Saadet Partisi (SP) Gümüşhane İl Başkanı Avukat Akın Demir, Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı Ocak-Eylül ihracat rakamlarında son sırada yer almasını eleştirerek, “Bu durum şehrimizin ekonomik canlılığının yansımasıdır” dedi.
Yaptığı açıklamada, “bacası tütmeyen şehrin akıbeti budur” değerlendirmesinde bulunan Demir, “Yıllardır ekonomik teşvik kapsamına alınmasına rağmen maalesef şehrimizin ekonomisi canlandırılamamıştır. Doldur boşalt politikalarla sadece günü kurtarmaya yönelik girişimlerle zaman geçirilmektedir.” dedi.
Bu duruma karşın merkezi ve yerel iradenin “basiretsizce” davrandığını öne süren Demir, şunları söyledi: “Şehrimiz maden kaynakları açısından çok zengin bir havzada olmuş olmasına rağmen bu alan ciddi anlamda değerlendirilememektedir. Faaliyette olan maden sahaları ve işletmeleri de sadece cevher çıkarıp bunun kaba işlemesi yaptıktan sonra bu ürünü başka yerlere transfer etmektedirler. Biz bu manada faaliyette olan işletmelerin maden cevherini tam anlamı ile burada işleyebilecekleri endüstriyel alanları kurup işletmelerini beklediğimizi ifade etmek isteriz. Ayrıca bu işletmelerin büyük çaplı oldukları düşünüldüğünde şehrin ekonomik kalkınmasına farklı projelerle de destek olmalarını beklemekteyiz. İşte bu görev siyasi temsilcilerimize düşmektedir. 2 tane PTT binasının yenileceğinin müjdesini vermeleri ve bunun haber konusu yapılması abesle iştigalden başka bir şey değildir. Bu şehrin kabuğunu kırmasını sağlayacak kalkınmada hamle yapacak projelere ve girişimlere ve de en önemlisi girişimcilere ihtiyacı vardır. 2 tane binanın yenilenmesi 4 kişilik ambulansın alınması, tomografinin alınması, simentalların dağıtılması gibi gündelik işlerin hedeflenmediği şehrimizi ayağa kaldıracak göçü tersine çevirecek ciddi işler konuşulmalı ve yapılamalıdır. Yoksa bu şehir yeni yollar ile birlikte çekim gücü güçlü şehirlerin ilçesi haline gelmekten kimse kurtaramaz. Vakit çok geç olmadan gelin bu şehre sahip çıkalım.”
Demir, Gümüşhane’nin İran transit yolu üzerinde bulunan ve transit taşımacılık açısından çok önemli bir olduğunu, taşımacılığın dışında son dönemlerde turizm dahilinde birçok İranlının bölgeye geldiğini belirterek, “Bu anlamda komşularımızla ilişkilerimizin niteliğinin bizleri hem ekonomik anlamda hem de sosyo kültürel anlamda etkilediği malumdur. Son dönemlerde tırmandırılmaya çalışılan Suriye-İran ve Türkiye gerginliği ciddi boyutlara ulaşmıştır. Saadet Partisi olarak bu sorunlara bölgesel yaklaşımla çözüm üretilebileceğine inanıyoruz. Bu anlamda Genel Başkanımız Prof. Dr. Sayın Mustafa Kamalak İslami Uyanış Konferans İcra Konseyi toplantısı için İran’a gitmiştir. Bölgemizde ki sorunları öncelikle bu bölgenin halkları ve devletleri oturup konuşmalı ve çözüm önerileri sunmalıyız. Emperyalist – Irkçı Siyonist tezgâhların oyununa gelmemeliyiz. Bölge hakları ve devletleri ile batı ile olmayacağı kadar ortak yönümüz vardır. Batı medeniyeti ve düzenleri sadece kendi çıkarlarını düşünürler. İnsaniyet namına en ufak hesapları yoktur. Bunun en yakın örneğini Libya’da gördük daha muhalefet iş başına gelmeden petrol üzerinden muhaliflerle pazarlık ve anlaşmalar yaptıklarını gördük. Nato’yu kendi çıkarlarına kullandıklarını ve tek amaçlarının sömürü olduğuna hepimiz şahit olduk. Bu anlamda sicili bozuk olan Batı devletlerini ve Nato’yu Suriye’ye müdahaleye çağırmanın mantığını ve gerekçesini anlamak imkânsızdır. Sayın Başbakan’ın bu çağrısını halkların ezilmesine öldürülmesine tepki olarak ifade edildiğini düşünsek bile bunun kabul edilemez olduğunu ifade etmek isteriz. Kendi sorunlarımızı kendimiz çözüme kavuşturmalıyız. Rahmetli Erbakan Hocamızın yıllardır İslam Savunma Paktının, İslam Ekonomik İşbirliğinin, İslam Birleşmiş Milletlerin oluşturulmasını istemesinin hikmeti işte bu olaylarla bir kez daha anlaşılmıştır. ABD öncülüğünde ki ırkçı emperyalist sistem sadece gittiği yere kan ve gözyaşı götürmüştür. Irak-Somali-Afganistan bunun hâlihazırda ki tezahürleridir. Bu anlamda Sayın genel başkanımızın İran seyahatini önemsiyoruz. Çünkü halimizden ancak bizden olanlar anlar. Batıdan medet ummak beyhudedir. Bölgemizde bu sıkıntılar varken bir de ülkemizin birlik ve beraberliğini istemeyen güçlü bir Türkiye’nin oluşumunu engellemek isteyen terör ve uzantıları ile mücadele etmek zorunda bırakılıyoruz. Bu sorunların kaynağında da unutmayalım ki Emperyalist – Siyonist tezgâhlar vardır. Ülkemizin güneydoğusunu yıllardır haritalarında Kürdistan olarak gösteren bunlar değil mi? PKK’ya mühimmat ve sermaye aktaranlar bunlar değil mi ? Peşmergeyi eğitenler banlar değilmişçesine yine batıdan ve onun uşağı olan Barzani yönetiminden medet bekliyoruz. Barzani değimlidir ki PKK’nın arka bahçesi. Yıllardır bizim sağladığımız pasaportla gezen heriften medet beklemek acziyetin en büyüğüdür. Ülkemizin demokratik özerklik adı altında fedaral sistem yapısı ile bölünmesini isteyen ve her imkânda bunu ifade eden ve çalışanlar TBMM çatısı altında her türlü ayrıcalıktan faydalanırken sadece inandığını ifade eden Salih Mirzabeyoğlu ve arkadaşları ömür boyu hücre cezası ile cezalandırılmaktadırlar. 30 bin insanın katili İmralı da ağalar gibi yaşarken diğer tarafta ölümden beter cezalar. Bunun nesri adalet ve insaniyet.” dedi.
Yeni anayasa konusunda da çeşitli değerlendirmelerde bulunan Demir, şunları söyledi: “Yeni Anayasa’nın din, inanç ve fikir özgürlüğünü öncelemesini ve milli bütünlüğü esas alan milli iradenin yansıması ve ürünü olmasını beklemekteyiz. Demokratik özerklik ve başkanlık sistemi gibi ülkemizin parçalanmasına sebebiyet verecek tehlikeli yaklaşımlara kesinlikle prim verilmemelidir. Bu milleti yıllardır bir ve kardeş yapan unsurlar korunmalıdır. Güçlü Türkiye güçlü irade ve birliktelikten neşet eder. Bunun için başta kendi içerimizde birlikteliği sağlayacak yeni bir yönetim anlayışı ile bölge ülkeleri ile dostane ve bölgesel öncelikli ilişkilere önem vermeliyiz.”
Yaptığı açıklamada, “bacası tütmeyen şehrin akıbeti budur” değerlendirmesinde bulunan Demir, “Yıllardır ekonomik teşvik kapsamına alınmasına rağmen maalesef şehrimizin ekonomisi canlandırılamamıştır. Doldur boşalt politikalarla sadece günü kurtarmaya yönelik girişimlerle zaman geçirilmektedir.” dedi.
Bu duruma karşın merkezi ve yerel iradenin “basiretsizce” davrandığını öne süren Demir, şunları söyledi: “Şehrimiz maden kaynakları açısından çok zengin bir havzada olmuş olmasına rağmen bu alan ciddi anlamda değerlendirilememektedir. Faaliyette olan maden sahaları ve işletmeleri de sadece cevher çıkarıp bunun kaba işlemesi yaptıktan sonra bu ürünü başka yerlere transfer etmektedirler. Biz bu manada faaliyette olan işletmelerin maden cevherini tam anlamı ile burada işleyebilecekleri endüstriyel alanları kurup işletmelerini beklediğimizi ifade etmek isteriz. Ayrıca bu işletmelerin büyük çaplı oldukları düşünüldüğünde şehrin ekonomik kalkınmasına farklı projelerle de destek olmalarını beklemekteyiz. İşte bu görev siyasi temsilcilerimize düşmektedir. 2 tane PTT binasının yenileceğinin müjdesini vermeleri ve bunun haber konusu yapılması abesle iştigalden başka bir şey değildir. Bu şehrin kabuğunu kırmasını sağlayacak kalkınmada hamle yapacak projelere ve girişimlere ve de en önemlisi girişimcilere ihtiyacı vardır. 2 tane binanın yenilenmesi 4 kişilik ambulansın alınması, tomografinin alınması, simentalların dağıtılması gibi gündelik işlerin hedeflenmediği şehrimizi ayağa kaldıracak göçü tersine çevirecek ciddi işler konuşulmalı ve yapılamalıdır. Yoksa bu şehir yeni yollar ile birlikte çekim gücü güçlü şehirlerin ilçesi haline gelmekten kimse kurtaramaz. Vakit çok geç olmadan gelin bu şehre sahip çıkalım.”
Demir, Gümüşhane’nin İran transit yolu üzerinde bulunan ve transit taşımacılık açısından çok önemli bir olduğunu, taşımacılığın dışında son dönemlerde turizm dahilinde birçok İranlının bölgeye geldiğini belirterek, “Bu anlamda komşularımızla ilişkilerimizin niteliğinin bizleri hem ekonomik anlamda hem de sosyo kültürel anlamda etkilediği malumdur. Son dönemlerde tırmandırılmaya çalışılan Suriye-İran ve Türkiye gerginliği ciddi boyutlara ulaşmıştır. Saadet Partisi olarak bu sorunlara bölgesel yaklaşımla çözüm üretilebileceğine inanıyoruz. Bu anlamda Genel Başkanımız Prof. Dr. Sayın Mustafa Kamalak İslami Uyanış Konferans İcra Konseyi toplantısı için İran’a gitmiştir. Bölgemizde ki sorunları öncelikle bu bölgenin halkları ve devletleri oturup konuşmalı ve çözüm önerileri sunmalıyız. Emperyalist – Irkçı Siyonist tezgâhların oyununa gelmemeliyiz. Bölge hakları ve devletleri ile batı ile olmayacağı kadar ortak yönümüz vardır. Batı medeniyeti ve düzenleri sadece kendi çıkarlarını düşünürler. İnsaniyet namına en ufak hesapları yoktur. Bunun en yakın örneğini Libya’da gördük daha muhalefet iş başına gelmeden petrol üzerinden muhaliflerle pazarlık ve anlaşmalar yaptıklarını gördük. Nato’yu kendi çıkarlarına kullandıklarını ve tek amaçlarının sömürü olduğuna hepimiz şahit olduk. Bu anlamda sicili bozuk olan Batı devletlerini ve Nato’yu Suriye’ye müdahaleye çağırmanın mantığını ve gerekçesini anlamak imkânsızdır. Sayın Başbakan’ın bu çağrısını halkların ezilmesine öldürülmesine tepki olarak ifade edildiğini düşünsek bile bunun kabul edilemez olduğunu ifade etmek isteriz. Kendi sorunlarımızı kendimiz çözüme kavuşturmalıyız. Rahmetli Erbakan Hocamızın yıllardır İslam Savunma Paktının, İslam Ekonomik İşbirliğinin, İslam Birleşmiş Milletlerin oluşturulmasını istemesinin hikmeti işte bu olaylarla bir kez daha anlaşılmıştır. ABD öncülüğünde ki ırkçı emperyalist sistem sadece gittiği yere kan ve gözyaşı götürmüştür. Irak-Somali-Afganistan bunun hâlihazırda ki tezahürleridir. Bu anlamda Sayın genel başkanımızın İran seyahatini önemsiyoruz. Çünkü halimizden ancak bizden olanlar anlar. Batıdan medet ummak beyhudedir. Bölgemizde bu sıkıntılar varken bir de ülkemizin birlik ve beraberliğini istemeyen güçlü bir Türkiye’nin oluşumunu engellemek isteyen terör ve uzantıları ile mücadele etmek zorunda bırakılıyoruz. Bu sorunların kaynağında da unutmayalım ki Emperyalist – Siyonist tezgâhlar vardır. Ülkemizin güneydoğusunu yıllardır haritalarında Kürdistan olarak gösteren bunlar değil mi? PKK’ya mühimmat ve sermaye aktaranlar bunlar değil mi ? Peşmergeyi eğitenler banlar değilmişçesine yine batıdan ve onun uşağı olan Barzani yönetiminden medet bekliyoruz. Barzani değimlidir ki PKK’nın arka bahçesi. Yıllardır bizim sağladığımız pasaportla gezen heriften medet beklemek acziyetin en büyüğüdür. Ülkemizin demokratik özerklik adı altında fedaral sistem yapısı ile bölünmesini isteyen ve her imkânda bunu ifade eden ve çalışanlar TBMM çatısı altında her türlü ayrıcalıktan faydalanırken sadece inandığını ifade eden Salih Mirzabeyoğlu ve arkadaşları ömür boyu hücre cezası ile cezalandırılmaktadırlar. 30 bin insanın katili İmralı da ağalar gibi yaşarken diğer tarafta ölümden beter cezalar. Bunun nesri adalet ve insaniyet.” dedi.
Yeni anayasa konusunda da çeşitli değerlendirmelerde bulunan Demir, şunları söyledi: “Yeni Anayasa’nın din, inanç ve fikir özgürlüğünü öncelemesini ve milli bütünlüğü esas alan milli iradenin yansıması ve ürünü olmasını beklemekteyiz. Demokratik özerklik ve başkanlık sistemi gibi ülkemizin parçalanmasına sebebiyet verecek tehlikeli yaklaşımlara kesinlikle prim verilmemelidir. Bu milleti yıllardır bir ve kardeş yapan unsurlar korunmalıdır. Güçlü Türkiye güçlü irade ve birliktelikten neşet eder. Bunun için başta kendi içerimizde birlikteliği sağlayacak yeni bir yönetim anlayışı ile bölge ülkeleri ile dostane ve bölgesel öncelikli ilişkilere önem vermeliyiz.”
kaptan 13 Yıl Önce
""" yoksa bu şehir yeni yollar ile birlikte çekim gücü güçlü şehirlerin ilçesi haline gelmekten kimse kurtaramaz. vakit çok geç olmadan gelin bu şehre sahip çıkalım.""" vahim bir durum gerçekten doğruları söylemiş
Gümüşhaneli 13 Yıl Önce
sayın demir şu belediyedeki itfaiye eri alımı ile ilgili de iki kelam etse idi daha iyi olurdu.
teknik 13 Yıl Önce
sayın vekiller bu il için mecliste bir yasa tasarısı hazırladımılar? yani bu ilden göçü önleyici yasa yok. esnafa,memura, işçiye vergi indirimi yok.sadece memurlara kalkınmada öncelikli yer olduğu için ayda 2.05tl lik bir ödeme var. memur-işçi-emekli için 13 ve 14. maaş ödenmelidir.köyde 12 ay yaşayanlara bedava elektrik verilmelidir. sanayiciye akaryakıt, doğalgaz,elektrik indirimi sağlanmalıdır.sayın vekiller 2 dönemdir bu konularda ağızlarını dahii açıp meclis kürsüsüsnden söz dahi etmemişlerdir.isimleri sadece ambülans, ptt binası boyanacak mesajlarını duyuyoruz.selamlar
Gurbetçi 13 Yıl Önce
belediye itfaiye eri alımında alınacak kişinin sadece ismini yazmamışlar ayıo etmişler onuda yazsaları bari en azından diğerleri boşuna ter dökmezdi.