M.Ö. 425 yılına kadar yaşamış olan Herodot, araştırmacı ve tarihçi kimliği sayesinde Romalı devlet adamı, bilgin ve yazar Cicero tarafından "Tarihin Babası" ünvanına layık görülmüştür. Çalışmaları ile nesillere önderlik yapmış olan bu kişinin kaynaklarda şöyle bir sözüne rastlıyoruz: "Acelecilik her işte hatayı getirir." Binlerce yıl öncesinden gelen bu ses ne kadar da doğru söylemektedir. Acele etmenin zararları binlerce yıl öncesinden hem de araştırmacı ve tarihçi kimliğiyle ön plana çıkan biri tarafından kulağımıza fısıldanmış olmasına rağmen insanoğlu bugün bile bu hataya düşmekten vazgeçmiyor.
Tarihe ne zaman dönüp baksam insanların hep benzer dertleri, benzer durumları veya olayları hep farklı şekillerde yaşamaya devam ettiğini görmüşümdür. Acele etmek konusu da insanların sürekli olarak hata yaptığı konulardan biridir. Oysa zaman içerisinde acele etmekle ilgili çok fazla söz, insanlık tarihi boyunca önem kazanmış birçok insan tarafından, farklı şekillerde ama zararları vurgulanarak benzer anlamlarla söylenmiştir. Demek ki bazen okumak yetmiyor, insanoğlu; yaşamak, görmek istiyor ve ne yazık ki belki de ömrünün kısalığı sebebiyle yeni nesillerine bildiklerini aktarmada yetersiz kalıyor.
Acele etmek sadece yaptığımız işe değil aynı zamanda vücudumuza da zarar verir. Örneğin; yaptığımız iş her ne olursa olsun acele ettiğimizde stres düzeyimiz artar. Yaptığımız iş ne kadar basit bir iş olursa olsun, eğer bu işi sürekli yapıyorsak acele etmenin yaratacağı stres sağlık sistemimizde derin yaralar açabilir. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi uzmanları konu ile ilgili şöyle demişlerdir: " Hepimiz hızlı olmak isteriz; ama hızlılık ile acelecilik farklıdır. Hızlı olmak birim zamanda daha çok sayıda iş yapmak ya da daha uzun bir yolu almaktır. Bir kişi çalışarak, ustalaşarak, güçlenerek hızlı olur. Oysa acelecilik yapılacakları “bir an önce“ yapma isteğidir. Bu bir zorlamadır. Ve panik ataktan, panik bozukluğundan korunmak, atakların yinelemesini önlemek için kişinin kendinde yapabileceği değişikliklerin başında acele etmemek yer alır."
Acele etmenin zararları bu kadar açık olmasına karşın yaşadığımız çağ günden güne acelelerimizin arttığı bir çağ olmaya devam etmektedir. Sıkışık trafikte işe, eve, okula varmak için acele ediyoruz. Yaptığımız işi zamanında yetiştirmek için acele ediyoruz. Arkadaşlarımıza, ailemize, büyüklerimize zaman ayırmak için acele ediyoruz. Para kazanmak için acele ediyoruz. Hatta paramızı harcarken bile uzun süren alışveriş kuyruklarında sıkılıyor ve bir an önce kasaya gelelim istiyoruz, acele ediyoruz.
Acele etmek konusuna dikkat çekmek istememin sebebi yakın zamanda şehrimizde çok sık görmeye başladığım moto kuryelerdir. İşlerini en iyi şekilde yapmaya çalıştıkları, yemek siparişi verilen çeşitli internet sayfalarındaki yorumları incelediğimde çok net anlaşılıyor. Hele bir yorumda moto kuryenin kaza geçirdiği halde siparişini 29. dakikada yerine ulaştırdığını okuduğumda bu arkadaşların işlerine nasıl sahip çıktıklarını bir kez daha anladım. Ancak motosiklet kazalarının önemli bir kısmı ya can kaybıyla ya da sakatlıkla sonuçlandığını unutmamalıyız. Bunun bir örneği maalesef ki geçtiğimiz günlerde komşumuz, Bayburt'ta yaşandı. 12 Ekim 2021 Salı günü, güneşli ve güzel bir gündü. 22 Yaşındaki Ekrem ERGÜL, bu güzel havayı değerlendirmek için çok sevdiği motosikletine bindi. Belki işe gidiyordu belki de gezmeye çıkmıştı. Belki acelesi vardı belki de bu güzel günün tadını çıkaracaktı. Ama Demirözü ilçesinde acil tıp teknisyeni olarak çalışan Ekrem ERGÜL, geleceğe dair umutları cebinde, geçmişe dair anıları zihninde, güzel bir gün daha yeni başlamışken, sabah 10.30 sularında henüz bilinmeyen bir sebeple, Bayburt'a bağlı Danişment köyü yol ayrımında, geçirdiği kaza sonucu bizlere veda etti. Bu olaydan bir kaç gün öncesinde ise yine Demirözü yolunda, ama bu sefer akşam saatlerinde bir başka motosiklet kazasında benzer görüntülere bizzat şahit oldum.
Motosiklet kazalarının ciddi sonuçlar doğurmasına bir de Gümüşhane'nin karlı, soğuk havası ile dik yokuşları eklenince şahsen benim gözüm çok korkuyor. Moto kurye kullanan firmalar, yaklaşmakta olan kış mevsiminde, nasıl servis yapacaklar düşünmeden edemiyorum. Üstelik bazı firmalar ürünlerini 30 dakika içerisinde teslim etmeyi taahhüt etmektedir. Bu firmalar belirtilen sürenin yeterli bir süre olduğunu düşünebilir; ancak unutmamak lazım ki işler her zaman ters gidebilir. Buradan moto kurye kullanan tüm firmaların müdürlüklerine sesleniyorum. Aman ha dikkat: "Burası Gümüşhane." Lütfen moto kuryelerinizi sebebi her ne olursa olsun acele ettirmeyin veya belli bir süre içinde siparişini teslim etmek zorunda bırakmayın. En azından Gümüşhane için bu alışkanlıklardan vazgeçin. Şehrimiz zaten coğrafyası çok geniş bir yer değil. Kuryeleriniz acele etmek zorunda kalmasınlar. Acele edip ecele gitmesinler. Bu kuryelerin bazıları eski öğrencim, bazılarını ise hiç tanımıyorum ama hemen hepsi genç fidanlarımız. Bu şehirdeki hiç kimsenin siparişi insan canından, sağlıktan, geleceğimizden ve genç fidanlarımızdan önemli değil. Sorumluluk sahibi firma müdürlüklerinin gerekli hassasiyeti göstererek, çağrıma kulak vermesini umuyorum.
NOT: Yukarıdaki yazıyı yazdıktan saatler sonra hemşerimiz Emrah MEYDAN’ ın geçirdiği motosiklet kazası sonucu vefat ettiğini büyük bir üzüntü ile öğrenmiş bulunuyorum. Kelimelerin anlamını yitirdiği bir noktadayız. Yemek siparişi verilen internet sayfalarında kendisi ile ilgili onlarca güzel yorum bulabilirsiniz. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.