Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Gümüşhane Şubesi tarafından “Türk Kahvesi, Kırmızı Koltuk, Gümüş Kalem” konseptli ayın konuğu programında Eylül ayının konuğu 20 yılı aşkın süredir hukukçu olan ve son bir yıldır da Gümüşhane Barosu Başkanlığını yapan Av. Metin Aslan oldu.
Özel İdare İş Merkezinde bulunan TÜRKAV Gümüşhane Şubesinde düzenlenen programda Aslan, kentte görev yapan basın mensupları ile bir araya gelerek yerel ve ulusal birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.
“Yarın öbür gün marketlerde çalışan hukukçu görme ihtimalimiz yüksek”
Şu anda Gümüşhane’de genel kurula katılma hakkı kazanan 74 avukat olduğunu belirten Av. Aslan, “Türkiye’de uzun süredir gözlem yaptığım kadarıyla eğitim konusunda bir problem var. Mantıksız ve birçok hata var eğitimde. Bana göre her ile üniversite meselesi siyasallaştırıldı bunun yanında her ile her bölümün açılması da siyasallaştırıldı. Daha kaliteli ve branşlaşma yönünde eğitim olması ülke ve gençler açısından daha iyi ve kaliteli olur diye düşünüyorum. Şu anda Türkiye’de 150 civarında hukuk fakültesi var. Yunanistan’da 8, Almanya’da 20 tane hukuk fakültesi var. Bizdeki mezun sayısına baktığın zaman Türkiye’de 160 bin avukat var. Gümüşhane’de 74 avukat var ben mesleğe ilk başladığım yılar Gümüşhane’de 13 avukat vardı 7 tane de hukuk fakültesi vardı ülkemizde. Şu Anda elimizdeki stajyer sayısı 20 bir o kadar daha yakında gelecek ve muhtemelen 5 yıl sonra Gümüşhane’deki avukat sayısı 200-300 civarına yükselecek gibi gözüküyor. Gümüşhane’de ve Türkiye’de bu kadar avukatın olması iyi midir kötü müdür? Eğer siz o avukatlara ekmek veremiyorsanız kötüdür. İnsanların eğitim alması iyi bir şey fakat eğitim verdikten sonra da iş sahası açmak gerekiyor. Ben bu noktada siyasal düşüncenin meseleyi yanlış yönettiğini düşüyorum çünkü bu kadar hukuk fakültesinin sonu çok sağlıklı bir yere gitmiyor. Yarın öbür gün marketlerde çalışan hukukçu görme ihtimalimiz yüksek” dedi.
“Suistimale kapalı işleyen bir kanun ortaya konulabilir”
Son dönemlerde istismar suçları kapsamında işlenen suçlara karşı toplum vicdanına yönelik cezaların uygulanması noktasında işleyişe değinen Av. Aslan, “Eski Türk Ceza Kanunu İtalyan mafyasının kol gezdiği döneme ait olan İtalya’dan alınmış bir ceza kanunuydu. Bu kanunun temeli malı korumaktan yanaydı bu sebeple Eski Türk Ceza Kanunu malı koruyordu, kişiyi koruma yönünde zayıftı. Bu durum kanun koyucular tarafından zayıf bulunduğu için değiştirildi ve maldan önce can güvenliğinin ihlali esas oldu. Eski kanunda ensestin (yakın akrabalar arasında gönüllü ya da gönülsüz cinsel ilişki) önceden suç olmayıp kanunun değişiminden sonra suç haline gelmesi de bu değişiklikler sayesinde oldu. Fakat artık toplumumuzda cinsel istismar suçları farklı bir boyuta geldi. Bir çocuğu eskiden saçını okşayıp severken temas noktasında sıkıntı yaşanmazken şu anda birçok konu bu davranışın art niyetli olarak kullanılmasına evrildi. Dedesi torununa sarıldığı için yargılanan dosyalar var. İstismar suçları kanunu artık art niyetli olabilecek bir yere gidiyor. Kanun koyucular ve toplum bilimcilerin bu konuyu detaylı incelemeleri ile daha uygun dilli ve suistimale kapalı işleyen bir kanun ortaya konabilir” diye konuştu.
“Gümüşhane’deki en çok artan davaların kiracı- ev sahibi yönünde”
Gümüşhane’de en çok artan davaların kiracı-ev sahibi yönünde olduğuna değinen Aslan, “Hemen hemen bütün ev sahipleri kiracımı nasıl bir yolla evden çıkarsam da daha yüksek fiyata evimi başkasına kiralasam diye düşüyor bu bağlamda ciddi bir artış var. Toplumdaki bu ekonomik sıkıntılar özellikle pandemi ve sonrası olmak üzere hukuki mana yükseldi. Dava çeşitliliği ve rakamlar olarak Gümüşhane’de artış var ama bu toplumun gelişmesiyle ilgili ama bu suçlar eskiden olmuyordu şimdi oluyor diyemeyiz. İletişim araçları ile insanların kolluk, adliye ve basın alanında sesini çıkarması eskiye göre daha kolay hale geldi. Eskiden olan suçlar veya olaylar şartların gereği yansımıyordu ama günümüzde bu durum ortadan kalktığı için sanki suçlarda ve davalarda artış varmış gibi gözüküyor” ifadelerini kullandı.
“Toplumu bu suç oranına iten psikolojik ve sosyolojik sebepler araştırmak lazım”
Yine son zamanlarda kadına ve sağlıkçılara karşı artan şiddet vakalarına yönelik kanunların yenilenmesinin bir meslek veya zümreye yönelik olmasının çözüm olmayacağına ve bunun için sosyolojik çalışmalara ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Aslan, “Geçtiğimiz günlerde aynı gün hem bir doktor hem de bir avukat meslektaşımız öldürüldü. Bir kanun konulduğunda özel değil kapsayıcı olmalı. Konulan kanunlar geniş ölçekli olmalı. İstanbul Sözleşmesi ise bambaşka bir şekilde ele alınmalı. Bizim ülkemizde kanun ve anayasa değişikliği gibi şeyler usulüne göre olmuyor. Onaylanmış tüm uluslararası sözleşmeler Anayasa hükmündedir. Dolayısıyla Anayasa hükmünde olan bir hükmün kaldırılması Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile olmaması lazım. Meclis onaylamasıyla hükme giren meclisin onaylamasıyla hükümden kalkar olması gereken budur. Usul yönünden bu konuya itirazım var. İstanbul Sözleşmesi maddelerine göre Avrupa ile kültürümüzün örtüşmesi pek çok bakımdan mümkün değildir elbette farklılıklar vardır fakat İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı diye suç oranlarının arttığını söylemek doğru değil. Bunun sebebi sözleşmenin yürürlükten kaldırılması değil toplumu bu suç oranına iten psikolojik ve sosyolojik sebepler araştırmak lazım. Ben İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasına da kaldırılma usulüne de karşıyım” dedi.
Gümüşhane Barosu’na müstakil bir bina kazandırmak için çalışmaların devam ettiğini yineleyen Gümüşhane Barosu Başkanı Av. Metin Aslan, TÜRKAV Gümüşhane Şubesi’nin “Şeref Defterini” imzalayıp soruları cevaplandırdıktan sonra program sona erdi.
Programa TÜRKAV Gümüşhane Şube Başkanı Ercan Küçüköner, İl Genel Meclis Üyesi Kemal Emiroğlu ve Gümüşhane basınının temsilcileri katıldı.
Haber: Zeynep Kaya
Ozan 2 Yıl Önce
Sıkıntıyı dile getirmiş. Ne yazık ki üniversiteler oldu kadrolaşma yeri. Patron ne diyorsa REKTÖR evet diyor çünkü rektörün ne kitabı ne makalesi var ortada. Onun için üniversitelerde eğitim yerlerde. Son yıllarda ise üniversiteler yüksek lisans diploması dağıtmak için sendikalar ile protokol imzalıyor. Bu da ayrı bir sorun.
Ergin Karaçengel 2 Yıl Önce
Ülkede her dalda üniversite mezunu enflasyonu var. Yapılan düzenlemelerle herkes üniversiteyi kazanabilir duruma geldi, hayallerini 4 yıl daha ertelemiş oldular.