Saadet Partisi (SP) Gümüşhane İl Başkanı Avukat Akın Demir, 28 Şubat Post modern darbesi üzerinden 15 yılı aşkın bir zaman geçmiş olmasına rağmen karanlık sürecin hala aydınlatılamadığını söyledi.
28 Şubat’ta karanlık dehlizlerde yapılan planlarla bir millete edilebilecek en büyük hıyanetin yapıldığını kaydeden Demir, dönemin aktörlerinden Mehmet Ali Birand’ın 28 Şubat süreci ile ilgi belgesel hazırladığını ve basında yayınlandığını söyledi. Hazırlanan belgeselde o dönemin bazı figüranlarının gösterildiğini, hakikatin bazı yönlerinin ifade edilmesine rağmen çoğunun gösterilmediğini kaydeden Demir, belli maksatlar dahilinde hakikatin karartılmaya çalışıldığını belirtti.
28 Şubat’ın hala yargı önüne çıkarılmamasını eleştiren Demir, “28 Şubatın öncesi ve sonrasından hesap sorulurken uzun atlama gibi neden kimse bu dönemi sorgulamıyor. O dönemim medya patronları, sermaye ağaları, yargıçları, paşaları hala saltanatlarına devam ediyor. 28 Şubat aydınlatılmadan bağımsız devlet ilkesi korunamaz. İş bu neden ile en kısa zamanda bu sürecin aydınlatılmasını demokrasi ve insan hakları, şahsiyet ve özgürlükler açısından ümitle beklemekteyiz.” dedi.
Demir, şöyle konuştu: “Medya – İktidar çıkar ilişkileri ve konjonktür gereği 28 Şubata karşı bir duruş sergileyen Mehmet Ali Birant ve onun gibiler aksi yönde bir rüzgar esmesi halinde yelkenlerini o tarafa çevireceklerinden kimsenin şüphesi olmasın. Omurgası ve şahsiyeti olmayan bu zevatın tek hesapları vardır. Kasalarını ve konumlarını korumak. İş bu sebep ile 28 Şubatı kaynağından okumak ve meseleleri tahlil etmek gerekiyor. Bu neden ile 28 Şubat sürecinin en büyük mağduru olan Merhum Erbakan Hocamızın 28 Şubat sürecine ilişkin değerlendirmelerine kulak vermek gerekiyor.
Rahmetli Hocamız her zaman olayın merkezine işaret etmiştir. Refah yol Hükümetinin dış politika stratejisi ve icraatları başta Siyonist mahfiller olmak üzere Emperyalist Batı Dünyasını rahatsız etmiştir. İş bu neden ile çeşitli yerlerde planlar hazırlanmış ve planlar ülkemizde ki işbirlikçiler vasıtası ile uygulanmıştır. ABD Devlet Başkanı Savunma Başdanışmanı Makovski Refah yol Hükümetinin nasıl yıkılabileceğinin raporunu hazırlamış ve Dünya yönetimini elinde tutan 300 ler Meclisine sunup onayını almıştır.
Daha sonra kabul edilen bu rapor o dönemin ABD Dışişleri Bakanı Warren Cristopher'ın talimatı ile yürürlüğe konmak üzere 1996 Ekim'inde Ankara Büyükelçisi Marc Grossman'a göndermiştir. 28 Şubat’ta MGK’da Hocamızın önüne getirilen talepler işte bu planda ifade edilenlerdir.
İşte bu neden ile 28 Şubat dış mihrakların bir tezgâhıdır. Amaç Türkiye’nin Osmanlı bakiyesini canlandırmasına engel olmaktır. Bu sürecin sadece Ekonomiye faturasını izah edersek ne ile karşı karşıya kaldığımızı daha net almamış oluruz.
28 Şubat süreci sonrası ülke Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizine girmiştir. Bu kriz sırasında faiz oranları, dünya tarihinin o güne kadar henüz kaydetmediği seviyeleri görmüş, faiz % 7 bin 500'lere fırlamıştır. Döviz kurları bir günde % 80 artmış, Türk milleti yarı yarıya fakirleşmiştir. Türk milleti fakirleşirken faiz lobileri ve medya patronları servetlerine servet katmışlardır.
Tabii değerli paşalar ve onların brifinglerine katılan yargıç mensuplarına da payları oranında hediyeler düşmüştür. Aslanla çakalın payı bir olmaz. Herkes payına razı olacak çünkü efendiler öyle istiyor. 28 Şubat niçin hala yargı önüne çıkarılmadı. 28 Şubatın öncesi ve sonrasından hesap sorulurken. Uzun atlama gibi neden kimse bu dönemi sorgulamıyor. O dönemim medya patronları, sermaye ağaları, yargıçları, paşaları hala saltanatlarına devam ediyor. Baksanıza ö dönemin aktörü bile 28 Şubat ile ilgili belgesel hazırlıyor. 28 Şubat aydınlatılmadan bağımsız devlet ilkesi korunamaz. İş bu neden ile en kısa zamanda bu sürecin aydınlatılmasını demokrasi ve insan hakları, şahsiyet ve özgürlükler açısından ümitle beklemekteyiz. "
28 Şubat’ta karanlık dehlizlerde yapılan planlarla bir millete edilebilecek en büyük hıyanetin yapıldığını kaydeden Demir, dönemin aktörlerinden Mehmet Ali Birand’ın 28 Şubat süreci ile ilgi belgesel hazırladığını ve basında yayınlandığını söyledi. Hazırlanan belgeselde o dönemin bazı figüranlarının gösterildiğini, hakikatin bazı yönlerinin ifade edilmesine rağmen çoğunun gösterilmediğini kaydeden Demir, belli maksatlar dahilinde hakikatin karartılmaya çalışıldığını belirtti.
28 Şubat’ın hala yargı önüne çıkarılmamasını eleştiren Demir, “28 Şubatın öncesi ve sonrasından hesap sorulurken uzun atlama gibi neden kimse bu dönemi sorgulamıyor. O dönemim medya patronları, sermaye ağaları, yargıçları, paşaları hala saltanatlarına devam ediyor. 28 Şubat aydınlatılmadan bağımsız devlet ilkesi korunamaz. İş bu neden ile en kısa zamanda bu sürecin aydınlatılmasını demokrasi ve insan hakları, şahsiyet ve özgürlükler açısından ümitle beklemekteyiz.” dedi.
Demir, şöyle konuştu: “Medya – İktidar çıkar ilişkileri ve konjonktür gereği 28 Şubata karşı bir duruş sergileyen Mehmet Ali Birant ve onun gibiler aksi yönde bir rüzgar esmesi halinde yelkenlerini o tarafa çevireceklerinden kimsenin şüphesi olmasın. Omurgası ve şahsiyeti olmayan bu zevatın tek hesapları vardır. Kasalarını ve konumlarını korumak. İş bu sebep ile 28 Şubatı kaynağından okumak ve meseleleri tahlil etmek gerekiyor. Bu neden ile 28 Şubat sürecinin en büyük mağduru olan Merhum Erbakan Hocamızın 28 Şubat sürecine ilişkin değerlendirmelerine kulak vermek gerekiyor.
Rahmetli Hocamız her zaman olayın merkezine işaret etmiştir. Refah yol Hükümetinin dış politika stratejisi ve icraatları başta Siyonist mahfiller olmak üzere Emperyalist Batı Dünyasını rahatsız etmiştir. İş bu neden ile çeşitli yerlerde planlar hazırlanmış ve planlar ülkemizde ki işbirlikçiler vasıtası ile uygulanmıştır. ABD Devlet Başkanı Savunma Başdanışmanı Makovski Refah yol Hükümetinin nasıl yıkılabileceğinin raporunu hazırlamış ve Dünya yönetimini elinde tutan 300 ler Meclisine sunup onayını almıştır.
Daha sonra kabul edilen bu rapor o dönemin ABD Dışişleri Bakanı Warren Cristopher'ın talimatı ile yürürlüğe konmak üzere 1996 Ekim'inde Ankara Büyükelçisi Marc Grossman'a göndermiştir. 28 Şubat’ta MGK’da Hocamızın önüne getirilen talepler işte bu planda ifade edilenlerdir.
İşte bu neden ile 28 Şubat dış mihrakların bir tezgâhıdır. Amaç Türkiye’nin Osmanlı bakiyesini canlandırmasına engel olmaktır. Bu sürecin sadece Ekonomiye faturasını izah edersek ne ile karşı karşıya kaldığımızı daha net almamış oluruz.
28 Şubat süreci sonrası ülke Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizine girmiştir. Bu kriz sırasında faiz oranları, dünya tarihinin o güne kadar henüz kaydetmediği seviyeleri görmüş, faiz % 7 bin 500'lere fırlamıştır. Döviz kurları bir günde % 80 artmış, Türk milleti yarı yarıya fakirleşmiştir. Türk milleti fakirleşirken faiz lobileri ve medya patronları servetlerine servet katmışlardır.
Tabii değerli paşalar ve onların brifinglerine katılan yargıç mensuplarına da payları oranında hediyeler düşmüştür. Aslanla çakalın payı bir olmaz. Herkes payına razı olacak çünkü efendiler öyle istiyor. 28 Şubat niçin hala yargı önüne çıkarılmadı. 28 Şubatın öncesi ve sonrasından hesap sorulurken. Uzun atlama gibi neden kimse bu dönemi sorgulamıyor. O dönemim medya patronları, sermaye ağaları, yargıçları, paşaları hala saltanatlarına devam ediyor. Baksanıza ö dönemin aktörü bile 28 Şubat ile ilgili belgesel hazırlıyor. 28 Şubat aydınlatılmadan bağımsız devlet ilkesi korunamaz. İş bu neden ile en kısa zamanda bu sürecin aydınlatılmasını demokrasi ve insan hakları, şahsiyet ve özgürlükler açısından ümitle beklemekteyiz. "