Fransa Meclisi'nin sözde Ermeni soykırımı iddialarının inkar edilmesi halinde ceza verilmesini öngören yasayı kabul etmesinin ardından Gümüşhane'de ki sivil toplum örgütleri ardı arıdna açıklama yaparak olayı kınadı.
Konuyla ilgili yapılan açıklamalar şu şekilde:
TÜRK SAĞLIK-SEN: ŞEYTANIN AVUKATI FRANSA'YI KINIYORUZ!
Türk Sağlık-Sen Gümüşhane Şube Başkanı Mustafa Aydın yaptığı basın açıklaması ile Fransa’yı eleştirdi. Fransa’da “Ermeni soykırımı olmamıştır.” diyenleri cezalandırmak amacıyla hazırlanan yasa tasarısını kınadı. Aydın, “Yıllardır dost diye tanımladığımız bir ülkenin böyle bir tutum içine girmesi ve ifade özgürlüğünü hiçe sayan bir kararla böyle bir tasarıyı meclisinden geçirmesi kabul edilemez bir durumdur." dedi.
“Her fırsatta düşünce ve ifade özgürlüğünden bahseden; Türkiye’de askere, sivile, beşikteki bebeğe kurşun sıkan bölücü örgüt mensuplarını, düşünen adam sınıfına koyanlar, nedense kendi fikirleri dışındaki hiçbir fikre tahammül edememekteler.” sözleriyle tepkisini dile getiren Aydın, Türk Milletinin, ezelden beri bütün ihtişamı ile gelmiş geçmiş tüm bireylerinin gurur duyduğu şanlı bir tarihe sahip olduğunu vurguladı.
“Sözde Ermeni soykırımının gerçek olmadığını kanıtlayan Türk tezi ifadelerinin yasaklanması” üzerine kurulan tasarıyı şiddetle reddediyoruz. Fransız tarihçilerin de çeşitli kereler ifade ettiği gibi tarihin, bir parlamentonun politik oylarıyla ve Ermeni diasporasıyla değiştirilemeyeceği açıktır. Şimdilerde Fransız Meclisinin bu son tasarısı ile Fransa’daki hiç kimse, “Türk tarafının bir katliam yapmadığını” iddia dahi edemeyecektir. Fransızların bu kararlarının, İnsan Hakları Sözleşmesinin temelleriyle çeliştiği de açıktır. Buradan Fransa’ya diyoruz ki; bu tip suni ve politik gündemler yaratarak, İnsan haklarına aykırı kanunlar çıkartarak, ne gerçekleri ne de tarihi değiştirebilirsiniz. Türk milleti bu haksızlığın hesabını mutlaka sorar.
Pek çok uluslararası tarihçinin de önceden belirttiği gibi savaş trajedisinde Fransız tasarısının aksi olarak o dönemlerde 523 bin Türk ve Müslüman insan hayatını kaybetmiştir. Ayrıca “katliam” yasal bir terim olarak bir suçu tanımlamaktadır. Ne Uluslararası Adalet Divanı ne de Türkiye’deki diğer yetkili mahkemeler, Türkleri bu şekilde suçlayamaz. Yetkili bir mahkemenin kararı olmadan bir suçun, bir millete, bir gruba veya şahsa mâl edilmesinin adı yalandır, iftiradır. Bu nedenle Fransız hükümetini, doğru adım atmaya çağırıyoruz.
Ülkemize ve milletimize demokrasi dersi vermeye kalkanların ve sözde Ermeni soykırımı hakkında aleyhimizde karar alan ülkelerin, ellerindeki soykırım kanı daha kurumamıştır.
Bu ülkelerin yaptığı zulüm, işkence ve soykırımlar insanlık tarihinde kara bir leke olarak durmaktayken, gerçekte olmamış bir olayı, sırf siyasi nedenlerden dolayı olmuş gibi göstermek, bu milletlerin, tarih önünde kendilerini temize çıkarma ve kirli tarihlerin unutturma çabasından başka bir şey değildir.Bu milletlerin tarihinde engizisyon mahkemeleri vardır. Kendi düşüncesinde olmayanları yakmak vardır.Dünya dönüyor dediği için insanları hapsetmek vardır.
Bu milletlerin tarihlerinde gerçekleri değiştiremedikleri zaman, gerçekleri söyleyenleri yok etmek vardır. Bugün de; değiştiremeyecekleri bir tarihi gerçek karşılarında durmaktadır: Türkler asla Ermenilere soykırım yapmamışlardır. Bu gerçeği değiştiremeyeceklerini bilenler, gerçekleri duymaya dahi tahammül edememektedirler.
Bu nedenle de böyle bir yasa tasarısını parlamentolarına kadar getirebilme bedbahtlığını göstermişlerdir.
Kendini sütten çıkmış ak kaşık sanan Fransızlar ise tarihin karanlık sayfalarına, uzun süreli Afrika Katliamlarıyla geçmiştir. 1954-1962 arasında gerçekleştirilen büyük bağımsızlık savaşında Fransız işgalciler bir buçuk milyon Cezayirliyi hunharca katletmişlerdir. Fransa, bu tarihlerde Gine, Kamerun, Gabon, Çad ve Benin gibi diğer Afrika ülkelerinde de benzer katliamlar gerçekleştirmiştir. Fransa’nın yalnızca Ruanda’da katlettiği insan sayısı 800 bindir.
Bu katliamlar, Ortaçağ'ın karanlık zihniyetiyle değil 20. yüzyılın yani modern çağın felsefesiyle, insan hakları, uluslararası hukuk gibi kavramların bütün dünya kamuoyunun literatürüne girdiği bir dönemde gerçekleştirilmiştir. Bu zihniyet; nasıl ki aldığı mahkeme kararı ile dünyanın döndüğü gerçeğini gizleyemediyse, Türklerin Ermenilere soykırım yapmadığı gerçeğini de gizleyemeyecektir. Fransız meclisinden geçen bu kararın parlamentoda da onaylanması durumunda iki ülke ilişkilerinde onarılamaz yaralar açılacaktır.Fransa’nın, kendi içindeki kirli oy hesaplarında Türkiye’yi kullanmak gibi bir hakkı yoktur.Fransa’nın tarihle yüzleşmek gibi bir derdi varsa önce kendi kanlı tarihiyle yüzleşmesi ve elindeki kanı temizlemesi gerekiyor.Bir hesap verilecekse Fransa Cezayir’in, Afrika’nın, Ruanda’nın hesabını versin. Bilinsin ki dünya üzerinde Türk’e insanlık dersi vermek, değil Fransızların, hiçbir milletin haddine değildir. Türk milleti soykırım yalanına kurban edilemez. Bize böyle bir iftirayı reva görenlere karşı sessiz kalmamız düşünülemez. Bu noktada devlet olarak, derhal Fransız mallarına boykot başlatılmalı, Fransa’yla yapılmış ikili anlaşmalar gözden geçirilmeli, devlet tarafından Fransa’ya verilen ihalelerin iptali gündeme gelmelidir.
Buradan sanayici ve iş adamlarımıza da seslenmek istiyorum: Paradan daha önemli şeyler de var. Biliyoruz ki sizler, bu ülkenin bir ferdi olarak, milli davamız için maddi çıkarları elinizin tersiyle itebilecek hasletlerin sahibisiniz. Fransa’yla olan ticari ve ortaklık ilişkilerinizi gözden geçirin ve sizleri bu noktaya getiren milletimize olan borcunuzu bu şekilde ödeyin.
Türk Sağlık-Sen olarak, devletimizi, halkımızı, tüm sivil toplum kuruluşlarımızı ve özellikle de üniversitelerimizi, Batının çirkin yüzüne ayna tutmak adına, Türk düşmanlığı konusunu iç ve dış kamuoyunun gündemine taşımaya ve en kısa zamanda, uzun soluklu bir kampanya başlatmaya davet ederken, bu alçak ve haddini aşan girişimlerden derhal vazgeçilmesi ve özür diletilmesi için üzerimize düşen görevi yapacağımızı Türk kamuoyuna bildiririz.”
TÜRKİYE KAMU ÇALIŞANLARI KALKINMA VE DAYANIŞMA VAKFI (TÜRKAV): TARİHİNE BAKMAYA YÜZÜ OLMAYAN REZİL, Ş0VENİST FRANSA'NIN DİKKATİNE
TÜRKAV Şube Başkanı Şevki Aşkın'ın açıklaması ise şu şekilde:
"Dünyaya Demokrasi dersi verdiğini iddia eden, oysa Tarihinin her döneminde soykırmaktan sabıkası bulunan , mazlum milletleri ve halkları sömüren rezil Fransa’nın son olarak her zaman dile getirdiği “İnkar” yasasını çıkartmak girişimini şiddetle kınıyoruz.
Türkav Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı olarak 1915 olaylarının yaşandığı dönemi saptıran kirli niyet ve oyunlarına alet etmek için her yol ve yöntemi deneyen,iç politikasına malzeme yapmak ve Türkiye üzerindeki niyetlerini gerçekleştirme yolunda baskı unsuru olarak kullanmak isteyen,bu arzusuna ulaşmak için düşünce özgürlüğünü ve fikir hürriyetini de katletmekten geri durmayan emperyalist ve şovenist Fransa ne kadar kararlı ise biz TÜRKAV camiası da gerçekte soykırıma uğrayanların atalarımız olduğu gerçeğini ortaya çıkarmada o kadar kararlıyız .Ayrıca Fransa nın ateşle oynadığını,iki yüzlü, işbirlikçi, fikir ve düşünce katliamcısı,iftiracı olduğunu, soykırmakdan ve emperyalist uygulamalardan sabıkası bulunduğunu, tüm kirli oyun ve işbirlikçiliğini de dünya kamu oyuna duyurmada kararlıyız .
Birinci dünya savaşı bitiminde yurdumuzu işgal eden Fransa başta Çukurova olmak üzere işgal ettigi güney illerimizde Ermenileri kullanmıştır. İşgalci Fransa emperyalist niyetlerini gerçekleştirmek için bütün devlet makamlarına Ermenileri doldurmuş Ermeni çetelerine Fransız askeri üniforması giydirip modern silahlarla donatarak yörede tam bir Müslüman Türk soykırımına girişmişlerdir.Yaşlı kadın ve çocuklar vahşice katledilmişlerdir.Bu katliamın bir örneği dünya tarihinde yaşanmamıştır. AncakToroslara kaçabilenler bu vahşetten kurtulabilmişlerdir.Bu soykırımdan kaçış yörede ”Kaç kaç” hadisesi olarak bilinir.
Hiç beklemediği bir ihanete uğrayan Türk milleti meşru müdafaa hakkını kullanarak İşgalci Fransız ve yerli işbirlikçisi Ermeni çetelerine karşı milli mücadele hareketini başlatmış ve işgalcileri bölgeden çıkarmayı başarmışlardır.İşbirlikçi ve soykırımcı Ermeni canilerde işgalcilerle birlikte Fransa ya gitmişlerdir.Gerçek hadise kısaca bundan ibarettir.Şimdi Ermeniler Fransa’yı sıkıştırmakta ve” siz bizi kullanmasaydınız başımıza bunlar gelmeyecekti” diyerek Fransa’yı diyet ödemeye zorlamaktadırlar.Fransa da her zamanki iki yüzlülüğünü yine sergileyerek geçmişte kirli tezgah ve oyunları sonucu meydana gelen acı olayların faturasını milletimize ödetme iftira ve kampanyasında Ermenileri kullanmaya devam etmektedir.
Bu yasanın çıkarılması halinde birilerine şirin görünmek için elinde tuttuğu dinamit Fransa’nın kendi elinde patlayacaktır.
Kendisini Dünyanın Özgürlükler Ülkesinin başı olarak takdim eden Fransa, bütün gerçekleri bilmesine rağmen böylesine tarihi bir yanılgının içine düşmesi zaten bilinen bir gerçektir. Sömürü tüccarı Fransa bu yasayı çıkaracağım şantajı ile ülkemizi ve ülkemiz yöneticilerini köşeye sıkıştıracağını zannetmektedir. Dünyadaki Ermeni diasporasına ve ülkesindeki iç politik kaygılarla Fransa’da yaşayan 200-300 bin ermeni oyları için siyasi istismara kalkan Fransa, bu tutumu ile bütün Türk Dünyasını karşısına almıştır. Fransa’nın ve Fransa gibi düşünen Avrupa’daki ve okyanus ötesindeki ülkenin ne tür bir şantaj ve oyunun içinde bulunduğu artık iyice ortaya çıkmaya başlamıştır.
Geçmişin eli kanlı eşkıya terör örgütü Asala’nın Türk Diplomatlarına karşı geçmişte yaptığı alçakça saldırılara karşı hiçbir tedbir almamış,görmezden gelmiş hatta bu vahşeti makul gösterecek davranışlara girecek kadar alçalmıştır. Ermeni diasporasının gözüne şirin görünmeye çalışan bu zavallı ülkenin son 20-30 yıldır soykırım tezini kabul ettirmek için sinsi planlar sergilemektedir.
Ancak, bizleri üzen ve kahreden şovenist Fransa’nın bu alçakça gayret ve çabaları maalesef ülkemiz içerisinde de bir avuç malum mihraklar tarafından da destek görmesi, bunun karşısında 75 milyon Türk insanının ve Türk dünyasının sessiz kalmasıdır.
Ermeni ağzıyla konuşan bazı sözde aydınlar sürekli olarak “Tarihimizle yüzleşelim” diyorlar bizler ise sürekli olarak” karşılıklı arşivlerimizi açalım tarihçilerden bir ortak komisyon kuralım” diyoruz. Fakat Ermeniler bu çağrımıza yanaşmıyor. Gerçek bu iken sözde aydınların Ermenilere ve batılı destekçilerine bir kerede olsa arşivleri açma ve tarihçilerden bir ortak komisyon oluşturma konusunda bir çağrıda bulunmamış olmaları milletimize haklı olarak şu soruyu sormak vazifesi yüklemektedir, bunlar kimin adamı, kimin avukatlığını, kimin temsilciliğini yapıyorlar.
Fransa nın nüfusunun %10 .u Müslüman’dır.Diğer yandan Fransız hapishanelerinde yatanların %60.dan fazlası Müslüman’dır.İşte kendini insan hakları ve demokrasinin merkezi gören Fransa nın gerçek yüzü budur.Bu ülkede Müslümanlar potansiyel suçlu gibi muameleye tabi tutulmaktadırlar.
Ancak biz Türk Milliyetçisi Kamu Çalışanları olarak Fransa’nın ve Dünyanın Ermeni Diasporasının alışılmış oyunlarını ve planlarını yakinen takip ediyoruz. Kardeş Azerbaycan’ ımızın topraklarını işgal,Hocalı da soykırım uygulayan ve utanmadan hala kendini haklı göstermeye çalışan Ermenistan’ı bu tutum ve davranışlarından dolayı şiddetle kınıyoruz.
Ayrıca, Fransa’nın ülkemiz yöneticilerine yaptığı İnkar Yasasını çıkaracağı şantajına karşı Fransa’yı bütün Dünyanın gözü önünde kınıyor ve lanetliyoruz. Ülkemizi yöneten siyasi iradenin derhal ve vakit geçirmeden Fransa ya uygulanacak siyasi ve ekonomik yaptırımları acilen hayata geçirmelerini öneriyoruz.
Bu yönde yapılacak her atılımın sonuna kadar yanında olduğumuzu ve desteklediğimizi ilan ediyoruz.
- Kahrolsun Dünyayı aldatanlar.
- Kahrolsun masum Türk insanının kanını akıtan canileri unutanlar.
- Kahrolsun Türklük düşmanları
- Yaşasın Yüce Türk Milleti
- NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Kamuoyuna saygıyla duyurulur"
Fransa'ya Tepkiler
Fransa'ya Tepkiler
Gümüşhane Haberleri Gümüşhane Haberleri
Gümüşhane
Gümüşhane'de sivil toplum örgütleri Fransa'da çıkan Ermeni yasasına tepkilerini açıklamalarla ifade ediyor.
Paylaş: