Geçen haftaki yazımızdan sonra dostlarımızla görüşürken yazının başlığına bakıp yazmayı bıraktığımızı sanmışlar sonra okuyunca durumu anlamışlar. Tabi başlığı okuyup sevinenlerde olmuştur, kursaklarında bıraktığımız için kusura bakmasınlar… Henüz bırakmaya niyetimiz yok, gün olur o da gelir ama şimdi değil, daha neler neler yazacağız kısmetse… Daha ne iplikler pazara çıkacak bakalım… Biz gazeteci değiliz şöyle Engin ARDIÇ gibi, Hasan CEMAL gibi, Yılmaz ÖZDİL gibi gazeteci kimliğinden başka bir kimliğim olmasa bakın neler yazılırdı neler ama yinede kendini gazeteci sananları da boş bırakmamak gerekiyor. Dostlara ilgi ve alakalarından dolayı teşekkürler, eyvallah…
Her ne kadar ülke gündemi” Yeni Anayasa” değişikliği üzerine toplanmaya çalışsa da bir türlü iç ve dış gündem buna müsaade etmiyor. Şimdilerde bütçe görüşmeleri maratonu başlıyor. Diğer yandan anayasa alt hazırlıkları yapılıyor. Meclis Başkanı Sayın ÇİÇEK’in bu konuda kararlı olduğu kesin. Toplumun her kesiminden fikirler alınmakta. Bu konuda söz söyleyecek otoritelerimizde olacaktır. Önümüzdeki haftalarda bu konuya değinmeye çalışacağız.
Şöyle bir toparlamadan sonra Efendim gelelim bizim gündemimize;
Bu haftaki önceliğimiz 24 Kasım münasebetiyle karşılayacak olduğumuz Öğretmenler Günü… Hafta sonu yüzlerce öğretmen Başkent’te Kızılay Meydanındaydı. Herkesin kendine göre haklı bir nedeni var. Belkide Milli Eğitim Camiasına çok daha öncesinden neşter atılmalıydı, YÖK ile çok öncesinden iş birliğine girilmeliydi. Bu gün mezun verip de iş imkanı olmayan bir çok lisans bölümü üniversitelerdeki fakültelerden kaldırılmakta. Biraz geç kalınmış olunsa da Türkiye artık yavaş yavaş bir eğitim planlaması içine giriyor. Yinede istenen profesyonel düzeyde olduğu söylenemez. Bu gün her ilde artık bir üniversite var. Her il halkıda kendilerince haklı olarak üniversitelerine birçok fakülte ve bölüm açılmasını istiyorlar, şehrin kalkınması için ama acaba kaç kişi düşünüyordur ki: Bu gençler buradan mezun olduktan sonra iş bulabilecekler mi? Okudukları bu bölüm için ülkede ihtiyaç var mı? Yoksa adam bana ne mi? Ben kazancıma bakarım, öğrenci okulu bitirdikten sonra kendisi mi düşünsün… Hatırlarsak hepimizin çocuğu var… Bu gün alınan kararlarla birlikte ihtiyaç duyulmayan bölümler kapatılırken diğer yandan gereksiz bölümler almıyor mu? Ya da şu ilin falan bakanın memleketi oraya şu şu bölümler açılsın, şu kadar öğrenci alacak şekilde bölümler açılsın deniliyor mu? Umuyoruz ki denilmiyordur. Yinede fikir vermesi açısından bir örnek verelim. Bu gün KPSS sınavlarına göre birçok kurum personel almakta. İnanın ki kurumlar personel alırken bile ihtiyaçlarını tam olarak belirleyemiyorlar. Bunu sağdan soldan diğer kurumlarda çalışan personelci arkadaşlardan duyuyoruz. Programcı alan bir kurumda bakılıyor ki programcı diye aldığı personel programlama dili bilmiyor. Peki, ihtiyaç ve şartlar nasıl belirleniyor? Bir şişkinlik var evet ama geçmişe göre bu zamanda çoktan minimize edilme yoluna gidilmeliydi. Birde KPSS tercihlerinde boş kalan kontenjanlar yok mu o da ayrı bir konu. Hele ülke genelinde 1 kişi alınan ve ya hiç alınmayan bölümler… Haliyle bu meslek grupları kendi meslekleriyle alakalı olmayan düz memur olarak ifade edilen işlerde sırf iş olsun diye çalışmak durumunda kalıyorlar. Sonrasında unvan değişikliği sınavı gibi mantık olarak anlamakta zorlandığımız bir sınav ve meslek değişimi o da tabi açılırsa… Sorunlar yumak gibi, gömleği iliklerden ilk düğme yanlış olduktan sonra diğerlerinin doğru olmasını bekleyemeyiz haliyle. Bu gün geçlerimiz önce bir üniversite sınavıyla boğuşuyor sonra KPSS ile… İstihdam planlamaları düzelmediği sürece, üniversitelerdeki meslek ihtiyaç güçleri belirlenmediği sürece KPSS sınavına bir sınav daha eklenirse şaşırmayalım. Yeni Anayasa çalışmaları yapılırken umarız ki bu konularda da bir takım düzenlemeler yapılır…
Bu vesile ile Eğitim Camiamızın neferleri;
Bursa Kestel’den Konyalı Sayın Halit GÖKSU,
Erzurum’dan Sayın Fuat SÜSLÜ, Bircan ALKAN IŞIK, Hasan ALDEMİR
Trabzon’dan Sayın Metin ATA, Muhammed SİYAH, Abdullah ÖZTOP
Ankara’dan Sayın Hamza YAVUZ, Yasemin YAVUZ, Nilgün ÇETİN
Gümüşhane’den Sayın Adem DOĞAN, Hamit TANIŞ
ÖĞRETMENLERİMİZ ve
İlkokul öğretmenim Sayın Günsel MEYDAN’ın Şahsında
Tüm öğretmenlerimizin öğretmeler günü canı gönülden kutlu olsun… Saygılarımla.
24 Kasım'a Girerken...
Paylaş
Hamza YAVUZ 13 Yıl Önce
başta şahsim ve eşim olmak üzere tüm öğretmen arkadaşlarım adına teşekkür ediyor, ele aldığın tüm sorunların bir gün, "önceden" kelimesi ile başlanarak anılmasını diliyorum...