Eğitim-Bir-Sen Gümüşhane Şube Başkanı Veli Ağaç, 28 Şubat darbesinin yıldönümünde yaptığı açıklamada, 16 yıl geçmesine rağmen açtığı tahribatın telafi edilemediğini söyledi.
28 Şubat 1997 tarihinde yapılan MGK toplantısı sonrası açıklanan bildiriyle siyasi tarihe kara bir leke olarak geçen ‘postmodern darbe’nin, üzerinden 16 yıl geçtiğini kaydeden Ağaç, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesinde oluşturulan alt komisyon raporunun tespitine göre millete 381 milyar dolarlık bedel ödeten, oluşturduğu etki nedeniyle kamu açıkları marifetiyle devlete 7 yılda 75 milyar dolar faiz yükü getiren 28 Şubat’ın sermayeyi hizaya getirmek için esnafa ve iş adamlarına uyguladığı baskı ve yıldırmalar, inancı dolayısıyla bazı kamu çalışanlarına yaptığı zulümlerin milletin hafızasında hala tazeliğini koruduğunu ifade etti.
28 Şubat’ın siyaseten mağduru ve millet adına bedel ödeyen 54. Hükümetin Başbakanı Necmettin Erbakan’ı rahmetle andıklarını ve ‘Savunan Adam’ olarak tarihe geçen Erbakan’ı milletin de unutmayacağını düşündüklerini belirten Ağaç, “Bu dönemde, Milli Güvenlik Kurulu’nun dayatmasıyla gerçekleştirilen 8 yıllık kesintisiz eğitim nedeniyle imam hatip okulları ve meslek liseleri ağır yaralar almış, üniversite sınavlarında meslek lisesi mezunlarına uygulanan haksız katsayı uygulamasıyla mesleki eğitim baltalanmış, uygulanan başörtüsü yasağı dolayısıyla üniversite kapıları nizamiyeye, kampüsler ise kışlaya dönüştürülmüş, sadakat yarışına soktukları bilim adamlığından nasipsiz rektörler vasıtasıyla üniversitelerde ikna odaları adı altında imha süreçleri yaşatılmış, kendini paşa zannedenler eğitim müfettişlerine brifing vererek eğitimde başörtülü avı başlatmış, düzmece dosyalar marifetiyle binlerce öğretmen Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla meslekten ihraç edilmiş, Kur’an eğitimine yaş sınırı konularak kurslar kapatılmış, Milli Güvenlik derslerine giren bazı darbeciler eliyle okullarda terör estirilmiş, televizyon dizileri dahi kullanılarak toplum mühendisliğinin en uç örnekleri sergilenmiştir. Dönemin hükümetini istifaya zorlayan, yargıya müdahale eden, tüm toplumu denetim altına almaya çalışan, kamu kaynaklarını hortumlayan, temel hak ve özgürlükleri ihlal ederek, hukuku çiğneyerek yaptıkları fişlemeler ve dışlamalarla binlerce insanın hayatını zehir eden darbeciler ve suç ortaklarının millete ödettiği bedellerin unutulması asla mümkün değildir. Bin yıl sürecek diye müstağni ve mütekebbir bir edayla topluma tehdit savuranların halka ödettiği bedellerin karşılığı ödetilmeden, hortumlayarak batırdıkları bankaların ve iç ettikleri kamu kaynaklarının iadesi sağlanmadan, haksız elde ettikleri kazançlarla sürdükleri saltanatlar sonlandırılmadan, darbecilerin ‘pardon’ demesi masumiyet nişanesi olarak görülmemeli ve yaptıkları zulümler mübah sınıfına asla sokulmamalıdır.” dedi.
Bugün gelinen noktada katsayı engeli ve üniversitelerdeki başörtüsü yasağının kaldırılması, kesintisiz eğitimden kesintili eğitime geçiş, Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılması, Kur’an eğitimine yaş sınırının kaldırılması, inancı dolayısıyla YAŞ kararları ile meslekten ihraç edilenlerin ve kamu kurum ve kuruluşlarından atılanların haklarının iadesi gibi önemli adımlar atılmış ve bin yıl sürecek denilen darbenin izlerinin 16 yıl içerisinde önemli ölçüde temizlenmeye çalışıldığını belirten Ağaç, şöyle konuştu: “Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen ailesi olarak demokrasinin üzerindeki vesayet gölgesinin tam olarak kalkması, hak hukuk ve adaletin yeniden tesis edilmesi ve yaşanabilir bir Türkiye için her zaman elimizi taşın altına koyduk. Ortak Akıl Mitingleri, Uluslararası Demokrasi Kongresi, Uluslararası Anayasa Kongresi, Anayasa raporları, kamuda kılık-kıyafet özgürlüğü talebiyle “Özgürlük İçin 10 Milyon İmza” kampanyası gibi, demokratikleşmeye katkı sağlamak amacıyla önemli çalışmalara imza attık. Eğitim-Bir-Sen olarak, 28 Şubatların,12 Eylüllerin, 12 Martların ve 27 Mayısların bir daha yaşanmaması adına darbelerle millete bedel ödetenlerin de yaptıkları hukuksuzlukların ve derebeyliklerinin bedelini ödemelerini, mağdurların haklarının ve itibarlarının iadesini, darbe dönemi mevzuatının ayıklanarak kalıntılarının temizlenmesini; milletin ortak beklentisi olan hak ve özgürlüklerin öne çıktığı, bireyin merkeze alındığı, vatandaşını tanımlayan değil, tanıyan yeni bir anayasanın bir an önce hayata geçirilmesini istiyoruz.”
28 Şubat 1997 tarihinde yapılan MGK toplantısı sonrası açıklanan bildiriyle siyasi tarihe kara bir leke olarak geçen ‘postmodern darbe’nin, üzerinden 16 yıl geçtiğini kaydeden Ağaç, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesinde oluşturulan alt komisyon raporunun tespitine göre millete 381 milyar dolarlık bedel ödeten, oluşturduğu etki nedeniyle kamu açıkları marifetiyle devlete 7 yılda 75 milyar dolar faiz yükü getiren 28 Şubat’ın sermayeyi hizaya getirmek için esnafa ve iş adamlarına uyguladığı baskı ve yıldırmalar, inancı dolayısıyla bazı kamu çalışanlarına yaptığı zulümlerin milletin hafızasında hala tazeliğini koruduğunu ifade etti.
28 Şubat’ın siyaseten mağduru ve millet adına bedel ödeyen 54. Hükümetin Başbakanı Necmettin Erbakan’ı rahmetle andıklarını ve ‘Savunan Adam’ olarak tarihe geçen Erbakan’ı milletin de unutmayacağını düşündüklerini belirten Ağaç, “Bu dönemde, Milli Güvenlik Kurulu’nun dayatmasıyla gerçekleştirilen 8 yıllık kesintisiz eğitim nedeniyle imam hatip okulları ve meslek liseleri ağır yaralar almış, üniversite sınavlarında meslek lisesi mezunlarına uygulanan haksız katsayı uygulamasıyla mesleki eğitim baltalanmış, uygulanan başörtüsü yasağı dolayısıyla üniversite kapıları nizamiyeye, kampüsler ise kışlaya dönüştürülmüş, sadakat yarışına soktukları bilim adamlığından nasipsiz rektörler vasıtasıyla üniversitelerde ikna odaları adı altında imha süreçleri yaşatılmış, kendini paşa zannedenler eğitim müfettişlerine brifing vererek eğitimde başörtülü avı başlatmış, düzmece dosyalar marifetiyle binlerce öğretmen Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla meslekten ihraç edilmiş, Kur’an eğitimine yaş sınırı konularak kurslar kapatılmış, Milli Güvenlik derslerine giren bazı darbeciler eliyle okullarda terör estirilmiş, televizyon dizileri dahi kullanılarak toplum mühendisliğinin en uç örnekleri sergilenmiştir. Dönemin hükümetini istifaya zorlayan, yargıya müdahale eden, tüm toplumu denetim altına almaya çalışan, kamu kaynaklarını hortumlayan, temel hak ve özgürlükleri ihlal ederek, hukuku çiğneyerek yaptıkları fişlemeler ve dışlamalarla binlerce insanın hayatını zehir eden darbeciler ve suç ortaklarının millete ödettiği bedellerin unutulması asla mümkün değildir. Bin yıl sürecek diye müstağni ve mütekebbir bir edayla topluma tehdit savuranların halka ödettiği bedellerin karşılığı ödetilmeden, hortumlayarak batırdıkları bankaların ve iç ettikleri kamu kaynaklarının iadesi sağlanmadan, haksız elde ettikleri kazançlarla sürdükleri saltanatlar sonlandırılmadan, darbecilerin ‘pardon’ demesi masumiyet nişanesi olarak görülmemeli ve yaptıkları zulümler mübah sınıfına asla sokulmamalıdır.” dedi.
Bugün gelinen noktada katsayı engeli ve üniversitelerdeki başörtüsü yasağının kaldırılması, kesintisiz eğitimden kesintili eğitime geçiş, Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılması, Kur’an eğitimine yaş sınırının kaldırılması, inancı dolayısıyla YAŞ kararları ile meslekten ihraç edilenlerin ve kamu kurum ve kuruluşlarından atılanların haklarının iadesi gibi önemli adımlar atılmış ve bin yıl sürecek denilen darbenin izlerinin 16 yıl içerisinde önemli ölçüde temizlenmeye çalışıldığını belirten Ağaç, şöyle konuştu: “Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen ailesi olarak demokrasinin üzerindeki vesayet gölgesinin tam olarak kalkması, hak hukuk ve adaletin yeniden tesis edilmesi ve yaşanabilir bir Türkiye için her zaman elimizi taşın altına koyduk. Ortak Akıl Mitingleri, Uluslararası Demokrasi Kongresi, Uluslararası Anayasa Kongresi, Anayasa raporları, kamuda kılık-kıyafet özgürlüğü talebiyle “Özgürlük İçin 10 Milyon İmza” kampanyası gibi, demokratikleşmeye katkı sağlamak amacıyla önemli çalışmalara imza attık. Eğitim-Bir-Sen olarak, 28 Şubatların,12 Eylüllerin, 12 Martların ve 27 Mayısların bir daha yaşanmaması adına darbelerle millete bedel ödetenlerin de yaptıkları hukuksuzlukların ve derebeyliklerinin bedelini ödemelerini, mağdurların haklarının ve itibarlarının iadesini, darbe dönemi mevzuatının ayıklanarak kalıntılarının temizlenmesini; milletin ortak beklentisi olan hak ve özgürlüklerin öne çıktığı, bireyin merkeze alındığı, vatandaşını tanımlayan değil, tanıyan yeni bir anayasanın bir an önce hayata geçirilmesini istiyoruz.”
vatansever- 12 Yıl Önce
bizim zihniyetimizde geçmişe dönük yorum yapmak veya onlarla uğraşmak bu arada ülkeyi satanlara yutanlara memleket topraklarını satanlara milleti korkutuq sindirenlere düşünce fikir özgürlüğünü ortadan kaldıranlara ve açıkçası ülkeyi bölenlere neden ses çıkmıyor hala uyuyoruz veya yağcılık var