Sağlık Yüksekokulu Çok Amaçlı Salonunda düzenlenen konferansa, konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ulusoy, “Böbrek yetmezliği ve tedavisi” konulu sunumunda, insan vücudunun en önemli organlarından biri olan böbreklerin görevlerini yapamaması halinde yaşamanın mümkün olmadığını söyledi.
Diyalizin hiçbir zaman orijinal böbrek fonksiyonlarını tam olarak yerine getiremediğini belirten Ulusoy, “Diyaliz anbean böbrek görevi yapamaz. Diyaliz sadece organ nakli yapılana kadar geçen sürede kullanılan bir araçtır” dedi.
Ulusoy, kronik böbrek hastalığında kesin çözümün organ nakli olduğunu vurguladığı konuşmasında şunları kaydetti: “Kronik böbrek hastalığı, sık görülen, renal ve KV mobiditesi ve mortalitesi yüksek, farkındalığı ve erken tanısı düşük, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen, önemli bir ekonomik yük getiren ancak önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır. Kronik böbrek hastalığının görülme sıklığı yüzde 15’e varan ülkemizde böbrek nakli sayısı yıllık 800 ila bin arasında değişmektedir. Böbrek naklinin ihtiyaca karşılık verebilecek seviyeye gelebilmesi için bu alanda bilinçlendirme çok önemlidir.”
KTÜ Farabi Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Ebru Kılıç ise “Organ bağışı ve nakli” konulu sunumunda organ bağışının önemine değindi. Organ naklinin, görev yapamayacak kadar hasta ve hatta bedene zararlı hale gelen bir organın sağlam bir organla değiştirilmesi işlemi olduğunu ifade eden Kılıç, “Ülkemizde 60 binden fazla diyaliz hastası var. Her yıl bu hastaların yüzde 11’i ölüyor. 2006 yılında 7 bin kişi organ nakli için sıra beklerken yaşamını yitirmiş. Böbrek nakli ile diyalizdeki hastanın yaşam süresi ve kalitesi artar. Böbrek nakilleri ülke ekonomisine de katkı sağlıyor. Ülkemizde hastaların hemodiyalize girmesi için harcanan maliyet, böbrek nakli ile yaklaşık yüzde 50 ila 70 azalıyor” diye konuştu.
Kılıç, organ vericisi olarak en önemli kaynağın yoğun bakım koşullarında beyin ölümü gerçekleşmiş kişiler olduğunun altını çizerek şöyle devam etti: “Organ alacak hasta Sağlık Bakanlığı organizatörlüğünde öncelikle kan gurubu ve doku uyumuna, yaş, boy, kilo gibi kriterlere ayrıca tıbbi aciliyet durumuna göre belirlenir. Cins, ırk, din, zengin, fakir ayırımı yapılmaz. 18 yaşını doldurmuş, akli dengesi yerinde olan herkes bağış yapabilir. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu organ naklinin caiz olduğunu 1980 yılında 396 sayılı kararı ile bildirmiştir. Başka hayatlara umut, yeni umutlara hayat olmak için organlarınızı bağışlayın. Vereceğiniz son hediye bir hayat olabilir.”
Konferansta ayrıca, KTÜ Farabi Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Serdar Türkyılmaz tarafından “Organ nakli cerrahisi” konulu bir sunum da yapıldı.
Konferans, konuşmacılara Gümüşhane Üniversitesi Kalite Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Sedat Bostan tarafından plaket verilmesi ve organ bağışı için kurulan stantta bağış başvurularının alınmasıyla son buldu.