“İlim ancak amel etmek için öğrenilmelidir.”
Sürekli okumayı, okuduğunu anlamayı ve anladığıyla amel etmeyi şiddetle tavsiye eden bir eğitimci ve yazar olarak son günlerde gündemi meşgul eden bir çocuğun durumu ile baş başayız.
Neymiş efendim gözleri koskocaman bir çocuk (indigo) 250 üzerinde kitap okumuş, başından büyük cümleler kuruyormuş falan filan. Bizler maalesef beyin karıştıran, deizm ve ateizme cezbeden ‘felsefe kitaplarını okuyunca deha çocuk, Kuran’ı Kerim okuyunca daha çocuk’ kamerasından bakıyoruz olaylara.
Bir eğitimci ve yazar olarak çocuğu ilk gördüğümde, gözleri, bakışları, hal ve hareketleri, adeta papağan gibi sanki ezberlettirilen fikirleri pardon fikirsizlikleri, ateizme ve deizme, anarşiye celbeden konuşmaları, annesine, spikere ve çevresindekiler karşı ukala ve itici hal ve hareketleri bizlere ‘dahi’ diye sunulmak istenen çocuğun aslında bir proje olduğu anlaşılmaktadır.
Hâlbuki bu çocuktan daha üstün, değerler eğitimi ile donanmış, süper beyin evlatlarımız var bir yerlerde. Devletimiz bu nedenledir ki BİLSEM gibi eğitim yuvalarını üstün zekâlı çocuklarımız için hayata geçirdi.
Ama bugün bizler doldurulduğu gün gibi aşikâr bir papağanın saçmalıkları ve boş cümleleri ile gündemi meşgul ediyoruz. Dört yaşında hafız olan, binlerce hadis ezberleyen o kadar mükemmel çocuklarımız var ki arka planda kalan. İşte medya neden en büyük güç farkında mısınız?
Medya istesin zalimi âlim, âlimi zalim gösterir bunu milyonlara yutturabilir. İhtilali alevleyen, ihtilalleri durdurabilen medya gücüdür vesselam.
Bir Eğitim Uzmanı, psikolojik danışman ve bir yazar olarak bu çocuk hakkındaki düşüncelerimi maddeler halinde sıralayacak olursam;
Bu çocuk genelde Richard Dawkins adlı ateist propagandistin Yeryüzündeki En Büyük Gösteri, Tanrı Yanılgısı, Gen Bencildir gibi Yüce Rabbimizi inkâr eden eserleri okuyarak beynini adeta bu ucube düşüncelere kanalize ediyor.
Birkaç temelsiz fikri ezberlemiş papağan gibi tutarsız cümleler konuşuyor. Hâlbuki 4-5 yaşında koca Kuran’ı Kerim’i ve hadisleri ezberleyen onca çocuğumuz var.
Bu çocuk ailesi, basın ve siyaset tarafından maddi ve manevi istismara açık bir pozisyonda.
En önemlisi bu çocuk bir röportajda annesini iterek ‘sen şöyle arkaya geç’ diyecek kadar değerler eğitiminden uzak, anne ve baba saygısı olmayan, kendini beğenmiş bir ruh yapısı içerisinde.
Bu çocuk narşist, ateist, deist ve masonist bir tezgâhın içinde okuduğu eserlerle bölücülüğü, anarşiyi teşvik edici cümleler kurarak yaşıtlarına kötü örnek teşkil edebiliyor.
Ve bu çocuk on yaşında okumaması gereken eserleri (!) kasıtlı ya da bilinçsiz olarak okuması en kısa zamanda engellenmeli, yaşına uygun milli ve manevi eserleri okuması teşvik edilmelidir.
İşte bu yüzdendir ki son söz olarak bu çocuk en kısa zamanda kendisine sahip çıkan grubun elinden alınarak devlet koruması altına alınmalıdır.