Asiyem, sen benim gönlümün baharında açan sevda çiçeğimsin.
Seni daha 18 yaşında öğrenci iken gördüm ve sevdim.
Ben öğretmen olduktan sonra seninle önce nişanlandık. Sonra da evlendik. Tam 52 yıl seninle çok mutlu ve huzurlu bir evlilik hayatı yaşadım.
Bu hayatın güzelliklerini sana borçluyum.
Sana ne kadar teşekkür etsem azdır.
Köylerde öğretmenlik yaptık. Sen köylü kadınlara dikiş kursu verirdin.
Sonra Hollanda’ya gittik. Orada da öğretmenlik yaptık.
Mahallemizdeki Türk kadınlarına birlikte okuma yazma kursu verdik. Sonra da onları Hollandaca öğrenmeye yönlendirdik.
Bundan dolayı Charlois Belediyesi, 1991 yılında bizi yılın ailesi seçmişti.
Kaldı ki benim bütün başarılarımın arkasında sen vardın.
Benim biricik hayatım, sevgilim bu satırları neden yazıyorum?
Çünkü seni, 12 Eylül 2021 Pazar sabahı yoğun bakımda kaybettik. Ruhun şad olsun. Mekanın cennet olsun.
Senin yokluğun bana çok acı veriyor. İnsan, hanımından yetim kalır diyenleri haklı çıkartıyorsun. Zaman ve sabır en iyi ilaçtır diyorlar. Ben de sabırla seni anıyorum.
Evde hep seni arıyorum. Çünkü ben seninle konuşmayı şarkı ve türkü söylemeyi çok seviyorum.
“Gönlümün baharında açan sevda çiçeğim,
Gözlerim yollarında seni bekleyeceğim.
Sevda çiçeğim, güzel bebeğim.”
Bu şarkı tam bize uyuyordu. Çünkü biz gerçekten hayatımızın baharında birbirimize gönülden bağlanmış ve âşık olmuştuk. Bu aşk hala yaşıyor.
Biz senin bedenini toprağa koyduk ama ruhun, aşkımız, anılarımız sevdamız benim gönlümde. Onun için ben her gün seninle konuşuyor ve seni çok seviyorum.
Sevgili Asiyem, gözlerim yollarda seni bekliyorum.
Ne zaman geleceksin? Gel artık bak bugün tam 13 gün oldu. Seni bekliyorum. Çünkü senin yokluğuna dayanamıyorum.
Yoğun bakımda yattığın zaman da sana aşk dolu mektuplar yazdım.
“Şu metrisin önü uzun bir alan,
Bir tek seni sevdim, gerisi yalan.”
Sen benim sevda çiçeğimsin.
Musa Erol’un söylediği Mihriban türküsünü de çok severdik.
Birlikte söylerdik.
Biricik aşkım Asiyem, sen bana kendini ve hayatı sevdirdin.
Bana yaşattığın 52 yıllık mutlu ve huzurlu evlilik için sana ne kadar teşekkür etsem azdır.
Benim biricik sevgilim, sen böbreklerinden çok hastalık çektin.
En son 1,5 yıl önce Antalya’da böbrek nakli oldun. Ben sana severek böbreğimi verdim. Böbrek tuttu.
Anadolu Ajansı, bu olayı haber yapıp bütün dünyaya duyurdu.
Ancak geçen sürede korona hastalığına yakalandın.
Böbrek naklinden dolayı bağışıklık sistemini baskılayan ilaçları kullandığın için koronayı yenemedin.
Oysa birlikte üç kez de aşı olmuştuk.
Asiyem, senin yaşaman için elimden gelen her şeyi yaptım ve yapardım. Canım sana feda olsun. Çünkü hayat seninle çok ama çok güzeldi.
Bu güzel satırların yanında ne yazık ki ülkemizde de kadına sevgi yerine şiddet uygulayanlar da var. Eşini çocuklarının gözü önünde öldürenler var. 104 yerinden bıçaklayanlara ne dersiniz?
Bu şiddete bu vahşete dur diyelim. Çünkü kadın ve erkek sevmek ve sevilmek için vardır.
Yunus Emre’nin dediği gibi:
SEVELİM SEVİLELİM
DÜNYA KİMSEYE KALMAZ.
Bekir Cebeci
Trabzon, 25 Eylül 2021
E-mail: info@bekircebeci.com
Altan ekmen 3 Yıl Önce
Çin aşısının yeteri kadar koruma sağalmadığını ve 3 ay sonra antikor seviyesinin sıfıra düştüğünü enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ceyhan Mart 2021 tarihinde belirtti. Kendi ifadesi ile: 8 doktor arkadaş aşı olduktan 3 ay sonra antikorlarını ölçtürüyorlar ve sekizinde de antikor seviyesi sıfır çıkıyor. Haliyle üçüncü doz aşıda yetersiz kalıyor. Bekir hocamın hikayesinden oldukça etkilendim. O yüzden bu hatırlatmayı yapmayı görev bildim, selamlar.
Bekir Cebeci 3 Yıl Önce
Sevgili Altan Ekmen, Geri verdiğiniz cevaba çok teşekkür ederim. Evet ben ve hanımım o zaman iki Çin aşısı ile bir de Alman aşısı olduk. Bu aşılar yeteri kadar hanımımı koruyamadı. Çünkü hanımım bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanıyordu. Hanımımla birlikte olmama rağmen benim test sonucum negatif çıktı. Ben şimdi dördüncü aşımı oldum. Bu arada bazı aşı karşıtlarını da anlamakta güçlük çekiyorum. Selamlar v e sevgilerimle.