Açıklamasında Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı enflasyon verilerine göre memur ve emeklilerin zam oranlarının belli olduğunu hatırlatan Demir, “TÜİK verileri, izaha muhtaç ve gerçeklikten uzaktır. Enflasyon rakamlarını gerçeği göstermemektedir. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Refah payı ve ek zam talep ediyoruz” dedi.
“Yapılan zam vergi mekanizması kullanılarak geri alınmaktadır”
Memur ve emeklilerin üzerindeki bu ağır yükü hafifletmenin yolunun maaşlara enflasyonun üzerinde bir artış yapılmasından, alım gücünü korumanın ve yükseltmenin yolu da refah payından geçtiğini kaydeden Demir, “Enflasyon farkı zam olmadığı gibi reel kayıplarımızı karşılamaktan oldukça uzaktır. Uzun yıllardır kamu çalışanlarına yapılan Temmuz zammı, kamu çalışanları için bir anlam ifade etmiyor. Çünkü yılın ikinci yarısında %15’lik gelir vergisi diliminden %20’lik dilime geçtiğimiz için, biz kamu çalışanlarına yapılan zam vergi mekanizması kullanılarak geri alınmaktadır. Çalışanların vergi dilimi adaletsiz hazırlanan enflasyon rakamlarına tahammülü kalmamıştır” diye konuştu.
“Açıklanan enflasyon rakamlarının gerçekliği yansıtmadığı ortadadır”
Çarşı pazarda tüm ürünlere, başta elektrik olmak üzere birçok temel ihtiyaç ürününe zam gelirken enflasyon oranlarının düşmeye başlamasını eleştirerek TÜİK’in uzun bir süredir gerçek verileri manipüle konusunda üstün bir performans ortaya koyduğunu iddia eden Demir, “Çarşıya, pazara, marketlere gittiğimizde fiyatlarda çok ciddi bir artışla karşılaşıyoruz. Memur ve emeklileri üzerindeki bu yükü hafifletmenin yolu maaşlara enflasyonun üzerinde bir artış yapılmasından geçmektedir. Alım gücünü korumanın ve yükseltmenin yolu refah payından geçmektedir. Dolayısıyla her zaman ifade ettiğimiz gibi maaşlara refah payı eklenmesi, enflasyon farkının ortaya çıktığı ay itibarı ile maaşlara yansıtılması ve vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi yönündeki taleplerimizin karşılık bulması bu süreçte hayatı bir önem taşıyor. Tüketimi zorunlu mal ve hizmetlerden başta gıda olmak üzere yüksek seyreden fiyat artışları yukarı yönlü hareket etmeye devam etmektedir. Açıklanan enflasyon rakamlarının gerçekliği yansıtmadığı ortadadır” ifadelerini kullandı.
“Pahalılığının belinin kırılması uzun bir süre alacak gibi görünüyor”
Fiyatlar sürekli yükselirken alım gücünü koruyacak, memur ve emekliye nefes aldıracak uygulamalara ihtiyaç olduğunun altını çizen Demir, “Enflasyonun hızının kesilmesi, hayat pahalılığının belinin kırılması uzun bir süre alacak gibi görünüyor. Çalışanlara refah payı verilmeden bu sürecin atlatılamayacağının da yetkililerce kabul edilmesi ve bir an önce refah payı uygulamasına dönülmesi gerekiyor. Ayrıca bilindiği üzere; 15/01/2023 tarihinden itibaren kamuoyunca da bilinen belirli unvanlarda görev yapan kamu çalışanlarının 3600 ek göstergeden yararlandırılması sağlanmıştır. Ancak düzenleme bu haliyle; 3600 ek gösterge sorununu çözememiş aksine daha da derinleşen bir sorun haline getirmiştir. Kamudaki hiyerarşik yapının taşları bozulmuş, kamu personelleri arasında ayrımcılık yaratan bir durum oluşmasına neden olmuştur. Gelinen noktada 7. Dönem Toplu Sözleşme ile kayıt altına alınan ve 1. Dereceye 3600 ek gösterge verilmesi ile ilgili çalışmaların ivedi olarak başlaması ve TBMM’ye sunulmasını bekliyoruz” dedi.