Televizyon kanallarında birçok dizi film izleyicileriyle buluşuyor. Her dizinin ayrı bir izleyici kitlesi, fanatiği var. Bu aralar evde bizim keratadan dolayı doktor tavsiyesi olarak televizyon yasak. Haliyle haber ve gelişmeleri internet üzerinden takip etmeye çalışıyoruz. Aslında bir yerde bizim içinde iyi oldu, aile içi iletişim trafiğimiz yoğunlaştı. Bizimde diğer izleyici kitleleri gibi takip ettiğimiz diziler vardı, birkaç hafta izleyemeyince diziler birikti. Son döneme damgasını vuran “Diriliş Ertuğrul” ve tüm zamanların güncel özelliğini koruyan “Kurtlar Vadisi” senaryo bazında izleyicisini kendisine bağlamış durumda, kemikleşmiş bir yapı olmuş artık. Yine bu diziler içerisinde “Filinta” hatırı sayılır bir izleyici kitlesine sahip. Açıkçası Filintayı takip etme imkânımız olmadı ama bir iki bölümünü izleme fırsatımız olmuştu. Dizi filmleri toptan izlemeye başlayınca diziler arasındaki büyük bir benzerlik, ortak tema dikkatimizi çekti. Buradan paylaşalım istedik.
Diriliş Ertuğrul, dizi filminde konu olarak Osmanlı Devletinin kurulmasından önceki dönem anlatılmakla birlikte karşılaşılan sorunlar farklı bakış açıları ile dile getirilmekte. Bu sorunların başında ise nereye gitseler önlerine çıkan TAPINAKÇILAR… Filmin konu edildiği zaman 1200’lü yılların ortalarına doğru olduğunu düşünecek olursak, o dönemde Haçlı Seferleri gündemini muhafaza etmekteydi. Filmde her ne kadar bazı romantik sahneler olmuş olsa da ana tema tamamen Kayıların kendi toprak ve hayatlarından ziyade evrensel bir yolda İslam Dünyasının Bayraktarlığı konumunu üstlenmektedir. Bu rol da Ertuğrul Karakterinin omuzlarına yüklenmiş durumdadır.
Filinta, dizi filmine geldiğimizde ise Osmanlının son dönemleri konu edinmekte Sultan Abdulaziz dönemi yaşanan İstanbul havası ile birlikte Polisiye bir hava içerisinde yapılan mücadele anlatılmaktadır. Burada da nereye gidilse önlerine çıkan İngilizler, Fransızlar, Kilise haliyle yine TAPINAKÇILAR. Başrol karakterimiz Mustafa bu mücadeleyi sürdürmekte.
Kurtlar Vadisine, gelince son 13 yıldır Türkiye’de yaşanan olayları ortaya koyan bir dizi film. Eskiye göre yanlı tutum ile eleştirilmiş olsa da senaryo bazında otaya konan gerçekler okumakla anlaşılacak işler değildi. Bu manada Vadi izleyicisine Türkiye Gerçekleri yanında geçmiş tarih ile de bağlantı kurarak bu ülke üzerinde oynan oyunları ortaya koymakta. Yine bu dizinin son yılardaki senaryo bazında ana tema olarak Hanedanlıklarla Mücadele, ABD, İNGİLTERE, İSRAİL gerçekleri ve TAPINAKÇILAR ile yaşanan olaylar dile getirilmekte. Bu mücadele Polat Alemdar Karakteri üzerinden yürütülmekte…
Sonuçta üç dizinin ortak noktasına baktığımızda karakter isimleri farklı olsa da misyon aynı. Hepsinde bir mücadele var ve bu mücadelenin orta noktasında TAPINAKÇILAR var. Demek ki yıl 1229 da olsa 1861 de olsa 2013 de olsa düşman aynı düşman, zihniyet aynı zihniyet. Dün belki Haçlı Seferleri fiziken kendileri tarafından yapılıyordu bu gün onlara uşaklık edenler tarafından saldırılar devam ettirilmekte.
Dün Eyyübiler ile Selçukluları birbirine düşürmeye çalışanlar bugün Türkiye ile yakın komşularını düşman etmeye çalışmaktalar. Devir farklı, dizi filmler farklı ama zihniyet aynı. Dün hedef KUDÜS’tü bu gün ise geniş hedef İSTANBUL.
İnşaAllah gün gelecek ve İSTANBUL son sözü söyleyecektir.
Sevgi ve Saygılar…
Diriliş Ertuğrul, dizi filminde konu olarak Osmanlı Devletinin kurulmasından önceki dönem anlatılmakla birlikte karşılaşılan sorunlar farklı bakış açıları ile dile getirilmekte. Bu sorunların başında ise nereye gitseler önlerine çıkan TAPINAKÇILAR… Filmin konu edildiği zaman 1200’lü yılların ortalarına doğru olduğunu düşünecek olursak, o dönemde Haçlı Seferleri gündemini muhafaza etmekteydi. Filmde her ne kadar bazı romantik sahneler olmuş olsa da ana tema tamamen Kayıların kendi toprak ve hayatlarından ziyade evrensel bir yolda İslam Dünyasının Bayraktarlığı konumunu üstlenmektedir. Bu rol da Ertuğrul Karakterinin omuzlarına yüklenmiş durumdadır.
Filinta, dizi filmine geldiğimizde ise Osmanlının son dönemleri konu edinmekte Sultan Abdulaziz dönemi yaşanan İstanbul havası ile birlikte Polisiye bir hava içerisinde yapılan mücadele anlatılmaktadır. Burada da nereye gidilse önlerine çıkan İngilizler, Fransızlar, Kilise haliyle yine TAPINAKÇILAR. Başrol karakterimiz Mustafa bu mücadeleyi sürdürmekte.
Kurtlar Vadisine, gelince son 13 yıldır Türkiye’de yaşanan olayları ortaya koyan bir dizi film. Eskiye göre yanlı tutum ile eleştirilmiş olsa da senaryo bazında otaya konan gerçekler okumakla anlaşılacak işler değildi. Bu manada Vadi izleyicisine Türkiye Gerçekleri yanında geçmiş tarih ile de bağlantı kurarak bu ülke üzerinde oynan oyunları ortaya koymakta. Yine bu dizinin son yılardaki senaryo bazında ana tema olarak Hanedanlıklarla Mücadele, ABD, İNGİLTERE, İSRAİL gerçekleri ve TAPINAKÇILAR ile yaşanan olaylar dile getirilmekte. Bu mücadele Polat Alemdar Karakteri üzerinden yürütülmekte…
Sonuçta üç dizinin ortak noktasına baktığımızda karakter isimleri farklı olsa da misyon aynı. Hepsinde bir mücadele var ve bu mücadelenin orta noktasında TAPINAKÇILAR var. Demek ki yıl 1229 da olsa 1861 de olsa 2013 de olsa düşman aynı düşman, zihniyet aynı zihniyet. Dün belki Haçlı Seferleri fiziken kendileri tarafından yapılıyordu bu gün onlara uşaklık edenler tarafından saldırılar devam ettirilmekte.
Dün Eyyübiler ile Selçukluları birbirine düşürmeye çalışanlar bugün Türkiye ile yakın komşularını düşman etmeye çalışmaktalar. Devir farklı, dizi filmler farklı ama zihniyet aynı. Dün hedef KUDÜS’tü bu gün ise geniş hedef İSTANBUL.
İnşaAllah gün gelecek ve İSTANBUL son sözü söyleyecektir.
Sevgi ve Saygılar…