Vali Vekili Cahit Karatepe'nin Mesajı
"Türk kadını, tarihimizin en eski dönemlerinden içinde bulunduğumuz çağa kadar toplumsal hayatımızın, millet ve devlet yapımızın odağında yer almış, her dönemde ihtiyaç hissettiğimiz feragat ve fedakârlıkların en yücesini yapmıştır.
Cumhuriyetimizin kuruluşu ve Atatürk’ün önderliğinde kadınlarımız çağdaş dünya kadınlarının sahip olduğu tüm kazanımları elde etmiş, bu doğrultuda modern Türkiye’nin kurulması yönünde önemli bir misyonu üstlenmiştir.
Milli ve manevi değerlerin ilk önce kadınlarımız tarafından benimsendiği, hayata geçirildiği, yeni yetişen nesillere ulaştırıldığı ülkemizde bilinen bir gerçektir. Bununla birlikte Nüfusumuzun yarısının kadın olduğu ülkemizde kadınlar çalışma yaşamının yanı sıra ev kadını olmasından, ana olmasından ve sadece kadın olmasından dolayı çeşitli sorunlar yaşamaktadır.
Bugün uygar dünyada aile başta olmak üzere değerlerin çözülmesi, toplumsal dokunun yaralanması temel de insani olanın ihmal edilmesiyle doğrudan ilgilidir. Tek tek insani ilişkilerden, aileden, üretim ilişkilerine kadar bugün yükün büyük kısmı kadınların omuzlarına bırakılmaktadır. Bu yükü paylaşmak zorundayız. Bu yükü paylaşmayı kabul etmezsek toplumsal mutluluğa ulaşamayız.
Kuşakların yetişmesinde büyük rol üstlenen kadınlarımızı, üstün bilgi seviyesi ve kültürel değerlerine bağlı, ahlaklı bireyleri yetiştirmek için gösterdikleri özveriden dolayı kutluyorum. Eşi ve çocukları ile omuz omuza Kurtuluş Savaşı'nda bağımsızlık için mücadele ederek şehit olan kahraman kadınlarımızı rahmet ve minnetle anıyor, bu vatan için şehit olan evlatların annelerinin önünde saygı ile eğiliyor, sabırlar diliyorum."
Gümüşhane Milletvekili Doç.Dr. Kemalettin Aydın'ın Mesajı:
"Aleme tan yeri düşerken Amine annemiz olan, kahramanlığı ile Zübeyde Hanım, konuşmasıyla Halide Edip, kağnı çekmesi ile Şerife Bacı olan, kızımız, eşimiz, annemiz olan, davaya arkadaş olan, dün gibi, yarın gibi başımıza taç ettiğimiz, elleri toprak, ayaklarının altı cennet kokan tüm kadınlarımızın 8 Mart dünya kadınlar gününü en derin saygılarımla kutlar, kendilerine hizmet etmeyi şeref bilirim.”
Gümüşhane Milletvekili Feramuz Üstün’ün Dünya Kadınlar Günü Mesajı:
“8 Mart, dünya kadınlarının eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemlerini zihinlerimizde tazelediğimiz, yaşantımızda ki kadınların bizlere kattıklarını, emeklerini ve üzerimizdeki haklarını düşündüğümüz ve her günün kadınlar günü olduğunu hatırladığımız önemli bir gündür. Kadınlarımızın bu anlamlı gününü yürekten kutluyorum.
Hayatımızın her anında varlıklarıyla bizleri onurlandıran, ihtiyacımız olduğunda desteklerini esirgemeyen, bizleri eğiten, yetiştiren,yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren fedakar kadınlarımızın hayatımızda ki değerini kelimelerle ifade etmek mümkün değildir.
Yüce Peygamberimiz Veda Hutbesinde; "Kadınlarınıza eziyet etmeyiniz, onlar Allah'ın (CC) sizlere emanetidir. Onlara karşı yumuşak olunuz, iyilik ediniz." Şeklindeki mesajı ile, Yine Peygamberimizin "Cennet anaların ayakları altındadır" sözü ile kadınlarımıza göstermemiz gereken hassasiyetin üzerinde durulmuştur.
Kadınlarımız maddi ve manevi huzurlarını temin etmek bakımından ilim yapmak, kendini geliştirmek, kendi mal ve mülkünü yönetmek hususlarında erkeklerle aynı hakka sahiptir. Bizler bu bilinçle hareket ederek gerek toplumsal gerekse aile hayatında ki huzurumuzu temin edebiliriz.
Bu duygu ve düşüncelerimle 8 mart Dünya kadınlar gününü kutluyor,selam ve saygılar sunuyorum.”
Başkan Canlı’dan “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” Mesajı
Gümüşhane Belediye Başkanı Mustafa Canlı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle bir mesaj yayımladı.
Kadınların hayatımızdaki yerinin önemine değinen Başkan Canlı, “Milli ve manevi değerlerimizin, kültür ve geleneklerimizin en kıymetli taşıyıcıları hiç şüphe yok ki kadınlarımızdır. Kadınlarımıza başta eğitimlerine önem göstermek üzere, hayatın tüm alanlarında hak ettiği değeri vermek hepimize düşen önemli bir görevdir. Bu yüzden yıl içinde bir gün kutlanan, kadınlar için önemli bir yere sahip olan bu gün sadece bir güne sığdırılmamalıdır. Günümüzde gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergelerinden biri de kadının bulunduğu toplumdaki özgürlüğü, saygınlığı ve yönetimdeki yeri ile belirlenmektedir. Sosyal ve ekonomik hayatın her alanında büyük fedakarlıklar gösteren ve rol üstlenen kadınlarımıza sahip çıkmalı ve hakettikleri değeri vermeliyiz. Şanlı tarihimize baktığımızda Türk kadını tarihimizin her devrinde eşsiz fedakarlık ve cefakarlık göstermiş, cephelerde kahramanlıklarla destanlaşmış, hayatın her alanında önemli sorumluluklar almıştır. Doğumdan günümüze hayatımızın her anında büyük emeği olan kadınlarımızın hayatımızda yeri çok önemlidir. Bu duygu ve düşüncelerle tüm kadınların “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü kutluyorum.” şeklinde konuştu.
Türk Kadınlar Birliği Derneği Başkanı Aynur Çubukçu’nun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Mesajı:
“Bugünün Türk kadını için iki önemi vardır. Birincisi 5 Aralık 1934 de Türk kadınına siyasal haklarının verilişidir. İkincisi ise Birleşmiş Milletler genel kurul kararı ile 8 Mart 1975 Türkiye de kabul edilen Dünya Kadınlar Günü ve kadın yılıdır.
Türk Kadını Cumhuriyetimizin kurulması ile birlikte birçok dünya devletinden önce seçme ve seçilme haklarına sahip olmuştur. Tarih incelendiğinde geleneklerimizde Tük Kadınını devlet kuruluşunda bile erkeğin yanında görmekteyiz. Günümüzde kadının toplumdaki yeri özgürlüğü, saygınlığı üretim ve yönetimdeki yeri toplumumuzun ne kadar geliştiğini göstermektedir. Nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın hak ettiği yere gelmesi, ülkemizin sosyal ve ekonomik alanda kalkınmasının yolu eğitimden geçmektedir. Bu nedenle kadınlarımızın ve kızlarımızın eğitimlerine milletçe önem vermeliyiz. Bu konuda kurulan komisyonlar kadınlarımızın yaşam standardını yükseltmek için çalışmalarına önem vermelidir. Kadınlara yönelik her türlü şiddet ve ayrımcılığa son vermek için daha fazla çalışmalar yapılmalıdır.
Bizler okuma yazma bilmeyen kadınlarımızın olmadığı, kız çocuklarımızın okutulduğu, tecavüz ve tacizlerin kesildiği, erkek-kadın diye ayrım yapılmadığı, şiddetten uzak bir yaşam sürdürebilmenin umuduyla tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutlar, Sevgilerimi sunarım. Ayrıca, kahraman kadınlarımızı Rahmet ve Minnetle anar, şehit evlatlarımızın annelerinin ellerinden öper, sabırlar dilerim.
Bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü faaliyetimiz derneğimiz tarafından, hasta ve yaşlı kadınlarımızın gönüllerini hoş etmek, hayır dualarını almak için ziyaretlerde bulunulacaktır.”
AK Parti il Başkanı Ercan Çimen’in mesajı:
"Birleşmiş Milletler Teşkilatının öncülüğünde başlatılan, ülkemizde de kutlanan "Dünya Kadınlar Günü"nü idrak ediyoruz. Kadın haklarının hatırlanması ve sorunlarının çözümlenmesi noktasında bugünün önemi büyüktür. Gerek kurtuluş mücadelesinde ve gerekse Cumhuriyetin kuruluşunda kadınlarımızın yaptığı fedakârlıklar halen hafızalarımızdadır. Toplumun yapısını güçlendiren, şekillendiren, aile birliğinin en önemli unsuru olan kadınlarımız ve annelerimiz daima özverinin, sevginin kaynağı olmuşlardır.
Demokrasinin gelişmesi ve insan hakları standartlarının yükselmesi ile birlikte kadın hakları mücadelesinde de önemli mesafeler alınmıştır. Yasal olarak kadınlarımız önemli haklara sahip olmalarına rağmen, gelinen durumun yeterli olmadığı ve çeşitli alanlarda sorunların yaşandığı açıktır. Son dönemlerde kadınlara yönelik artan şiddet olayları da hepimizi üzmekte, toplumumuzu yaralamaktadır. Bu sorunların ve üzücü olayların yaşanmaması için başta devletimiz ve ilgili kurumlar olmak üzere, sivil toplum kuruluşlarından bütün bireylere kadar herkese önemli görevler düşmektedir. Kadınlarımızın bu hak mücadelesinde, başta Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AK Parti iktidarı olarak her zaman yanlarında olduklarımızı tekrar ifade etmek istiyorum. Bu duygu ve düşüncelerle; başta kadın kuruluşları olmak üzere, İlimizde kadın hakları konusunda çalışan ve katkıda bulunan herkese teşekkürlerimi sunar, bütün kadınlarımızın "Dünya Kadınlar Günü" nü kutlarım."
Türk Sağlık-Sen Gümüşhane Şubesi Başkanı Mustafa Aydın’ın Mesajı:
“Toplumsal hayatta erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olan kadınlarımızın maruz kaldığı sorunların çözülmesi yalnız kadınlar için değil, çocuklar, aile ve toplum için çok önemlidir. Bunun içinde kadınların sorunlarının çözümünde önemli adımların atılması gerekmektedir.
Peygamber Efendimiz 1380 yıl önce Veda Hutbesinde “Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim.” diyerek tüm insanlığa bir çağrıda bulunmuş ve kadın haklarının önemine dikkat çekmiştir.
Günümüz Türkiye’sine bakıldığında ise kadın hakları konusunda ortaya çıkan manzara vahim boyutlara ulaşmıştır. Manzarada ne yazık ki şiddet, taciz ve cinayetler yer almaktadır. Bu insanlık dışı olayların sık sık kamuoyu gündeminde yer almasını görmek Türkiye’de kadın hakları ve kadınların korunması konusunda ne kadar gerilerde kalındığının açıkça bir göstergesidir.
Referandumla ile birlikte Kadınlara pozitif ayrımcılık Anayasa’da yer almıştır. Bu pozitif ayrımcılıkta tıpkı memurların toplu sözleşmesi gibi metinden öteye gidememiş, hakları ileriye götüren bir kimliğe bürünememiştir.
Kadın haklarının geliştirilmesinde hükümet üzerine düşen görevi yapmalıdır. Bu konuda somut adımlar atılmalıdır. Unutmayalım ki hak ve hukuk metinlerde anlam bulmaz uygulamalarda hayat bulur.
Pozitif ayrımcılığa işlerlik kazandırmak, Şiddet, taciz ve Cinayet gibi insanlık dışı olayların önüne geçmek gibi hükümetin kadınlara karşı çok önemli bir sorumluluğu vardır. Bu konuda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bir lokomotif görevi üstelenerek kadınlarımızın sorunlarını çözmelidir. Bu konuda TBMM’de görüşülen Kadına Yönelik Şiddet Yasa Tasarısını ilk adım olarak görüyoruz. kadın haklarını geliştiren düzenlemelerinde hayata geçirilmesini istiyoruz.
Sağlık alanında şifa dağıtan, sosyal hizmetlerin sunumunda devletin şefkat eli olan kadınlarımızın çalışma hayatında da birçok sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Ne yazık ki çalışma hayatında da şiddet ve mobbing bunların başında gelmektedir. Kamuda şiddet ve mobbingin önüne geçilmesi için tüm sosyal taraflarla birlikte kamuda ortak bir çalışma başlatılmasını istiyoruz. Kamuda şiddeti ve mobbingi cezalandıran yasaların çıkarılmasını talep ediyoruz.
Kadınlarımızı kamuda ikinci plana itilmesi uygulamasına son verilmelidir. Bugün yönetim kadrolarına baktığımızda sadece 1 kadın bakan ve 1 kadın valimizi vardır. Kamuda en üst memuriyet olan Müsteşarlık makamında 1 tane bile kadın yoktur. Bu tablonun da değişmesi gerekmektedir.
Ayrıca kadınlarımız kötü çalışma koşullarında hizmet vermeye, alanları dışında çalıştırılmaya mahkum edilmek istenmektedirler. Kreş, lojman gibi bazı sosyal imkanlardan mahrum bırakılmaktadırlar. Sağlık alanında başta ebelerimiz ve hemşirelerimiz olmak üzere kadınlarımız özellikle kırsal kesimde hizmet üretirken karşılaştığı malzeme eksikliği, fiziki mekan yetersizliği gibi sorunlarla uğraşmakta kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacak mekanlar oluşturulmaması nedeniyle birçok tehlikeye maruz kalmaktadırlar. İdareciler artık 8 Martı kutlama mesajı yerine çözüme yönelik somut adımlar atarak hatırlamalıdırlar.
Ayrıca burada sorunun çözümünde eksik kalan önemli bir unsurda kadınlarımızın aktif olmamasıdır. Türk kadını sesini duyurmalı, düşüncelerini açıklamalı ve sorunlarına çözüm için mücadele etmelidir. Sivil toplumda görev alan kadınlar Türk kadının temsilcisi ve ümididir. Kamuda çalışan bayanların seslerini güçlü olarak duyurabilecekleri örgütlerde hiç şüphesiz ki sendikalardır. Bu nedenle Türk Sağlık-Sen olarak kadınlarımızı sendikal mücadelemize ortak olmaya çağırıyor ve güçlü ailemizde sorunlarını çözmek için bir arada bulunmalarını istiyoruz.
Türk Sağlık-Sen olarak tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, kadınlarımızın tüm sorunlarının göstermelik tartışmalardan uzak bir şekilde çözüm odaklı olarak irdelenmesini istiyoruz.”
Denge Hukuk Derneği Başkan Yardımcısı Av. Melek Genç Taştan’ın mesajı:
“Denge hukuk derneği olarak tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz. Elbette ki önemli meselelerin böyle bir güne sığdırılması mümkün değildir. Ancak böyle günler bu meselelere dikkat çekilmesine de vesile olmaktadır.
Toplumun yarısını teşkil eden ve daha önemlisi gelecek nesilleri yetiştiren kadınlardır. Hayatımızda böylesine önemli bir yere sahip kadının elbette ki kendisi de hak ettiği önem ve değeri elde etmelidir. Kadının etkili bir şekilde yer almayacağı bir aile ve dolayısıyla toplum düşünemeyiz. Öyleyse toplumun düzelmesi ve gelişmesini istiyorsak işe kadınlardan başlamak gerekir. O ne kadar güçlü ve hak sahibi olursa geri dönüşü de o kadar verimli olacaktır. Ancak; eğitimli, sağlıklı kendine güvenen, değer verilen, ekonomik olarak başkalarına muhtaç olmak mecburiyetinde bırakılmayan bir kadın, toplum yaşantısında aktif rollere sahip olabilmektedir.
Bu tablonun ortaya çıkabilmesi için devlete, bireylere, sivil örgütlere kısaca toplumun her kesimine görevler düşmektedir. Böyle toplumsal konulardaki gelişmeler, ancak herkesin ilgi göstermesi, destek olması ve katılmasıyla mümkündür.
Tabii bir hukuk derneği olarak meselenin bizi ilgilendiren boyutu kanunlar, hukukumuzda kadınlara tanınan haklar, onların korunması güvence altına alınmasıdır. Özellikle son yirmi yıl içerisinde kadın hakları konusunda hukukumuz önemli adımlar atılmıştır. Pek çok düzenlemeyle kadınların hakları hukuk alanında her gün biraz daha genişlemektedir. Gerek medeni hukukta gerekse ceza hukukunda kadının korunması konusunda gerekli düzenlemeler yapılmaya çalışılmaktadır. Ümidimiz bunun devamının gelmesi ve kadın haklarının daha ileriye taşınabilmesidir.
Şu sırada mecliste görüşülen ve özellikle kadınların aile içi şiddetten korunmasını amaçlayan kanun tasarısı da mühim haklar getirmektedir. Ama asıl önemli olan bu düzenlemelerin somut olarak hayata geçirilebilmesidir. Bunun için güvenlik güçleri ve mahkemelerin dikkatli olması, olay gerçekleşmeden tedbir, önlem almak şüphesiz daha önemlidir. Şikâyetçi kadını ve çocuklarını korumak şarttır. Olayın gerçekleşmesi halinde ise sanığın en ağır ceza ile cezalandırılması, indirimlerden yararlandırılmaması, bilakis artırım yaptırılması cezaların caydırıcı olması açısından önemli ve gereklidir.
Önemli bir husus da toplumun bu konuda bilinçlendirilmesidir. Eğitimli, ahlaklı, vicdanlı, inançlı çocuklar yetiştirebilirsek şiddetin de önüne geçebiliriz.
Kadınlara eğitim ve çalışma hayatında sınırlar koymak, kamusal alan bahanesiyle yasaklar getirmek de bugün birçok kadını mağdur etmektedir. Kadınlara her alanda özgünlük sağlamak demokrasi ve hukukun gereğidir.
Değerli Türk kadınının hak ettiği yere erişebilmesi; eğitime önem vermek, işgücüne katılımını sağlamak, mesleki eğitimine ve meslekte ilerlemesine yardımcı olmak, kadın girişimcilere destek vermek, yönetimde ve karar mekanizmalarında söz hakkı tanımakla, sosyal hayatının bütününde haklarını en iyi şekilde kullandırmakla mümkün olacaktır.
Kadın hakları önündeki sorunlarla mücadele etmek hepimizin ve bilhassa toplumun diğer yarısı olan erkeklerin görevidir.
Bundan sonraki 8 Martlarda her şeyin kadınlar için daha iyi olmasını umut ediyoruz.”
Türk Büro-Sen Gümüşhane Temsilcisi Tuğrul Kılıç'ın Mesajı:
"Türk kadını, kurulan ilk Türk devletinden bu yana devletin kuruluşunda ve yönetiminde daima erkeğin yanında yer aldı ve buna paralel gereken saygınlığı gördü.
Türk kadını cumhuriyetimizin kurulması ile toplumsal hayattaki yerini ve konumunu da çok iyi belirlemiştir. Kadınlarımız Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK sayesinde medeni ve siyasi, seçme ve seçilme hakkına da kavuşmuştur. Bu tarihlerde göstermektedir ki; Türk Milleti kendini medeni sayan birçok dünya ülkesinden önce, kadına hukuksal, siyasal, toplumsal ve ekonomik haklarını kendiliğinden yasal olarak tanımış ve onu yüce bir değer olarak kabul etmiştir. Ne mutlu ki bizler milletçe, tarih boyunca her zaman kadınları baş tacı eden, onlara büyük değer veren bir medeniyetin mirasçılarıyız.
Anayasamıza kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığın girmesine rağmen bunun sadece metinlerde kalması nedeniyle bu tür olaylarda önlenememekte sürekli artmaktadır. Siyasi irade bu gibi insanlık dışı vahşetlerin önüne geçmek için adım atmalıdır. Aksi takdirde söylenen her söz, yazılan her metin boştur.
Kamuda görev yapan kadınlarımızın sorunları da sürekli artmaktadır. Kadın çalışanlar, erkeklere oranla hasta ve hasta yakınlarının olumsuz yaklaşımlarına, baskılarına ve fiili şiddetlerine daha fazla maruz kalmakta, ağır iş yükü ile baş başa bırakılmaktadırlar.
Kamuda kadın çalışanların talepleri yerine getirilmeli ve sorunları bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Çalışma hayatı ile ilgili mevzuat kadın çalışanların fiziksel ve ruhsal yapılarına uygun olarak düzenlenmelidir. 8 Mart dünya kadınlar günü bu sorunların çözümü için önemli adımların atılacağı bir gün olmalıdır.
8 Mart kadınlar için dayanışmanın birlikte mücadele etmenin adıdır. Kamuda çalışan kadınlarımızda artık güçlerinin farkına varmalı sorunlarının çözümü için kendileri mücadele ortamında yer almalıdırlar. Türk kadını sesini duyurmalı, düşüncelerini açıklamalı ve çözüm için mücadele etmelidir. Sivil toplumda görev alan kadınlar Türk kadının temsilcisi ve ümididir. Kamuda çalışan bayanların seslerini güçlü olarak duyurabilecekleri kuruluşlar hiç şüphesiz ki sendikalardır. Bu nedenle Türk Büro-Sen olarak kadınlarımızı sendikal mücadelemize ortak olmaya çağırıyor ve güçlü ailemizde sorunlarını çözmek için bir arada bulunmalarını istiyoruz.
Başta şehit anneleri olmak üzere tüm annelerimizin ve kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor saygılar sunuyorum."
Gümüşhane Eğitim Birsen Şubesi Kadın Komisyonu Başkanı Aynur Bilgin'in Mesajı:
"Kadını Ayrıştıran ve Dışlayan Anlayışa Son Verilmelidir.
Toplumların varlığı da, geleceği de kadınlarla mümkündür. Kadınların ihmal edildiği ya da kadınların ihmal ettiği toplumlar, sağlıksız ve niteliksiz olmaya mahkûmdur. Kısacası, hayatın kaliteli olabilmesinin yolu, kadının varlığının etkinliğinden ve katılımcılığından geçmektedir.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yapılan tartışmalarda kadınların tamamının sorunlarını kapsayacak şekilde ele alınmaması ve kadınların hemcinsleri arasında eşitsizliği devam ettirecek şekilde sürdürülmesi, kadına uygulanan en büyük ayrımcılıktır. Bugün ülkemizde kadınlar, hala çalışma hayatında ayrımcılığa tabi tutulmaktadır. Kadınları birikim ve üretimleriyle değil, görünüşleriyle değerlendiren sorunlu bakış, kadına saygı duymamakta ve adeta tek tip kadın varlığını dayatmakta, buna uymayanları ise çalışma hayatının dışına itmektedir. Kadınların sorunlarına gerçek çözümler üretmenin yegâne yolu, insan ve adalet eksenli yaklaşımları ön plana çıkarmak ve batı medeniyetinin dayatmalarına teslim olmamakla mümkündür.
Son zamanlarda artarak devam eden kadına yönelik şiddet, yine kadınların varlığını tehdit eden en önemli sorunlardan birisidir. Güç merkezli medeniyet anlayışının kadınla erkeği karşı karşıya getiren, farklı cinslerin birbirine üstünlük yarışını ve güç gösterisini tetikleyen rekabetçi yaklaşımları kadına da, erkeğe de asla huzur getirmeyecektir. Tartışmaların bitmesi; kadın ve erkeği birbirinin mütemmimi gören, birbirine karşı ödev ve sorumlulukları ekseninde ele alan, hak merkezli medeniyet anlayışının bütün toplumu kuşatmasından geçmektedir.
Gümüşhane Eğitim Birsen Şubesi olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü, kadınların sorunlarına odaklanma açısından bir fırsat olarak görürken, kadınları ve sorunlarını adeta bir güne hapseden anlayışı da sağlıklı bulmadığımızı ifade ediyor; başta kadın eğitim çalışanları olmak üzere bütün kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü, sorunlarının çözümüne vesile olması temennisiyle kutluyoruz."
"Türk kadını, tarihimizin en eski dönemlerinden içinde bulunduğumuz çağa kadar toplumsal hayatımızın, millet ve devlet yapımızın odağında yer almış, her dönemde ihtiyaç hissettiğimiz feragat ve fedakârlıkların en yücesini yapmıştır.
Cumhuriyetimizin kuruluşu ve Atatürk’ün önderliğinde kadınlarımız çağdaş dünya kadınlarının sahip olduğu tüm kazanımları elde etmiş, bu doğrultuda modern Türkiye’nin kurulması yönünde önemli bir misyonu üstlenmiştir.
Milli ve manevi değerlerin ilk önce kadınlarımız tarafından benimsendiği, hayata geçirildiği, yeni yetişen nesillere ulaştırıldığı ülkemizde bilinen bir gerçektir. Bununla birlikte Nüfusumuzun yarısının kadın olduğu ülkemizde kadınlar çalışma yaşamının yanı sıra ev kadını olmasından, ana olmasından ve sadece kadın olmasından dolayı çeşitli sorunlar yaşamaktadır.
Bugün uygar dünyada aile başta olmak üzere değerlerin çözülmesi, toplumsal dokunun yaralanması temel de insani olanın ihmal edilmesiyle doğrudan ilgilidir. Tek tek insani ilişkilerden, aileden, üretim ilişkilerine kadar bugün yükün büyük kısmı kadınların omuzlarına bırakılmaktadır. Bu yükü paylaşmak zorundayız. Bu yükü paylaşmayı kabul etmezsek toplumsal mutluluğa ulaşamayız.
Kuşakların yetişmesinde büyük rol üstlenen kadınlarımızı, üstün bilgi seviyesi ve kültürel değerlerine bağlı, ahlaklı bireyleri yetiştirmek için gösterdikleri özveriden dolayı kutluyorum. Eşi ve çocukları ile omuz omuza Kurtuluş Savaşı'nda bağımsızlık için mücadele ederek şehit olan kahraman kadınlarımızı rahmet ve minnetle anıyor, bu vatan için şehit olan evlatların annelerinin önünde saygı ile eğiliyor, sabırlar diliyorum."
Gümüşhane Milletvekili Doç.Dr. Kemalettin Aydın'ın Mesajı:
"Aleme tan yeri düşerken Amine annemiz olan, kahramanlığı ile Zübeyde Hanım, konuşmasıyla Halide Edip, kağnı çekmesi ile Şerife Bacı olan, kızımız, eşimiz, annemiz olan, davaya arkadaş olan, dün gibi, yarın gibi başımıza taç ettiğimiz, elleri toprak, ayaklarının altı cennet kokan tüm kadınlarımızın 8 Mart dünya kadınlar gününü en derin saygılarımla kutlar, kendilerine hizmet etmeyi şeref bilirim.”
Gümüşhane Milletvekili Feramuz Üstün’ün Dünya Kadınlar Günü Mesajı:
“8 Mart, dünya kadınlarının eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemlerini zihinlerimizde tazelediğimiz, yaşantımızda ki kadınların bizlere kattıklarını, emeklerini ve üzerimizdeki haklarını düşündüğümüz ve her günün kadınlar günü olduğunu hatırladığımız önemli bir gündür. Kadınlarımızın bu anlamlı gününü yürekten kutluyorum.
Hayatımızın her anında varlıklarıyla bizleri onurlandıran, ihtiyacımız olduğunda desteklerini esirgemeyen, bizleri eğiten, yetiştiren,yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren fedakar kadınlarımızın hayatımızda ki değerini kelimelerle ifade etmek mümkün değildir.
Yüce Peygamberimiz Veda Hutbesinde; "Kadınlarınıza eziyet etmeyiniz, onlar Allah'ın (CC) sizlere emanetidir. Onlara karşı yumuşak olunuz, iyilik ediniz." Şeklindeki mesajı ile, Yine Peygamberimizin "Cennet anaların ayakları altındadır" sözü ile kadınlarımıza göstermemiz gereken hassasiyetin üzerinde durulmuştur.
Kadınlarımız maddi ve manevi huzurlarını temin etmek bakımından ilim yapmak, kendini geliştirmek, kendi mal ve mülkünü yönetmek hususlarında erkeklerle aynı hakka sahiptir. Bizler bu bilinçle hareket ederek gerek toplumsal gerekse aile hayatında ki huzurumuzu temin edebiliriz.
Bu duygu ve düşüncelerimle 8 mart Dünya kadınlar gününü kutluyor,selam ve saygılar sunuyorum.”
Başkan Canlı’dan “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” Mesajı
Gümüşhane Belediye Başkanı Mustafa Canlı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle bir mesaj yayımladı.
Kadınların hayatımızdaki yerinin önemine değinen Başkan Canlı, “Milli ve manevi değerlerimizin, kültür ve geleneklerimizin en kıymetli taşıyıcıları hiç şüphe yok ki kadınlarımızdır. Kadınlarımıza başta eğitimlerine önem göstermek üzere, hayatın tüm alanlarında hak ettiği değeri vermek hepimize düşen önemli bir görevdir. Bu yüzden yıl içinde bir gün kutlanan, kadınlar için önemli bir yere sahip olan bu gün sadece bir güne sığdırılmamalıdır. Günümüzde gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergelerinden biri de kadının bulunduğu toplumdaki özgürlüğü, saygınlığı ve yönetimdeki yeri ile belirlenmektedir. Sosyal ve ekonomik hayatın her alanında büyük fedakarlıklar gösteren ve rol üstlenen kadınlarımıza sahip çıkmalı ve hakettikleri değeri vermeliyiz. Şanlı tarihimize baktığımızda Türk kadını tarihimizin her devrinde eşsiz fedakarlık ve cefakarlık göstermiş, cephelerde kahramanlıklarla destanlaşmış, hayatın her alanında önemli sorumluluklar almıştır. Doğumdan günümüze hayatımızın her anında büyük emeği olan kadınlarımızın hayatımızda yeri çok önemlidir. Bu duygu ve düşüncelerle tüm kadınların “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü kutluyorum.” şeklinde konuştu.
Türk Kadınlar Birliği Derneği Başkanı Aynur Çubukçu’nun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Mesajı:
“Bugünün Türk kadını için iki önemi vardır. Birincisi 5 Aralık 1934 de Türk kadınına siyasal haklarının verilişidir. İkincisi ise Birleşmiş Milletler genel kurul kararı ile 8 Mart 1975 Türkiye de kabul edilen Dünya Kadınlar Günü ve kadın yılıdır.
Türk Kadını Cumhuriyetimizin kurulması ile birlikte birçok dünya devletinden önce seçme ve seçilme haklarına sahip olmuştur. Tarih incelendiğinde geleneklerimizde Tük Kadınını devlet kuruluşunda bile erkeğin yanında görmekteyiz. Günümüzde kadının toplumdaki yeri özgürlüğü, saygınlığı üretim ve yönetimdeki yeri toplumumuzun ne kadar geliştiğini göstermektedir. Nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın hak ettiği yere gelmesi, ülkemizin sosyal ve ekonomik alanda kalkınmasının yolu eğitimden geçmektedir. Bu nedenle kadınlarımızın ve kızlarımızın eğitimlerine milletçe önem vermeliyiz. Bu konuda kurulan komisyonlar kadınlarımızın yaşam standardını yükseltmek için çalışmalarına önem vermelidir. Kadınlara yönelik her türlü şiddet ve ayrımcılığa son vermek için daha fazla çalışmalar yapılmalıdır.
Bizler okuma yazma bilmeyen kadınlarımızın olmadığı, kız çocuklarımızın okutulduğu, tecavüz ve tacizlerin kesildiği, erkek-kadın diye ayrım yapılmadığı, şiddetten uzak bir yaşam sürdürebilmenin umuduyla tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutlar, Sevgilerimi sunarım. Ayrıca, kahraman kadınlarımızı Rahmet ve Minnetle anar, şehit evlatlarımızın annelerinin ellerinden öper, sabırlar dilerim.
Bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü faaliyetimiz derneğimiz tarafından, hasta ve yaşlı kadınlarımızın gönüllerini hoş etmek, hayır dualarını almak için ziyaretlerde bulunulacaktır.”
AK Parti il Başkanı Ercan Çimen’in mesajı:
"Birleşmiş Milletler Teşkilatının öncülüğünde başlatılan, ülkemizde de kutlanan "Dünya Kadınlar Günü"nü idrak ediyoruz. Kadın haklarının hatırlanması ve sorunlarının çözümlenmesi noktasında bugünün önemi büyüktür. Gerek kurtuluş mücadelesinde ve gerekse Cumhuriyetin kuruluşunda kadınlarımızın yaptığı fedakârlıklar halen hafızalarımızdadır. Toplumun yapısını güçlendiren, şekillendiren, aile birliğinin en önemli unsuru olan kadınlarımız ve annelerimiz daima özverinin, sevginin kaynağı olmuşlardır.
Demokrasinin gelişmesi ve insan hakları standartlarının yükselmesi ile birlikte kadın hakları mücadelesinde de önemli mesafeler alınmıştır. Yasal olarak kadınlarımız önemli haklara sahip olmalarına rağmen, gelinen durumun yeterli olmadığı ve çeşitli alanlarda sorunların yaşandığı açıktır. Son dönemlerde kadınlara yönelik artan şiddet olayları da hepimizi üzmekte, toplumumuzu yaralamaktadır. Bu sorunların ve üzücü olayların yaşanmaması için başta devletimiz ve ilgili kurumlar olmak üzere, sivil toplum kuruluşlarından bütün bireylere kadar herkese önemli görevler düşmektedir. Kadınlarımızın bu hak mücadelesinde, başta Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AK Parti iktidarı olarak her zaman yanlarında olduklarımızı tekrar ifade etmek istiyorum. Bu duygu ve düşüncelerle; başta kadın kuruluşları olmak üzere, İlimizde kadın hakları konusunda çalışan ve katkıda bulunan herkese teşekkürlerimi sunar, bütün kadınlarımızın "Dünya Kadınlar Günü" nü kutlarım."
Türk Sağlık-Sen Gümüşhane Şubesi Başkanı Mustafa Aydın’ın Mesajı:
“Toplumsal hayatta erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olan kadınlarımızın maruz kaldığı sorunların çözülmesi yalnız kadınlar için değil, çocuklar, aile ve toplum için çok önemlidir. Bunun içinde kadınların sorunlarının çözümünde önemli adımların atılması gerekmektedir.
Peygamber Efendimiz 1380 yıl önce Veda Hutbesinde “Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim.” diyerek tüm insanlığa bir çağrıda bulunmuş ve kadın haklarının önemine dikkat çekmiştir.
Günümüz Türkiye’sine bakıldığında ise kadın hakları konusunda ortaya çıkan manzara vahim boyutlara ulaşmıştır. Manzarada ne yazık ki şiddet, taciz ve cinayetler yer almaktadır. Bu insanlık dışı olayların sık sık kamuoyu gündeminde yer almasını görmek Türkiye’de kadın hakları ve kadınların korunması konusunda ne kadar gerilerde kalındığının açıkça bir göstergesidir.
Referandumla ile birlikte Kadınlara pozitif ayrımcılık Anayasa’da yer almıştır. Bu pozitif ayrımcılıkta tıpkı memurların toplu sözleşmesi gibi metinden öteye gidememiş, hakları ileriye götüren bir kimliğe bürünememiştir.
Kadın haklarının geliştirilmesinde hükümet üzerine düşen görevi yapmalıdır. Bu konuda somut adımlar atılmalıdır. Unutmayalım ki hak ve hukuk metinlerde anlam bulmaz uygulamalarda hayat bulur.
Pozitif ayrımcılığa işlerlik kazandırmak, Şiddet, taciz ve Cinayet gibi insanlık dışı olayların önüne geçmek gibi hükümetin kadınlara karşı çok önemli bir sorumluluğu vardır. Bu konuda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bir lokomotif görevi üstelenerek kadınlarımızın sorunlarını çözmelidir. Bu konuda TBMM’de görüşülen Kadına Yönelik Şiddet Yasa Tasarısını ilk adım olarak görüyoruz. kadın haklarını geliştiren düzenlemelerinde hayata geçirilmesini istiyoruz.
Sağlık alanında şifa dağıtan, sosyal hizmetlerin sunumunda devletin şefkat eli olan kadınlarımızın çalışma hayatında da birçok sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Ne yazık ki çalışma hayatında da şiddet ve mobbing bunların başında gelmektedir. Kamuda şiddet ve mobbingin önüne geçilmesi için tüm sosyal taraflarla birlikte kamuda ortak bir çalışma başlatılmasını istiyoruz. Kamuda şiddeti ve mobbingi cezalandıran yasaların çıkarılmasını talep ediyoruz.
Kadınlarımızı kamuda ikinci plana itilmesi uygulamasına son verilmelidir. Bugün yönetim kadrolarına baktığımızda sadece 1 kadın bakan ve 1 kadın valimizi vardır. Kamuda en üst memuriyet olan Müsteşarlık makamında 1 tane bile kadın yoktur. Bu tablonun da değişmesi gerekmektedir.
Ayrıca kadınlarımız kötü çalışma koşullarında hizmet vermeye, alanları dışında çalıştırılmaya mahkum edilmek istenmektedirler. Kreş, lojman gibi bazı sosyal imkanlardan mahrum bırakılmaktadırlar. Sağlık alanında başta ebelerimiz ve hemşirelerimiz olmak üzere kadınlarımız özellikle kırsal kesimde hizmet üretirken karşılaştığı malzeme eksikliği, fiziki mekan yetersizliği gibi sorunlarla uğraşmakta kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacak mekanlar oluşturulmaması nedeniyle birçok tehlikeye maruz kalmaktadırlar. İdareciler artık 8 Martı kutlama mesajı yerine çözüme yönelik somut adımlar atarak hatırlamalıdırlar.
Ayrıca burada sorunun çözümünde eksik kalan önemli bir unsurda kadınlarımızın aktif olmamasıdır. Türk kadını sesini duyurmalı, düşüncelerini açıklamalı ve sorunlarına çözüm için mücadele etmelidir. Sivil toplumda görev alan kadınlar Türk kadının temsilcisi ve ümididir. Kamuda çalışan bayanların seslerini güçlü olarak duyurabilecekleri örgütlerde hiç şüphesiz ki sendikalardır. Bu nedenle Türk Sağlık-Sen olarak kadınlarımızı sendikal mücadelemize ortak olmaya çağırıyor ve güçlü ailemizde sorunlarını çözmek için bir arada bulunmalarını istiyoruz.
Türk Sağlık-Sen olarak tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, kadınlarımızın tüm sorunlarının göstermelik tartışmalardan uzak bir şekilde çözüm odaklı olarak irdelenmesini istiyoruz.”
Denge Hukuk Derneği Başkan Yardımcısı Av. Melek Genç Taştan’ın mesajı:
“Denge hukuk derneği olarak tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz. Elbette ki önemli meselelerin böyle bir güne sığdırılması mümkün değildir. Ancak böyle günler bu meselelere dikkat çekilmesine de vesile olmaktadır.
Toplumun yarısını teşkil eden ve daha önemlisi gelecek nesilleri yetiştiren kadınlardır. Hayatımızda böylesine önemli bir yere sahip kadının elbette ki kendisi de hak ettiği önem ve değeri elde etmelidir. Kadının etkili bir şekilde yer almayacağı bir aile ve dolayısıyla toplum düşünemeyiz. Öyleyse toplumun düzelmesi ve gelişmesini istiyorsak işe kadınlardan başlamak gerekir. O ne kadar güçlü ve hak sahibi olursa geri dönüşü de o kadar verimli olacaktır. Ancak; eğitimli, sağlıklı kendine güvenen, değer verilen, ekonomik olarak başkalarına muhtaç olmak mecburiyetinde bırakılmayan bir kadın, toplum yaşantısında aktif rollere sahip olabilmektedir.
Bu tablonun ortaya çıkabilmesi için devlete, bireylere, sivil örgütlere kısaca toplumun her kesimine görevler düşmektedir. Böyle toplumsal konulardaki gelişmeler, ancak herkesin ilgi göstermesi, destek olması ve katılmasıyla mümkündür.
Tabii bir hukuk derneği olarak meselenin bizi ilgilendiren boyutu kanunlar, hukukumuzda kadınlara tanınan haklar, onların korunması güvence altına alınmasıdır. Özellikle son yirmi yıl içerisinde kadın hakları konusunda hukukumuz önemli adımlar atılmıştır. Pek çok düzenlemeyle kadınların hakları hukuk alanında her gün biraz daha genişlemektedir. Gerek medeni hukukta gerekse ceza hukukunda kadının korunması konusunda gerekli düzenlemeler yapılmaya çalışılmaktadır. Ümidimiz bunun devamının gelmesi ve kadın haklarının daha ileriye taşınabilmesidir.
Şu sırada mecliste görüşülen ve özellikle kadınların aile içi şiddetten korunmasını amaçlayan kanun tasarısı da mühim haklar getirmektedir. Ama asıl önemli olan bu düzenlemelerin somut olarak hayata geçirilebilmesidir. Bunun için güvenlik güçleri ve mahkemelerin dikkatli olması, olay gerçekleşmeden tedbir, önlem almak şüphesiz daha önemlidir. Şikâyetçi kadını ve çocuklarını korumak şarttır. Olayın gerçekleşmesi halinde ise sanığın en ağır ceza ile cezalandırılması, indirimlerden yararlandırılmaması, bilakis artırım yaptırılması cezaların caydırıcı olması açısından önemli ve gereklidir.
Önemli bir husus da toplumun bu konuda bilinçlendirilmesidir. Eğitimli, ahlaklı, vicdanlı, inançlı çocuklar yetiştirebilirsek şiddetin de önüne geçebiliriz.
Kadınlara eğitim ve çalışma hayatında sınırlar koymak, kamusal alan bahanesiyle yasaklar getirmek de bugün birçok kadını mağdur etmektedir. Kadınlara her alanda özgünlük sağlamak demokrasi ve hukukun gereğidir.
Değerli Türk kadınının hak ettiği yere erişebilmesi; eğitime önem vermek, işgücüne katılımını sağlamak, mesleki eğitimine ve meslekte ilerlemesine yardımcı olmak, kadın girişimcilere destek vermek, yönetimde ve karar mekanizmalarında söz hakkı tanımakla, sosyal hayatının bütününde haklarını en iyi şekilde kullandırmakla mümkün olacaktır.
Kadın hakları önündeki sorunlarla mücadele etmek hepimizin ve bilhassa toplumun diğer yarısı olan erkeklerin görevidir.
Bundan sonraki 8 Martlarda her şeyin kadınlar için daha iyi olmasını umut ediyoruz.”
Türk Büro-Sen Gümüşhane Temsilcisi Tuğrul Kılıç'ın Mesajı:
"Türk kadını, kurulan ilk Türk devletinden bu yana devletin kuruluşunda ve yönetiminde daima erkeğin yanında yer aldı ve buna paralel gereken saygınlığı gördü.
Türk kadını cumhuriyetimizin kurulması ile toplumsal hayattaki yerini ve konumunu da çok iyi belirlemiştir. Kadınlarımız Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK sayesinde medeni ve siyasi, seçme ve seçilme hakkına da kavuşmuştur. Bu tarihlerde göstermektedir ki; Türk Milleti kendini medeni sayan birçok dünya ülkesinden önce, kadına hukuksal, siyasal, toplumsal ve ekonomik haklarını kendiliğinden yasal olarak tanımış ve onu yüce bir değer olarak kabul etmiştir. Ne mutlu ki bizler milletçe, tarih boyunca her zaman kadınları baş tacı eden, onlara büyük değer veren bir medeniyetin mirasçılarıyız.
Anayasamıza kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığın girmesine rağmen bunun sadece metinlerde kalması nedeniyle bu tür olaylarda önlenememekte sürekli artmaktadır. Siyasi irade bu gibi insanlık dışı vahşetlerin önüne geçmek için adım atmalıdır. Aksi takdirde söylenen her söz, yazılan her metin boştur.
Kamuda görev yapan kadınlarımızın sorunları da sürekli artmaktadır. Kadın çalışanlar, erkeklere oranla hasta ve hasta yakınlarının olumsuz yaklaşımlarına, baskılarına ve fiili şiddetlerine daha fazla maruz kalmakta, ağır iş yükü ile baş başa bırakılmaktadırlar.
Kamuda kadın çalışanların talepleri yerine getirilmeli ve sorunları bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Çalışma hayatı ile ilgili mevzuat kadın çalışanların fiziksel ve ruhsal yapılarına uygun olarak düzenlenmelidir. 8 Mart dünya kadınlar günü bu sorunların çözümü için önemli adımların atılacağı bir gün olmalıdır.
8 Mart kadınlar için dayanışmanın birlikte mücadele etmenin adıdır. Kamuda çalışan kadınlarımızda artık güçlerinin farkına varmalı sorunlarının çözümü için kendileri mücadele ortamında yer almalıdırlar. Türk kadını sesini duyurmalı, düşüncelerini açıklamalı ve çözüm için mücadele etmelidir. Sivil toplumda görev alan kadınlar Türk kadının temsilcisi ve ümididir. Kamuda çalışan bayanların seslerini güçlü olarak duyurabilecekleri kuruluşlar hiç şüphesiz ki sendikalardır. Bu nedenle Türk Büro-Sen olarak kadınlarımızı sendikal mücadelemize ortak olmaya çağırıyor ve güçlü ailemizde sorunlarını çözmek için bir arada bulunmalarını istiyoruz.
Başta şehit anneleri olmak üzere tüm annelerimizin ve kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor saygılar sunuyorum."
Gümüşhane Eğitim Birsen Şubesi Kadın Komisyonu Başkanı Aynur Bilgin'in Mesajı:
"Kadını Ayrıştıran ve Dışlayan Anlayışa Son Verilmelidir.
Toplumların varlığı da, geleceği de kadınlarla mümkündür. Kadınların ihmal edildiği ya da kadınların ihmal ettiği toplumlar, sağlıksız ve niteliksiz olmaya mahkûmdur. Kısacası, hayatın kaliteli olabilmesinin yolu, kadının varlığının etkinliğinden ve katılımcılığından geçmektedir.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yapılan tartışmalarda kadınların tamamının sorunlarını kapsayacak şekilde ele alınmaması ve kadınların hemcinsleri arasında eşitsizliği devam ettirecek şekilde sürdürülmesi, kadına uygulanan en büyük ayrımcılıktır. Bugün ülkemizde kadınlar, hala çalışma hayatında ayrımcılığa tabi tutulmaktadır. Kadınları birikim ve üretimleriyle değil, görünüşleriyle değerlendiren sorunlu bakış, kadına saygı duymamakta ve adeta tek tip kadın varlığını dayatmakta, buna uymayanları ise çalışma hayatının dışına itmektedir. Kadınların sorunlarına gerçek çözümler üretmenin yegâne yolu, insan ve adalet eksenli yaklaşımları ön plana çıkarmak ve batı medeniyetinin dayatmalarına teslim olmamakla mümkündür.
Son zamanlarda artarak devam eden kadına yönelik şiddet, yine kadınların varlığını tehdit eden en önemli sorunlardan birisidir. Güç merkezli medeniyet anlayışının kadınla erkeği karşı karşıya getiren, farklı cinslerin birbirine üstünlük yarışını ve güç gösterisini tetikleyen rekabetçi yaklaşımları kadına da, erkeğe de asla huzur getirmeyecektir. Tartışmaların bitmesi; kadın ve erkeği birbirinin mütemmimi gören, birbirine karşı ödev ve sorumlulukları ekseninde ele alan, hak merkezli medeniyet anlayışının bütün toplumu kuşatmasından geçmektedir.
Gümüşhane Eğitim Birsen Şubesi olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü, kadınların sorunlarına odaklanma açısından bir fırsat olarak görürken, kadınları ve sorunlarını adeta bir güne hapseden anlayışı da sağlıklı bulmadığımızı ifade ediyor; başta kadın eğitim çalışanları olmak üzere bütün kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü, sorunlarının çözümüne vesile olması temennisiyle kutluyoruz."