Gümüşhane’nin Torul İlçesine bağlı Zigana Dağlarında mevsimi gelen ahududu, eşsiz tadı, kokusu ve güzelliğiyle meraklılarını dağlara yönlendiriyor.
Ahududu bölgede yaşayan veya yaz tatillerini dağlarda, yaylalarda geçirmeyi tercih edenler için farklı, farklı olduğu kadar da doğal bir damak tadı sunuyor.
Bilinen ismiyle ahududu veya frambuaz olan neredeyse çekirdeksiz meyve, bölge insanı tarafından hamefte olarak adlandırılıyor. Meyve, taze olarak tüketilebildiği gibi reçel ve marmelat yapımında da kullanılıyor.
Güçlü aroması sayesinde uzun süreli bir damak tadı sağlayan meyvenin meraklıları ellerinde toplama kapları ile dağları şenlendirdi.
Her sene İstanbul’dan yaz tatili için Zigana Köyüne geldiğini ifade eden Faruk Erkan Kabadayı’da bu meraklılardan birisi. Elinde; baltası, kuru ekmek ve soğandan oluşan azığıyla çobanlık dönemlerinden kalma bir gün yaşamak için yola koyulduğunu belirten Kabadayı; “Bu muhteşem güzellikler, eşsiz tatlar bizleri her yıl bu dağlara getiriyor. Bir taraftan geziyor, diğer taraftan hamefte (Ahududu), liforida (Yaban Mersini), more (Böğürtlen) gibi bildiğimiz lezzetleri toplama şansımız oluyor. Reçel yaparak İstanbul’a getiriyoruz. Böylece özlemimizi bir nebze olsun gideriyoruz” dedi.
Güçlü antioksidan özelliğinin yanı sıra pastaların vazgeçilmez meyvelerinden olan Ahududu, kan yapıcı özelliği ile ekonomik değeri oldukça fazla olan bir meyve olarak dikkat çekiyor. Yüksek rakıma sahip bölgede, doğal ortamda yetişmiş meyve çalılarına sıkça rastlanılırken, kültür meyvesi olarak yetiştirme çalışmaları da sürdürülüyor.
Ahududu bölgede yaşayan veya yaz tatillerini dağlarda, yaylalarda geçirmeyi tercih edenler için farklı, farklı olduğu kadar da doğal bir damak tadı sunuyor.
Bilinen ismiyle ahududu veya frambuaz olan neredeyse çekirdeksiz meyve, bölge insanı tarafından hamefte olarak adlandırılıyor. Meyve, taze olarak tüketilebildiği gibi reçel ve marmelat yapımında da kullanılıyor.
Güçlü aroması sayesinde uzun süreli bir damak tadı sağlayan meyvenin meraklıları ellerinde toplama kapları ile dağları şenlendirdi.
Her sene İstanbul’dan yaz tatili için Zigana Köyüne geldiğini ifade eden Faruk Erkan Kabadayı’da bu meraklılardan birisi. Elinde; baltası, kuru ekmek ve soğandan oluşan azığıyla çobanlık dönemlerinden kalma bir gün yaşamak için yola koyulduğunu belirten Kabadayı; “Bu muhteşem güzellikler, eşsiz tatlar bizleri her yıl bu dağlara getiriyor. Bir taraftan geziyor, diğer taraftan hamefte (Ahududu), liforida (Yaban Mersini), more (Böğürtlen) gibi bildiğimiz lezzetleri toplama şansımız oluyor. Reçel yaparak İstanbul’a getiriyoruz. Böylece özlemimizi bir nebze olsun gideriyoruz” dedi.
Güçlü antioksidan özelliğinin yanı sıra pastaların vazgeçilmez meyvelerinden olan Ahududu, kan yapıcı özelliği ile ekonomik değeri oldukça fazla olan bir meyve olarak dikkat çekiyor. Yüksek rakıma sahip bölgede, doğal ortamda yetişmiş meyve çalılarına sıkça rastlanılırken, kültür meyvesi olarak yetiştirme çalışmaları da sürdürülüyor.