki, hayvan, insan başta olmak üzere bütün varlıkların vücutlarının çeşitli bölgeleri arasındaki uyum oranının da sayısal değeridir.

Yapılan araştırmalar sonunda, bütün varlıkların vücutlarında, bütünle parçalar arasında “altın oran” sayısının yani 1.618 sayısının veya bu sayıya çok yakın bir sayının bulunduğu görülmektedir.
 
Fibonacci’nin Keşfinden Önce “Altın Oran” Zaten Vardı
         
Matematikçi Fibonacci, bir kâşif olarak 1.618 sayısını yani “altın oran” sayısını 1200’lü yıllarda keşfetmiştir. Hâlbuki kâinatın yaratıldığı ilk andan itibaren, bütün varlıklarda bu oran zaten uygulanmaktadır. Fibonacci’nin yaptığı iş ise var olanı keşiften ibarettir.

Birbiriyle ilgisi olmayan, biri ağaç, biri taş, biri insan, biri deniz yaratığı, birisi bir başka canlı veya cansız varlıklarda, yaklaşık olarak hep aynı oran, 1.6 oranı bulunuyorsa, hemen aklımıza, bütün bunları yaratan, yapan Allah’ın kudreti, birliği, ilmi gelmektedir. Yaratıcı mükemmel olunca, O’nun yarattığı eserler de elbette ki mükemmel olacaktır.
           
Allah (c.c.); Kur’an-ı Kerim’inde, Talak Suresi 3. Ayette; “Allah, her şey için bir ölçü kılmıştır.”buyurmaktadır.

Bütün varlıklara, planlı bir kalıptan çıkmış gibi ölçülü bir vücudun verilmesi “altın oranlı” bir yaratılışın en güzel ispatıdır. Bu bağlamda; her şeye en kısa yoldan, en güzel bir surette, en hafif bir tarzda, kullanımca en kolay bir şekilde, en israfsız bir vücut vermek, suret giydirmek, mükemmel bir dizayn edicinin varlığının en büyük delilidir.
 
“Altın Uyum” Nedir?

Canlıların fiziki vücutlarında görünen “altın oran”ın daha da mükemmeli, aslında beden - ruh ilişkisindeki uyumda görülmektedir. Bu birlikteliğin en güzel ifadesi ise “altın uyum”dur.


 

Bir aslanın ruhuna tavuk elbisesi, tavuk vücudu giydirilseydi ne olurdu? Altın uyum olur muydu? O zaman zavallı aslan ne yapacaktı? Parçalayacak ama dişi yok, tırmalayacak ama pençesi yok…

Bir tavuk ruhuna da aslan elbisesi giydirilseydi, o zaman da o tavuğa hayat zehir olurdu. Her şeyden korkan bir ruh, ama kullanılamayan koskoca bir yele, dişler ve pençeler…

Bu bağlamda; Allah’ın, her canlıya, o canlının ruhuna uygun bir vücut elbisesi giydirmesi ise, yaratılışın her noktasında görülen bir diğer mükemmelik yani “altın uyum” gerçeğidir.

Altın uyumun en üst seviyede görüleceği canlı ise insandır. Her insan, ruhu ile vücudunun en mükemmel şekilde barışık olarak bütünleştiği bir dizayn içinde yaratılmıştır.

Aslında, yaratılış sisteminin hiçbir yerinde, “altın oran” ve “altın uyum” mükemmelliğine ters düşecek bir karışıklığı, bir tesadüfü görmek mümkün değildir. Her şey bilinerek, hesaplanarak yapılmış, yaratılmıştır.

Allah (c.c.), Kur’an-ı Kerim’in Mülk Suresi 3. ve 4. Ayetlerinde şöyle buyurmaktadır: "O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.”

Gözümüzün önünde ve bilimlerin tespiti altında cereyan eden bütün bu altın kıymetindeki güzelliklere rağmen, vücut gözü yaratılıştaki mükemmellikleri görürken akıl gözünün de o mükemmellikleri yapanı görmesi gerekir. Çünkü sanatlar sanatkârlarıyla beraber düşünülürse seyircisine mutluluk verir.
 
Son Söz

Bütün bu gerçeklerden sonra diyoruz ki; yaratılışta görülen “altın oran” ve “altın uyum” Allah’ın varlığının ve birliğinin en büyük delidir.

YORUM EKLE