Dünyanın sayılı damlataşı mağaralarından birisi olan, ‘Yer altındaki gizemli dünya’ ve ‘Gümüşhane’nin yer altı sarayı’ olarak nitelendirilen 150 milyon yıl yaşındaki Karaca Mağarasında koronavirüs tedbirlerinin alınmasının ardından turizm sezonu başladı.
Gümüşhane'nin Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü sınırlarında yer alan ve sarkıt, dikit, damlataşı şekillerinin en yoğun, en güzel ve en görkemli örneklerine sahip olan Karaca Mağarasında koronavirüs salgını nedeniyle alınan tedbirler nedeniyle 15 Nisan’da başlaması gereken turizm sezonu normalleşme süreciyle 1 Haziran’dan itibaren başladı.
İl Özel İdaresi şirketi marifetiyle işletilen mağarada sezon öncesinde elektrik, yürüyüş yolları ve diğer bakımların tamamlanmasının ardından Sağlık Bakanlığının yeni tip koronavirüs hastalığı (Covid-19) salgınına karşı belirlediği kurallarla birlikte turizm sezonu başladı.
Mağara girişine konuyla ilgili uyarıcı levhaları konulup dezenfektan ve sosyal mesafe uyarıcı çizgileri yerleştirilirken, maskesiz girişe müsaade edilmeyecek olan bin 500 metrekarelik mağara kapalı alanına ise aynı anda 15 kişi girebilecek.
Giriş ücretlerinin değiştirilmediği ve ziyaret süresinin de 15 dakikayla sınırlandırıldığı mağara normalleşme sürecinin ardından yeniden turizme açılırken Gümüşhane’nin yer altı sarayı olarak kabul edilen, sarkıt ve dikit oluşumlarının yoğunluğu bakımından Türkiye ve dünyanın en zengin mağaralarından birisi olarak kabul edilen Karaca Mağarasına ziyaretçiler gelmeye başladı.
Trabzon’dan mağarayı ziyarete gelen Anıl Can, salgın süreci nedeniyle sürekli gezi planını ertelediklerini ve sürecin normalleşmeye başlamasının hemen ardından planları dahilinde Karaca Mağarasına geldiklerini belirterek “Trabzon’dan geliyoruz ve ilk defa gördük burayı. İçerdeki oluşumların yoğunluğu çok güzel bir görüntü oluşturmuş. Mağaranın mitolojik bir havası var sanki” dedi.
Yaklaşık 150 milyon yıllık dolomitik kireç taşlarının zengin yeraltı suları tarafından aşındırılmasıyla oluşan ve pasif karakterli bir mağara olan Karaca Mağarasındaki sarkıt ve dikitlerin 15 milyon yıl yaşında olduğu tahmin edilirken, yatay yönde gelişim gösteren 6 ayrı salonun birleşmesinden bir araya gelen mağaranın ılık ve nemli havasının astım hastalarına da iyi geldiği rivayet ediliyor.
Mağaranın içerisinde sarkıt, dikit, sütun, org desenli duvarlar, bayrak şekilleri, perde damlataşları, mağara çiçekleri, mağara incileri, fil kulakları, traverten havuzları, traverten basamakları ve mağara gülleri yer alıyor.
KARACA MAĞARASI
Gümüşhane’nin Torul İlçesine bağlı Cebeli Köyü sınırları içerisinde bulunan Karaca Mağarası şehir merkezine 17 kilometre mesafede, denizden bin 550 metre yüksekliktedir. Gümüşhane-Trabzon karayolunun 12. kilometresinden kuzeye ayrılan 4 kilometrelik yolu takiben mağaraya ulaşılır. Mağaranın bulunduğu yerde kır kahvesi, dinlenme tesisleri gibi ziyaretçilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacakları öncül tesisler mevcuttur. Damlataşı oluşumları bakından oldukça zengin olan Karaca Mağarasında, damlataşları çok çeşitli renk ve şekiller arz eder. Mağara içerisindeki sarkıtlar, dikitler, sütunlar, org desenli duvarlar, bayrak şekilleri ve perde damlataşları, mağara çiçekleri, mağara incileri, fil kulakları, traverten havuzları, traverten basamakları, mağara gülleri yer almaktadır. Mağara yatay yönde gelişme göstermiş, elipse benzeyen dört ayrı salonun birbirine birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu salonlardan ikisi çatlak sistemlerinden sızan suların oluşturulduğu duvar damlataşları ile ikiye bölünmüş ve salon sayısı altıya çıkmıştır. Mağaranın girişi bir insan boyu yükseklikte başlayıp içeriye doğru gidildikçe bir huni şekilde genişlemektedir. Giriş noktasından en uç noktaya 150 metre uzunlukta, ortalama tavan yüksekliği 18 metre olan mağaranın toplam iç alanı yaklaşık bin 500 metrekaredir. Karaca Mağarasının içerisinde belirgin bir hava hareketi söz konusu değildir. Bu sebeple mağara havasının nem oranı ağız kısmından içeriye doğru gidildikçe nispi bir artış gösterir. Yapılan ölçümlerde bu artış oranı ağız kısmında yüzde 65’ten yüzde 75'e çıkmaktadır. Mağara havası yaz mevsiminde dışarıya göre daha serin, kışın biraz daha sıcaktır. Bu özellikleri ile mağara, küçük bir mikroklima alanı olarak düşünülmektedir.
A.t. 4 Yıl Önce
25 yıldır açılamayan galeriler ne zaman açılacak