Saadet Partisi (SP) Gümüşhane İl Başkanı Avukat Akın Demir, insanlık tarihinin kadimden kıyamete kadar en bariz ve kalıcı sorununun emek ve paylaşım olduğunu söyledi.
Yaptığı açıklamada, kapitalizmin bir numaralı aracı olarak asgari ücreti gösteren Demir, dünyada ve ülkemizde milyarlarca insanın asgari ücret üzerinden alın teri ve emeğinin sömürüldüğünü söyledi.
İnsanların sadece karın tokluğuna çalıştıklarını dile getiren Demir, “İnsanları karın tokluğuna çalıştıran kapitalistlere baktığınızda ise sadece giydikleri bir çift ayakkabının karşılığı asgari ücretlinin bir yıllık emeğine denk gelmektedir. Böyle bir adalet ve paylaşım olmaz. Bugün İstanbul’da şatafatlı toplu konutların rezidansların reklamı yapılmaktadır. Bir dairenin fiyatının 1 milyon dolardan bahsedildiği içinde her şeyin olduğu yalnız Allahın adının anıldığı mescitlerin olmadığı projelerden bahsediliyor.” dedi.
Geçtiğimiz hafta Gümüşhaneli iş adamı Aydın Doğan’ın ortak olduğu bir rezidansın açılışının Başbakan Erdoğan’la birlikte yapıldığını hatırlatan Demir, “Hayırlı olsun derken! Bir dairenin fiyatının milyon dolarlardan bahsedildiği bu rezidansın yapımında çadırda ölmek pahasına çalışan emekçilerin tamamı bir araya gelse acaba bu dairenin kapısını satın alabilirler mi diye kendimize sormadan da geçemiyoruz. İşadamlarına seslenirken sizin bir oturuşta yediğiniz yemeğin parası bile etmeyen ücrete mahkûm edilenlerin durumunu izhar ederken bugün kamuda çalışan milyonlarca asgari ücretliyi hangi kefeye koyacaksınız. Her düğün merasiminde 3-5 çocuk sözünden bahsederken bu çocukların hangi kazançla geçinebileceğini düşünüyorsunuz. Unuttuk doğru ya o düğünler ya işadamlarının- ya bakanların-milletvekillerin ya da bürokratların düğünleri. Emeğin ve paylaşımın adilane ve hakça olmadığı tüm nizamlarda 1 Nisan Emek ve Paylaşım günü ilan edilse ne çıkar edilmese ne çıkar. Asıl olan emekçinin alın terinin verilmesidir. Rahmetli Erbakan Hoca Refah-yol İktidarı döneminde ilk önce asgari ücrette iyileştirme yapmış ve bu iyileştirme sonrasında 1 asgari ücret- 40 adet mutfak tüpü bedeline denk gelmişti. Yani bugünün rakamları ile asgari ücretin 3.000 TL olduğunu ifade etmek istiyoruz. Bu rakam uçuk bir rakam olmayıp istatiki verilere de uyum göstermektedir. Şöyle ki 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 2.800 TL olduğu ifade edilmektedir. Buna göre asgari ücretin en az bu rakamın üzerinde olması gerekiyor. Ayrıca yine istatiki verilere göre kişi başı gayrisafi milli hâsıla 10 bin dolardır. Medya ve basında öve öve bitiremiyoruz. Ufak bir matematik hesabı yapacak olursak 4 kişilik bir ailenin geliri 40 bin dolardır. Yani bizim rakamlarımızla 74 bin lira bunu bir aya pay ettiğimiz de ise 6 bin liranın üzerinde bir rakam ifade ediyor. Şimdi kendimize soralım asgari ücretlinin evine ayda ne giriyor. Takriben 800 TL yılda 9.600 TL girmektedir. 6 bin lira nere 800 TL nere ,9.600 nere 74 bin lira nere ? Bu hesap da göstermektedir ki emekte adalet olmadığı gibi paylaşımda da adalet yoktur. Adaletin olmadığı yerde ise huzur ve saadet olmaz. Bugün Gümüşhane de icra dosyaları çoğalmışsa boşanmalar ve aile içi şiddet artmışsa kaçakçılık ve vurgun artmışsa bunun en başlı sebebi emeğin ve paylaşımın hakkının verilmemesidir.” diye konuştu.
Yaptığı açıklamada, kapitalizmin bir numaralı aracı olarak asgari ücreti gösteren Demir, dünyada ve ülkemizde milyarlarca insanın asgari ücret üzerinden alın teri ve emeğinin sömürüldüğünü söyledi.
İnsanların sadece karın tokluğuna çalıştıklarını dile getiren Demir, “İnsanları karın tokluğuna çalıştıran kapitalistlere baktığınızda ise sadece giydikleri bir çift ayakkabının karşılığı asgari ücretlinin bir yıllık emeğine denk gelmektedir. Böyle bir adalet ve paylaşım olmaz. Bugün İstanbul’da şatafatlı toplu konutların rezidansların reklamı yapılmaktadır. Bir dairenin fiyatının 1 milyon dolardan bahsedildiği içinde her şeyin olduğu yalnız Allahın adının anıldığı mescitlerin olmadığı projelerden bahsediliyor.” dedi.
Geçtiğimiz hafta Gümüşhaneli iş adamı Aydın Doğan’ın ortak olduğu bir rezidansın açılışının Başbakan Erdoğan’la birlikte yapıldığını hatırlatan Demir, “Hayırlı olsun derken! Bir dairenin fiyatının milyon dolarlardan bahsedildiği bu rezidansın yapımında çadırda ölmek pahasına çalışan emekçilerin tamamı bir araya gelse acaba bu dairenin kapısını satın alabilirler mi diye kendimize sormadan da geçemiyoruz. İşadamlarına seslenirken sizin bir oturuşta yediğiniz yemeğin parası bile etmeyen ücrete mahkûm edilenlerin durumunu izhar ederken bugün kamuda çalışan milyonlarca asgari ücretliyi hangi kefeye koyacaksınız. Her düğün merasiminde 3-5 çocuk sözünden bahsederken bu çocukların hangi kazançla geçinebileceğini düşünüyorsunuz. Unuttuk doğru ya o düğünler ya işadamlarının- ya bakanların-milletvekillerin ya da bürokratların düğünleri. Emeğin ve paylaşımın adilane ve hakça olmadığı tüm nizamlarda 1 Nisan Emek ve Paylaşım günü ilan edilse ne çıkar edilmese ne çıkar. Asıl olan emekçinin alın terinin verilmesidir. Rahmetli Erbakan Hoca Refah-yol İktidarı döneminde ilk önce asgari ücrette iyileştirme yapmış ve bu iyileştirme sonrasında 1 asgari ücret- 40 adet mutfak tüpü bedeline denk gelmişti. Yani bugünün rakamları ile asgari ücretin 3.000 TL olduğunu ifade etmek istiyoruz. Bu rakam uçuk bir rakam olmayıp istatiki verilere de uyum göstermektedir. Şöyle ki 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 2.800 TL olduğu ifade edilmektedir. Buna göre asgari ücretin en az bu rakamın üzerinde olması gerekiyor. Ayrıca yine istatiki verilere göre kişi başı gayrisafi milli hâsıla 10 bin dolardır. Medya ve basında öve öve bitiremiyoruz. Ufak bir matematik hesabı yapacak olursak 4 kişilik bir ailenin geliri 40 bin dolardır. Yani bizim rakamlarımızla 74 bin lira bunu bir aya pay ettiğimiz de ise 6 bin liranın üzerinde bir rakam ifade ediyor. Şimdi kendimize soralım asgari ücretlinin evine ayda ne giriyor. Takriben 800 TL yılda 9.600 TL girmektedir. 6 bin lira nere 800 TL nere ,9.600 nere 74 bin lira nere ? Bu hesap da göstermektedir ki emekte adalet olmadığı gibi paylaşımda da adalet yoktur. Adaletin olmadığı yerde ise huzur ve saadet olmaz. Bugün Gümüşhane de icra dosyaları çoğalmışsa boşanmalar ve aile içi şiddet artmışsa kaçakçılık ve vurgun artmışsa bunun en başlı sebebi emeğin ve paylaşımın hakkının verilmemesidir.” diye konuştu.