Gümüşhane Diyanet-Sen İl Başkanı Mürsel Gergin Arakanlı Müslümanlara yapılan zulmü yaptığı açıklama ile kınadıklarını bildirdi.
Dünyada Müslümanlara yönelik saldırı ve katliamlara dair haberlerin her gün basına yansıdığını bildiren Gergin, bunlardan birisinin de Burma'da (Myanmar) yaşanmakta olduğunu kaydetti.
Son yıllarda dünyada farklı din mensupları arasında meydana gelen çatışmaların giderek artması, insanlığın geleceği, barış ve huzuru adına son derece üzüntü verici olduğunu ifade eden Gergin, şunları kaydetti: “Dünyanın neresinde olursa olsun, kimden gelirse gelsin, hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın, dini, ırkı, rengi ve coğrafyası ne olursa olsun insanlığa karşı yapılan her türlü zulüm, işkence ve öldürme gibi eylemler asla kabul edilemez. Burma'da Arakanlı Müslümanlara yönelik katliamlar, hak ihlalleri, dini hayatlarına müdahaleler, fiziksel işkenceler, tecavüzler 1942'den bugüne devam etmektedir. Müslümanların yaşam mekanları ve ibadethaneleri yok edilmekte ve sürgünlerle ve tehcir politikalarıyla karşı karşıya bırakılmaktadır. Burma'da azınlık olan Müslümanların geçici kamplarda ve ormanlarda yaşamaya zorlanmakta haksız bir şekilde tutuklanarak hapse atılmaktadır.”
Rohingyalı Müslümanların, Rakhine etnik grubuna mensup Budist fanatikler ile güvenlik kuvvetlerin tecavüz ve katliamlarının kurbanı olduğunu ifade eden Gergin, bu politikanın Müslüman bölgesinin tamamını kapsadığını söyledi. Uluslararası insan hakları kuruluşlarının tahminlerine göre son yaşanan olaylarda binlerce Rohingyalı Müslüman’ın hayatını kaybettiğini açıklayan Gergin, 100 binlercesinin ise zorla göçe tabi tutulduğunu belirtti. Olayların başlamasından hemen sonra ilan edilen olağanüstü hal yönetiminin ardından güvenlik güçlerinin binlerce Rohingyalı’yı yasal olmayan bir şekilde tutuklatıp, işkence ve kötü muameleye maruz bıraktığını anlatan Gergin, “Arakan’da insanlık can çekişmekte ve sadece Müslüman oldukları için insanlar insanlık dışı muamelelere maruz kalınmaktadırlar. Dini, dili ve rengi ne olursa olsun hiçbir insana hatta hiçbir canlıya insanlık dışı muameleyi kabul edemeyiz. Sessiz kalamayız.” ifadelerini kullandı.
Dünyada Müslümanlara yönelik saldırı ve katliamlara dair haberlerin her gün basına yansıdığını bildiren Gergin, bunlardan birisinin de Burma'da (Myanmar) yaşanmakta olduğunu kaydetti.
Son yıllarda dünyada farklı din mensupları arasında meydana gelen çatışmaların giderek artması, insanlığın geleceği, barış ve huzuru adına son derece üzüntü verici olduğunu ifade eden Gergin, şunları kaydetti: “Dünyanın neresinde olursa olsun, kimden gelirse gelsin, hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın, dini, ırkı, rengi ve coğrafyası ne olursa olsun insanlığa karşı yapılan her türlü zulüm, işkence ve öldürme gibi eylemler asla kabul edilemez. Burma'da Arakanlı Müslümanlara yönelik katliamlar, hak ihlalleri, dini hayatlarına müdahaleler, fiziksel işkenceler, tecavüzler 1942'den bugüne devam etmektedir. Müslümanların yaşam mekanları ve ibadethaneleri yok edilmekte ve sürgünlerle ve tehcir politikalarıyla karşı karşıya bırakılmaktadır. Burma'da azınlık olan Müslümanların geçici kamplarda ve ormanlarda yaşamaya zorlanmakta haksız bir şekilde tutuklanarak hapse atılmaktadır.”
Rohingyalı Müslümanların, Rakhine etnik grubuna mensup Budist fanatikler ile güvenlik kuvvetlerin tecavüz ve katliamlarının kurbanı olduğunu ifade eden Gergin, bu politikanın Müslüman bölgesinin tamamını kapsadığını söyledi. Uluslararası insan hakları kuruluşlarının tahminlerine göre son yaşanan olaylarda binlerce Rohingyalı Müslüman’ın hayatını kaybettiğini açıklayan Gergin, 100 binlercesinin ise zorla göçe tabi tutulduğunu belirtti. Olayların başlamasından hemen sonra ilan edilen olağanüstü hal yönetiminin ardından güvenlik güçlerinin binlerce Rohingyalı’yı yasal olmayan bir şekilde tutuklatıp, işkence ve kötü muameleye maruz bıraktığını anlatan Gergin, “Arakan’da insanlık can çekişmekte ve sadece Müslüman oldukları için insanlar insanlık dışı muamelelere maruz kalınmaktadırlar. Dini, dili ve rengi ne olursa olsun hiçbir insana hatta hiçbir canlıya insanlık dışı muameleyi kabul edemeyiz. Sessiz kalamayız.” ifadelerini kullandı.