Gümüşhane İl Pandemi Kurulu üyesi Doç. Dr. Nilgün Ulutaşdemir, koronavirüse karşı vücut direncine dikkat çekerek, “Eğer biz kapımızı çelik kapı yaparsak koronavirüs bize hiçbir şekilde gelmez” dedi.
Salgın hastalığı daha iyi anlaşılması, anlatılması, farkındalık oluşturulması ve yayılmasının önlenmesi amacıyla Valilik tarafından hazırlattırılan video sosyal medya kanallarından paylaşıldı.
Videoda Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nilgün Ulutaşdemir, gerek Gümüşhane Valiliği, gerek Gümüşhane Üniversitesi ve gerekse Gümüşhane İl Pandemi Kurulu olarak koronavirüse karşı vatandaşların sağlığını koruma ve geliştirmeye yönelik çaba sarf ettiklerini söyledi.
“Sağlık çalışanlarımız tükenmişlik sendromu içindeler”
Yalnız kendilerinin çabalarının yetmediğini vatandaşların da desteğinize ihtiyaçları olduğunu kaydeden Ulutaşdemir, “Koronavirüs pandemisinden kurabilmemiz için sağlık yönetiminde toplum katılımı çok önemlidir. Bu anlamda 3 önemli kural olan maske, mesafe ve hijyenimize dikkat etmemiz gerekiyor. Türkiye'de günlük vefat sayımız 100’ü geçti. Hastaneler ve yoğun bakımlar şu an doluluk oranımız çok arttı ve sağlık çalışanlarımız tükenmişlik sendromu içindeler. Bu anlamda her birimizin bireysel olarak sorumluluklarımızı yerine getirmemiz çok önemli” dedi.
“Virüs göz, burun ve ağız boşluğundan vücudumuza giriyor”
Koronavirüsün solunum yoluyla bulaşan bir enfeksiyon hastalığı olduğunu, damlacık yoluyla karşıdaki kişiyle 1,5 metrelik sosyal mesafe olmazsa karşıdaki kişinin hapşırması, öksürmesi ile çıkan virüs partiküllerinin direkt 3 boşluktan vücuda girdiğini anlatan Ulutaşdemir, “Göz boşluğu, burun boşluğu ve ağız boşluğu. Daha sonra boğazda yerleşerek enfeksiyona, üremeye sebep oluyor ve enfeksiyon vücuda yayarak akciğerlere yerleşiyor. Bu anlamda balgamlı öksürük dediğimiz kuru öksürük en tipik belirtisidir” diye konuştu.
“Doğru maske metal burunluğu olan 3 katlı maskedir”
Gümüşhane’de vatandaşların maske takma alışkanlığı edindiğini belirten Ulutaşdemir, maske takarken ve çıkarırken dikkat edilmesi gereken kuralların ihmal edildiğini ifade ederek, “Tek tabakalı, ince olan ve tel kısmı olmayan maskeleri kullanmamız gerekiyor.
Maskenin metal kısmı yukarı gelecek, hiçbir şekilde içeri dokunmadan ipliklerinden ya da lastiklerinden tutarak önce çenemizi yerleştirip sonra sert kısmı burnumuza gelecek şekilde ellerimizle lastiğimizi geçiriyoruz. Koronavirüs havada 3 saat asılı kalabiliyor. Bu anlamda bu boşluklardan, burun boşluğundan ve ağzımıza, boğazımıza ve akciğerlere yerleşebilir. Bu anlamda metal kısmı yapılmasının sebebi özellikle burnun içinde üstüne bastırmamız buradaki boşluğu kapatmamız gerekiyor. Takarken ve çıkarırken önce ellerimizi yıkmamız gerekiyor. Çıkarırken de hiçbir şekilde zaten virüs partikülleri maskenin üzerinde oluşacağı için hiçbir şekilde elimizi dış tabakaya sürmeden sadece lastiklerinden tutarak direk çöpe atmamız gerekiyor. Eğer elimizde evimizde, çevremizde varsa kapalı bir kutuya koyabiliriz ya da bir poşetin içine koyarak sonra çöpe atabiliriz” şeklinde konuştu.
“Ellerimizi su ve sabunla 20 saniye sürecek şekilde yıkmamız gerekiyor”
Piyasada çok sayıda maske bulunduğunu fakat doğru maskenin en az 3 katlı maske olduğunu anlatan Ulutaşdemir, “Birçok maske var. Moda, tasarım ve teknolojik açıdan maskeler özellikle günlük yaşamımızı kolaylaştırmak için değişik maskeler yapıldı. Yıkanabilir maskeler var. Birkaç kez kullanabileceğiniz nanoteknoloji kumaştan yapılmış maskelerimizde var. Renk renk desen desen bunları da kullanabiliriz. Ama bunları en az 4 saat satmamız gerekiyor ve en az 2 kat ya da 3 kat kalınlıkta bir maske kullanmanız gerekiyor. Hijyen çok önemli. Ellerimizi su ve sabunla 20 saniye sürecek şekilde yıkmamız gerekiyor. Evdeyse su ve sabunla yıkmamız gerekiyor. Evde değilsek el dezenfektanları dediğimiz antiseptikler jel, sıvı şeklinde ve herhangi bir kolonya ile de bunları yapabiliriz ama dışarıda isek bunları yapalım. Ev ortamında su ve sabunumuz varsa ellerimizi yıkayalım” ifadelerini kullandı.
“Sigara içenlerde çok fazla kovid pozitif hastası görüyoruz”
Ulutaşdemir, koronavirüsün özellikle ellerdeki kapalı yerlerde, parmak araları ve tırnak uçlarına çok fazla yerleştiğini belirterek, “Birkaç saniye sürecek şekilde ellerimizi yıkamamız hiçbir şekilde koronavirüsten bizi korumuyor. Özellikle dışarıdan geldiğimizde kapının yanındaki askımıza kıyafetlerimizi havalandırmamız gerekiyor. Eğer yaşayabiliyorsak çamaşır makinesinde 60 santigrat derecede yıkayabiliriz. Ama yıkamıyorsak birkaç saat onları havalandırmadan evin herhangi bir köşesinde koymamız gerekiyor. Sigara içenlerde çok fazla kovid pozitif hastası görüyoruz. Akciğer hastalıklarında kanserde olduğu gibi Covid-19’da risk olarak görüyoruz. Bu anlamda sigara içenlerin özellikle kendilerini daha dikkat etmeli, vücut dirençlerini yüksek tutmaları gerekiyor. Neden? Çünkü sigara içen kişinin aldığı nefesi dışarı verirken üflemesi ile yaptığı üfleme nefes hareketi özellikle çok uzağa uzaktaki mekana ve çok fazla insana virüs partikülleri yayabiliyor. Bu anlamda sigara içenlerin Covid-19’a karşı biraz daha bu dönemlerde sigarayı bırakabilmeleri ya da en azından azaltabilmelerini tavsiye ediyoruz” dedi.
“Eğer biz kapımızı çelik kapı yaparsak koronavirüs bize hiçbir şekilde gelmez”
Türk milleti olarak misafiri çok sevdiğimizi, misafir ağırlamaktan da çok mutlu olduğumuzu aktaran Ulutaşdemir, “Ama kovid sürecinde misafirliğe gitmeyelim ve misafir kabul etmeyelim. Komşumuz geldiğinde koviddden sonra seni bekleriz diye mesajlarımızı verelim. Çünkü bu dönemde hiçbir şekilde bir araya gelmemiz ve sosyal mesafemizi korumamız gerekiyor. Sevgili Gümüşhaneliler ölmek istemezsiniz değil mi? Sevdiğiniz bir yakınınızı, annenizi, babanızı, kardeşinizi kaybetmek istemezsiniz değil mi? Çünkü neden? Ateş düştüğü yeri yakar. Vücut direncimizi yüksek tuttuğumuz zaman ne koronavirüsten ne de herhangi bir virüse karşı hastalanmayız. Bu anlamda vücut direncimizi bir kapı gibi düşünebiliriz. Eğer biz kapımızı çelik kapı yaparsak koronavirüs bize hiçbir şekilde gelmez. Yeterli ve dengeli beslenirsek, dinlenirsek, uyursak, hijyene dikkat edersek, özellikle taze sebze ve meyve, C vitamini destekle, mineral, vitamin destekli beslenirsek vücut direncimiz yüksek olacak, kapımız çelik kapı olacak. Hiçbir şekilde koronavirüs bize hastalık yapamayacak” şeklinde konuştu.
“Hep birlikte bu koronavirüsü yenebiliriz”
Koronavirüs havada 3 saat asılı kalabildiğini ifade eden Ulutaşdemir, “Bu anlamda kapalı ortamlarda camlarımızı açmamız havalandırmamız çok önemli. Bakırda 4 saat, karton kolilerde 24 saat, plastik şişelerde ve camlarda 4 güne kadar kalabiliyor. Sevgili Gümüşhaneliler gerek Gümüşhane Valiliği, gerek Gümüşhane Üniversitesi gerekse Gümüşhane İl Pandemi Kurulu olarak bizler sizlerin sağlığını koruma ve geliştirmeye yönelik çok çaba sarf ediyoruz. Ama sizlerin desteğinize ihtiyacımız var. Bizler birlik olduğumuz zaman hep birlikte bu koronavirüsü yenebiliriz. Evde kal Gümüşhane, evde kal ve koronavirüsten kurtulalım Gümüşhane” ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.