Gündem ekonomi, siyaset, futbol üçgenin de devam etmekte…
Bir yanda yaklaşan yerel seçimler, diğer yanda ekonomik gelişmeler, öbür yanda Suudi Arabistan ile gelinen durum ve uluslar arası ilişkiler... Çok öbür yandakiler için yükselen Trabzon Spor ve Fenerbahçeden dağılan koku… Her ilgiye ve beğeniye göre seç beğen al…
Yaklaşan yerel seçimler öncesi siyasi partilerde değerlendirme toplantıları yapılmakta, aday olacak isimler ve bırakanlar, bırakmayı düşünenler bir de ne olursa olsun hiç bırakmayı düşünmeyenler… Başkanlık Melih GÖKÇEK’e kalmadıysa emin olunuz kimseye kalmaz onun için direnmenin anlamı yok esprisi ile durumu özetleyelim.
Efendim, televizyon kanallarının bazıları her gün yerel seçimleri ve hala sistemi tartışmakta. Kitap okurken sayfaları düşünme ve anlama hızımıza göre çevirdiğimizden fikirleri eleştirecek vaktimiz olmakta fakat TV, düşünemeyeceğimiz, eleştiremeyeceğimiz kadar büyük bir hızla ses ve görüntü verdiğinden fikir sunmaz anca dayatma yapar. TV İşte bu yüzden insanları düşünmekten alıkoyar. Onun için çokta kulak asmıyoruz diyelim.
Ekonomik gelişmeler gündemin kalbine oturmuş durumda. Yükselen fiyatlar ve hayat pahallılığı…Tutmayan, tutturulamayan rakamlar…Önümüzdeki ay da bu hissiyatın daha da yoğunlaşacağından bahsediliyor.Tasarruf tedbirleri ön planda…
Aslında toplumda, devletin bütününde israftan kurtulunulursa (israfı önlemekte bir tasarruftur). Tüketici toplumdan, üretici topluma geçersek birde tasarruf tedbirleri alınırsa o zaman umuyoruz ki daha müreffeh bir toplum haline geleceğiz.
İsrafı önlemek toplumun çekirdeği aileden başlamakta. Zaten dinimizde israf biliyoruz ki haramdır.Ekmekleri, yemekleri çöpe göndermezsek, meyveleri çürütmeden tüketirsek,sigarayı bırakırsak,gereksiz enerji harcamasından kaçınırsak madden ve manen biz kazanmış olacağız.
Kamu tarafında da Kamu kendine düşen sorumluluğu yerine getirdiğinde bu sorunlar ortadan kalkacaktır.Ne zaman mı, Ne zaman ki devletin malını kullanırken kendi malını kullanırken gibi davranılırsa işte o zaman…
Bu arada gözüme çarpan ve aklıma takılan bir hadiseyi de sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim. Şimdi Ankara ülkemizin başkenti. Birçok kamu kurum ve kuruluşu burada. Askeriyesinden, Bakanlıklarından, polisine…Eminim ki söyleyeceğim husus sizinde dikkatini çekmiştir.Çoğu kurumlarda özellikle askeri alanlarda dikenli tel çit ile çevrili olan yerlerde bazen 2 metre bazen 3 metre bazen 5 metre aralıklarla yuvarlak levhalar ile o bölgenin hangi kuruma ait olduğunu gösteren levhalar var. Kanun gereğimi, yönetmelik gereğimi bilmiyorum ama şimdi çoğu kurumlarda da görmeye başladım bu şekilde levhalar var.Şimdi düşünüyorum:Burası zaten demir direk veya tel örgü ile çevrili, bu alanın ne olduğu dışarıdan belli.Peki, böyle bir uygulamaya neden gerek var.Bu levhalar plastik değil, demir levha, her kuruma özel yapılıyor.Ağırlığına göre alan da büyük ise dünyanın parası.Öyle askeri alanlar var ki çevre uzunluğu kilometreleri buluyor.Bu kadar masraf yazık günah değil mi diye düşünüyorum.Bir kanun değilse ki niye böyle bir kanun olsun diye de düşünüyorum bir yandan neden böyle bir uygulama ihtiyacı duyuyoruz? Buradan yetkili büyüklerimize sesleniyoruz. Eğer böyle bir mantıklı sebeplere dayanmıyorsa bunun adı israf olmaz mı?Bu konuda duyarlı olmamız gerektiği kanaatini taşıyoruz.
Birileri bu ülkede ekmek bulamazken, birileri havyarlı pastalar yiyebiliyorsa sıkıntı büyük demektir.
Son söz İlmin Kapısı Hz. Ali Efendimizden;
“ Bir yoksul aç ise, bunun nedeni zenginin zevk ve sefa içinde yaşamasıdır. Nerede bir bolluk görsem, onun yanı başında mutlaka çiğnenmiş bir hak görmüşümdür.”
Sevgi ve Saygılar.
Not: Muharrem ayını da bitirdik. Safer ayın da Allah bize daha çok yardım etsin.
ali ekrem 6 Yıl Önce
ekrem senin sıkıntı tasarruf degil senı ben tanırım degindiğin noktaya baksana ef ten püften şey amac askeriyeyi yıpratmak