Depremin yıldönümünde Belediye Başkanlığı binasının 5.katında bulunan sosyal tesislerde düzenlenen ve Kızılay Gümüşhane Şubesi Toplumsal Güçlendirme Uzmanı Ali Kömürcü’nün sunumuyla gerçekleştirilen programda ilk olarak depremin 2.gününden itibaren sahada olan Gümüşhane Kızılay ekibinin faaliyetleriyle ilgili video gösterisi gönüllülerin o günleri yeniden yaşamasına ve gözyaşlarına neden oldu.
“Elbistan’a ulaşan 2.Kızılay ekibi Gümüşhane oldu”
Gönüllülerin yanısıra Genç Kızılay, Kadın Kızılay ve Engelsiz Kızılay birimlerinin de katıldığı programda konuşan Türk Kızılay Gümüşhane Şube Başkanı Ömer Nasuhi Akıncı, Gümüşhane Kızılay’dan ilk gönüllü ekibinin depremin ikinci günü Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesine gittiğini ve bölgeye Kayseri’den sonra ulaşan ikinci ekip olduğunu belirterek süreç boyunca Gümüşhane’den 200 civarı gönüllünün 7 ayrı ekip halinde bölgede yaralara merhem olduğunu söyledi.
“Oraya giden gönüllü ekiplerimiz üzerine şiirler yazılsa yeridir”
Batı dillerinde gönül kelimesinin karşılığının olmadığını belirten Akıncı, “Bu bizim medeniyetimizin, bizim dünyamızın bir kelimesi. Gönüllerinize sağlık diliyorum, gönüllerinizden iyilik hiçbir zaman solmasın. Gönlünüzde her daim iyiliğe yer olsun, merhamete yer olsun, sevgiye yer olsun. Bu üzerinize sinen iyiliğin kokusu hiçbir zaman üzerinizden gitmesin diyorum. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Oraya giden gönüllü ekiplerimiz elleri öpülesi ekiplerdir. Onlar tarihe tanıklık ettiler. O anlamda onların üzerine şiirler yazılsa yeridir. İmkansız diye düşünülen, insanın hatırına bile gelmeyecek şeylerin imkanlı hale getirilebildiğinin de bir örneğiydi bu bizim için” dedi.
“Kızılay, Türkiye'nin Afetle Mücadele Planında beslenmenin ana sorumlusudur, çadırın değil”
Programda verilecek teşekkür belgelerinin sembolik olduğunu belirterek her bir gönüllüye “Her biriniz iyi ki varsınız. Kalplerinizdeki, gönüllerinizdeki o iyilik, merhamet hiç solmasın, her daim olsun. Bu büyük bir iştir çünkü gönüllüce yapılmıştır hiçbir karşılık beklemeksizin. Bunun dünyada bir karşılığı olduğunu düşünmüyorum” ifadelerini kullanan Akıncı, deprem zamanında Kızılay’ın çadır üzerinden büyük bir haksızlığa uğradığını belirterek şunları söyledi: “AFAD diye bir kurumumuz var. Bu devlet kurumumuz kurulduktan sonra TAMP adı altında Türkiye'nin Afetle Mücadele Planı diye bir plan yayınlandı ve afetle ilgili tüm çalışmalar bu plana sadık kalınarak plan ölçeğiyle gerçekleştiriliyor. Ve bu plan içerisinde barınmaya ait tüm mevzular AFAD’ın koordinasyonunda, AFAD’ın sorumluluğunda olmak üzere plana işlenmiş. Bizim barınmaya dair Kızılay olarak gerek çadır kurma gerek çadır verme konusunda herhangi bir sorumluluk yok plana göre. Fakat öylesi bir tartışmanın odağına çekildi ki Kızılay resmen ihanetle suçlandı. Hiç hak etmediği halde. İnsanlar bu plandan habersiz bir şekilde Kızılay'ımızı suçlamış oldular. Bir çadır meselesiyle içerisinde Kızılay'ımız yerden yere vuruldu. Hatta öyle bir noktaya geldi ki hastanelerde ameliyat yapılamayacak duruma geldi. Ulusal kan stokları ciddi anlamda düştü. Üzücü bir durum tabii. Kızılay'ımız hala bölgededir. Bizim TAMP’taki ana sorumluluğumuz beslenmedir. Kızılay, Türkiye'nin afetle mücadele planında beslenmenin ana sorumlusudur, Kızılay'a aittir. Eğer beslenme konusunda bir eksiğimiz varsa o bizim eksiğimizdir. Bizi bununla eleştirebilirsiniz, bununla tenkit edebilirsiniz. İnşallah biz bu yaraları sararız. Kızılay'ımızı hak ettiği yere hep birlikte, hepinizin gayretleriyle getirmiş oluruz.”
“Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın”
Depremlerin ardından Gaziantep’ten gelerek artık Gümüşhane’de yaşayan depremzede Ramazan Güzelkaya ise “Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın. Filmleri izleyince depremi tekrar yaşamış gibi oldum. Biz acıyı yaşadık ama siz de gönlünüzde yaşadınız. Allah razı olsun, hepinize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Gümüşhane Engelsiz Kızılay Birimi Başkanı Yavuz Tanguroğlu ise 1992 Erzincan depremini yaşadığını, Kahramanmaraş’a gittiğinde çamur, yağmur ve soğuktaki o mücadeleye şahit olduğunu belirterek orada geçirdiği günlerle gurur duyduğunu söyledi.
Gümüşhane Kızılay aracılığıyla deprem bölgesine giden Gümüşhane Üniversitesinin Mısırlı uluslararası öğrencisi Ömer Mansur da “Allah hiç kimseye böyle acı olaylar yaşatmasın. Türkiye bizim ikinci vatanımız. Herkese iyilikleri için teşekkür ediyorum” dedi.
Bölgeye giden gönüllülerin anılarını “Soğuk cehennemi yaşadık”, “Çaresizliği orada gördük”, “Din, dil, ırk ayrımı yapmadan vicdanı öğrendim”, “Orada gönüllülere Allah özel bir güç verdi” sözleriyle paylaştığı ve duygusal anların yaşandığı programda daha sonra gönüllülere Türk Kızılay Genel Başkanı Prof.Dr. Fatma Meriç Yılmaz'ın imzaladığı teşekkür belgeleri takdim edildi.