Gümüşhane Halk Sağlığı Müdürlüğü, ülke genelinde salgın boyutuna ulaşan gripten korunmanın yollarını açıkladı.
Halk Sağlığı Müdürü Dr. Engin Pehlivan, mevsim gereği hastanelerde bu aylarda yoğun olan grip hastalığı vakalarının bu yıl birkaç hafta erken görülmeye başladığını belirterek, yaşanan durumun olağan üstü olmadığını söyledi.
GRİPLE SOĞUK ALGINLIĞINI KARIŞTIRMAYIN
Pehlivan, H3N2 tipi olarak görülen grip ile soğuk algınlığının birbiriyle karıştırıldığını belirterek, yüksek ateş, boğaz ve baş ağrısı ile görülen gribin şiddetli kas ve eklem ağrıları (vücut ağrıları), halsizlik, bitkinlik, titreme, kuru öksürük ve nadir belirtilerle başlayan bir enfeksiyon hastalığı olduğunu ve mutlak suretle yatak istirahati gerektirdiğini söyledi.
Soğuk algınlığında ise ateş olmadığını buna karşın kırgınlık, burun akıntısı ve kuru öksürüğün şiddetli olduğunu kaydeden Pehlivan, baş ağrısının nadir görüldüğü bu durumun halsizliğe yol açmadığı için yatak istirahati de gerektirmediğini dile getirdi.
GRİPTE ANTİBİYOTİK KULLANILMAZ
Grip hastalığının öksürme ve hapşırma ile etrafa saçılan damlacıkların solunum yolu ile hasta kişilerle direkt temas edilmesi ile ve hasta kişilerin ağız burun akıntılarıyla temas etmiş eşyalar ile bulaştığını belirten Pehlivan, gribin tedavisinde kesinlikle antibiyotik kullanılmaması gerektiğini ifade etti.
Belirtilere yönelik ağrı ve ateş varsa ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar, burun akıntısı varsa akıntıyı gideren ilaçlar ve öksürük varsa öksürük giderici ilaçların kullanıldığını kaydeden Pehlivan, gripten korunmada mevsim özelliklerine uygun giyinilmesi, bol sıvı içeren gıdalar ile taze meyve ve sebzeler tüketilerek dengeli beslenilmesi, kaliteli uyku ve yeterli dinlenme ile hijyen kurallarına dikkat edilmesinin çok önemli olduğunu söyledi
GRİPTEN KORUNMA YOLLARI
Gripte zatürre ve bronşit gibi ölümcül de olabilen ciddi sonuçlar görülebileceğinden hareketle korunma önlemlerinin önem taşıdığını belirten Pehlivan, alınabilecek kişisel korunma önlemleri şöyle sıraladı: “Hasta kişilerle yakın temastan kaçınılmalıdır. Grip benzeri hastalıklar geçirildiğinde bol sıvı tüketilmeli ve evde istirahat edilmelidir. Hastayken hastalığı bulaştırmamak için diğer insanlarla temas sınırlandırılmalıdır. Aksırma ve öksürme esnasında burun ve agız kağıt mendille kapatılmalıdır ve kullanılan kağıt mendil çöp kutusuna atılmalıdır. Sabun ve su ile eller sık sık yıkanmalıdır. Bulaşma yollarından doğan ağız, burun ve gözlere kirli ellerle temas etmekten kaçınılmalıdır. Yüzeyler sık sık temizlenmelidir.”
GRİP AŞISINI DEVLET KARŞILIYOR
Pehlivan, ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanan grip aşısının da önemine değinerek grip aşısının 6 aydan küçük bebeklere, yumurta alerjisi olanlara, hamileliğin 3.ayı içerisinde olan kadınlar ile orta dereceli ya da ciddi bir hastalık geçiren kişilere uygulanamayacağını söyledi.
Grip aşısının ciddi hastalık riski taşıyan gruplara mutlaka yapılması gerektiğini dile getiren Pehlivan, bu grupları ise şöyle sıraladı: “65 yaş üzeri kişiler. Yaşlı bakımevi ve huzur evinde kalan kişiler. Astım, Bronşit gibi Kronik Akciğer Hastalığı olan kişiler. Kalp damar hastalığı olan kişiler (Koroner Kalp Hastalığı) Diyabet (Şeker) Hastalığı olanlar. Kronik Böbrek Yetmezliği Olanlar. Kan Hastalığı olanlar. Bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar. 6 ay-18 ay arasında olup uzun süre aspirin kullananlar.”
Halk Sağlığı Müdürü Dr. Engin Pehlivan, mevsim gereği hastanelerde bu aylarda yoğun olan grip hastalığı vakalarının bu yıl birkaç hafta erken görülmeye başladığını belirterek, yaşanan durumun olağan üstü olmadığını söyledi.
GRİPLE SOĞUK ALGINLIĞINI KARIŞTIRMAYIN
Pehlivan, H3N2 tipi olarak görülen grip ile soğuk algınlığının birbiriyle karıştırıldığını belirterek, yüksek ateş, boğaz ve baş ağrısı ile görülen gribin şiddetli kas ve eklem ağrıları (vücut ağrıları), halsizlik, bitkinlik, titreme, kuru öksürük ve nadir belirtilerle başlayan bir enfeksiyon hastalığı olduğunu ve mutlak suretle yatak istirahati gerektirdiğini söyledi.
Soğuk algınlığında ise ateş olmadığını buna karşın kırgınlık, burun akıntısı ve kuru öksürüğün şiddetli olduğunu kaydeden Pehlivan, baş ağrısının nadir görüldüğü bu durumun halsizliğe yol açmadığı için yatak istirahati de gerektirmediğini dile getirdi.
GRİPTE ANTİBİYOTİK KULLANILMAZ
Grip hastalığının öksürme ve hapşırma ile etrafa saçılan damlacıkların solunum yolu ile hasta kişilerle direkt temas edilmesi ile ve hasta kişilerin ağız burun akıntılarıyla temas etmiş eşyalar ile bulaştığını belirten Pehlivan, gribin tedavisinde kesinlikle antibiyotik kullanılmaması gerektiğini ifade etti.
Belirtilere yönelik ağrı ve ateş varsa ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar, burun akıntısı varsa akıntıyı gideren ilaçlar ve öksürük varsa öksürük giderici ilaçların kullanıldığını kaydeden Pehlivan, gripten korunmada mevsim özelliklerine uygun giyinilmesi, bol sıvı içeren gıdalar ile taze meyve ve sebzeler tüketilerek dengeli beslenilmesi, kaliteli uyku ve yeterli dinlenme ile hijyen kurallarına dikkat edilmesinin çok önemli olduğunu söyledi
GRİPTEN KORUNMA YOLLARI
Gripte zatürre ve bronşit gibi ölümcül de olabilen ciddi sonuçlar görülebileceğinden hareketle korunma önlemlerinin önem taşıdığını belirten Pehlivan, alınabilecek kişisel korunma önlemleri şöyle sıraladı: “Hasta kişilerle yakın temastan kaçınılmalıdır. Grip benzeri hastalıklar geçirildiğinde bol sıvı tüketilmeli ve evde istirahat edilmelidir. Hastayken hastalığı bulaştırmamak için diğer insanlarla temas sınırlandırılmalıdır. Aksırma ve öksürme esnasında burun ve agız kağıt mendille kapatılmalıdır ve kullanılan kağıt mendil çöp kutusuna atılmalıdır. Sabun ve su ile eller sık sık yıkanmalıdır. Bulaşma yollarından doğan ağız, burun ve gözlere kirli ellerle temas etmekten kaçınılmalıdır. Yüzeyler sık sık temizlenmelidir.”
GRİP AŞISINI DEVLET KARŞILIYOR
Pehlivan, ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanan grip aşısının da önemine değinerek grip aşısının 6 aydan küçük bebeklere, yumurta alerjisi olanlara, hamileliğin 3.ayı içerisinde olan kadınlar ile orta dereceli ya da ciddi bir hastalık geçiren kişilere uygulanamayacağını söyledi.
Grip aşısının ciddi hastalık riski taşıyan gruplara mutlaka yapılması gerektiğini dile getiren Pehlivan, bu grupları ise şöyle sıraladı: “65 yaş üzeri kişiler. Yaşlı bakımevi ve huzur evinde kalan kişiler. Astım, Bronşit gibi Kronik Akciğer Hastalığı olan kişiler. Kalp damar hastalığı olan kişiler (Koroner Kalp Hastalığı) Diyabet (Şeker) Hastalığı olanlar. Kronik Böbrek Yetmezliği Olanlar. Kan Hastalığı olanlar. Bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar. 6 ay-18 ay arasında olup uzun süre aspirin kullananlar.”