E malum milenyum çağının Z kuşağı var karşımızda. Ve bu kuşak gerek giyimi, gerek davranışları, gerek yaşam tarzları ve gerekse de inanç ve fikriyatları ile özünden kopuk, sözünden bir şey anlaşılmayan, gözünden içi okunmayan, izinden nereye gittiği belli olmayan bir ucube nesil.
Üstad Necip Fazıl'ın;
"Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes,
Ey kahpe rüzgâr artık ne yandan esersen es" nasihatine kulak asmayan bu nesil yine Atatürk'ün;
"Bu kuvvet damarlarındaki asil kanda mevcuttur" dediği ancak bugün o vurdumduymaz gençliğin damarları uyuşturucu ile dolu maalesef.
Ve yine Üstad Mehmet Akif Ersoy'un "Asım'ın gençliği" diye onurlandırdığı o gençliğin bugün ki kırıntıları deizm ve ateizmin cenderesinde şuursuz, onursuz ve fütursuz bir şekilde adeta ot gibi hayatlarını idame ettiriyorlar.
Ve bugün o gençlik en önemli değer olan ve aile temellerini attığımız sevgiyi dahi kirletmekle meşguller. Yine Mehmet Akif'in;
Eğer medeniyet açıp saçmaksa bedeni;
Desenize hayvanlar bizden daha medeni!
şiirinden bihaber açılıp saçılmakla, edep yerlerini göstermekle medeni olduklarını sanıyorlar.
Gümüşhane gibi mazbut, geleneklerine, inançlarına ve ahlaki değerlerine önem veren bir mütevazı şehre gelen sözüm ona öğrenciler (!) adeta baldır bacak bir şekilde kendilerini teşhir ediyorlar.
Gümüşhane caddelerinde adeta yürüyemez olduk. Anlamadığım bir şey var. Bir erkek altı ve üstü uygunsuz bir şekilde caddede yürürse suç oluyor da bayanların o şekilde gezmeleri bir suç teşkil etmiyor mu?
Evet, maalesef çocuğunu bir küçük bölüm okusun diye gönderen mazbut ailelerin çocukları özgürlük altında her melaneti yapmayı medeniyetin bir gereği sanıyorlar.
Facebook'ta tanışan bu gençlik, Instagram'da evlenmeye karar veriyorlar ve Twitter'da da maalesef boşandıklarını açıklıyorlar.
Nikah masasına oturmadan evvel bu gençler yine bizden olmayan kültür ile birbirlerine açılırken ve evlilik teklifi yaparken adeta "benimle eğlenir misin" diyorlar.
Zira eğlendikleri malum olsa gerek ki altı ay geçmeden bu gençlerin bu eğlencesi mahkemede sona eriyor.
Erkek ve kadın bu cehaletlerinin bedelini, eğer yaptılarsa çocuklarına ödetirken sadece altı ay birlikte olan erkek ölene kadar nafaka ödemeye, kadınsa nafaka almaya devam ediyorlar.
Eski devirde boşanmanın ayıp sayıldığı durum bugün maalesef hayatın bir hakiki gerçeği olarak kayıtlara geçti.
Ve ben bu devirde oğlum Ahmet Huzeyfe'nin evliliğe ilk adımı olan nişan töreninde aşağıdaki şiiri okuyarak onlara ve evlenmeye gerçekten karar veren gençlere şu nasihatı vermek istedim.
DİLERİM
Yuvanızda huzur muhabbet ile
Kötülük olmasın gelmesin dile.
Bir ömür birlikte ve hep el ele,
Dilerim her daim gülsün yüzünüz.
Yuvanın temeli sevgidir bilin,
Ne varsa geride görmeyin silin.
Aynı yöne bakın birlikte gülün,
Dilerim bal şeker olsun sözünüz.
Sakın ha her şeye surat asmayın,
Bilmeden kükreyip boşa esmeyin.
Birbirinize sakın asla küsmeyin,
Dilerim muhabbet dolsun özünüz.
En kötü gününüz hep böyle olsun,
Heybeniz sevgiyle huzurla dolsun.
Bindiğiniz gemi menzili bulsun,
Dilerim geriye kalsın iziniz.
Birlikte rahmet var ayrılıkta şer,
Şüphedir insanı parçalar da yer.
Yanlışa dur diyen işte odur er,
Dilerim hedefi görsün gözünüz.
Hayali nasihat veriyor anla,
Gıybete meyletme herkesi dinle.
Görürsen muhakkak yanlışı önle,
Dilerim doğruyu bulsun sözünüz.
kenan okumuş süleymaniye 3 Yıl Önce
hocam 35yıldır baba meslegi olan yazanecilik yapıyorum malesef ögrencilerimiz çok sıkıntılı acilen iyi bir ilmihal dersi ögretmeliyiz saygılar
İsmail HAYAL 3 Yıl Önce
Kesinlikle Kenan Bey. İlmihal, ahlak, adab-ı muaşeret kesinlikle verilmelidir.
Engin BULUT 3 Yıl Önce
Gelen öğrencileri sözüm ona öğrenci diye yerersinde, yerli öğrencilere niye bişey demezsin.bahsettiğin durumlar yaz döneminde tatil olmasına rağmen yine vardı sanırım.
İsmail HAYAL 3 Yıl Önce
Olayı tersinden okumak bizim karakterimizde var. Bu yazının neresini eleştiriyorsun anlayamadım. Öğrenci bu şehrin kültürüne ve gelenek yapısına uymak zorundadır. Burası Antalya plajı değil sevgili dostum. Yerli öğrenciyi de görüyoruz merak etme.