“Gümüşhane Tarihi” yazılacak, yazılacak bölümler de yazacak kimselere havale edildi. Bu yazımda ben de varım.
Ancak, bazı şeyleri hatırlatmakta fayda var diye düşünüyorum.
İlkin, Gümüşhane’de bir “Gümüşhane Şehir Müzesi” oluşturmak gerekiyor. Vatandaşların elindeki belgeleri “aslı gibi” çekip buraya koymak lazım gelir. Neler midir bunlar: Her türlü belgedir. Ferman, berat, madalya belgesi, tapu kayıtları vs. Bunlar belgelerdir.
Bir de “taşınmaz” malzemeler vardır: Kültür hayatına dair her türlü maddi unsurlar toplanmalı, fotoğraflanmalı ve arşivlenmelidir.
Sonra bunlar, tarih ve kültür bakımından sıra ile yayımlanmalıdır. Bunun için de, “dergi” gibi bir yayın ihdas edilmelidir.
Bunları on beş sene evvel yazmış ve teklif etmiş idim. Hala bu konuda hiçbir gelişme yok.
Bu kısa temennilerden sonra birkaç söz söylemek isterim:
“Tarih”, her “uzmanlık” isteyen “meslek” gibi bir meslektir. Şüphesiz, isteyen herkes, tarihe ilgi duyabilir, araştırabilir; amma, yazarken epeyce ölçüp tartmalıdır. Bu anlamda, “amatör” tarih sevenler “tarih” yazmamalıdır.
Türkiye’de tarih yazmak için gidilmesi gereken yerler, bulunması icap eden kaynaklar vardır, bunları “meslek erbabı” olan kimseler bilirler. “Gümüşhane Tarihi” kitabına bölüm yazacak uzmanlar da bunları fazlasıyla bilen akademisyenlerdir. Hangi arşiv nerededir, hangi kütüphanede ne vardır gibi meseleleri iyi bilen hocalarımız, bu yazımda yer alan uzmanlardır.
Bu yazım ekibinde yer alan her bir hocamız, sahasının uzmanıdır. Her birinin hangi alanı yazacağını ayrı ayrı belirtmek gerekmez, ancak bu hocaların her biri “Gümüşhane Tarihi” üzerinde en az makaleler yazmış, doktora yapmış, kitap yazmış bilim insanlarıdır.
Tarih, bir uzmanlık işi olduğu için, tarih alanında ihtisas yapanlar yazmalıdır, nitekim bu yazım onların ilki olacaktır. Tarih, “ihale edilecek” bir şey değildir. İhale, ancak “müteahhitler” için yapılır. Oysa, tarihçiler “müteahhit” değildir.
Gümüşhane bakımından son öz söz şöyledir: Bu eser, hemen herkesin anlayacağı bir dil ile, ama özet olacaktır. Meslek erbabı olanlar bilir ki, her bir saha birkaç cilt kitap olur. Ancak bu kitap o kadar ayrıntılı olmayacaktır.
Emeği olacak hocalarımıza ve kurumlara şimdiden teşekkür ederim.
Ancak, bazı şeyleri hatırlatmakta fayda var diye düşünüyorum.
İlkin, Gümüşhane’de bir “Gümüşhane Şehir Müzesi” oluşturmak gerekiyor. Vatandaşların elindeki belgeleri “aslı gibi” çekip buraya koymak lazım gelir. Neler midir bunlar: Her türlü belgedir. Ferman, berat, madalya belgesi, tapu kayıtları vs. Bunlar belgelerdir.
Bir de “taşınmaz” malzemeler vardır: Kültür hayatına dair her türlü maddi unsurlar toplanmalı, fotoğraflanmalı ve arşivlenmelidir.
Sonra bunlar, tarih ve kültür bakımından sıra ile yayımlanmalıdır. Bunun için de, “dergi” gibi bir yayın ihdas edilmelidir.
Bunları on beş sene evvel yazmış ve teklif etmiş idim. Hala bu konuda hiçbir gelişme yok.
Bu kısa temennilerden sonra birkaç söz söylemek isterim:
“Tarih”, her “uzmanlık” isteyen “meslek” gibi bir meslektir. Şüphesiz, isteyen herkes, tarihe ilgi duyabilir, araştırabilir; amma, yazarken epeyce ölçüp tartmalıdır. Bu anlamda, “amatör” tarih sevenler “tarih” yazmamalıdır.
Türkiye’de tarih yazmak için gidilmesi gereken yerler, bulunması icap eden kaynaklar vardır, bunları “meslek erbabı” olan kimseler bilirler. “Gümüşhane Tarihi” kitabına bölüm yazacak uzmanlar da bunları fazlasıyla bilen akademisyenlerdir. Hangi arşiv nerededir, hangi kütüphanede ne vardır gibi meseleleri iyi bilen hocalarımız, bu yazımda yer alan uzmanlardır.
Bu yazım ekibinde yer alan her bir hocamız, sahasının uzmanıdır. Her birinin hangi alanı yazacağını ayrı ayrı belirtmek gerekmez, ancak bu hocaların her biri “Gümüşhane Tarihi” üzerinde en az makaleler yazmış, doktora yapmış, kitap yazmış bilim insanlarıdır.
Tarih, bir uzmanlık işi olduğu için, tarih alanında ihtisas yapanlar yazmalıdır, nitekim bu yazım onların ilki olacaktır. Tarih, “ihale edilecek” bir şey değildir. İhale, ancak “müteahhitler” için yapılır. Oysa, tarihçiler “müteahhit” değildir.
Gümüşhane bakımından son öz söz şöyledir: Bu eser, hemen herkesin anlayacağı bir dil ile, ama özet olacaktır. Meslek erbabı olanlar bilir ki, her bir saha birkaç cilt kitap olur. Ancak bu kitap o kadar ayrıntılı olmayacaktır.
Emeği olacak hocalarımıza ve kurumlara şimdiden teşekkür ederim.