Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çok Amaçlı Salonda gerçekleştirilen sempozyumda bilim insanları ve alanında uzman kişiler sunularını gerçekleştirdi.
Kazakistan Çimkent Üniversitesi tanıtımı ve hediye takdiminin yapıldığı program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
“Yeni Zigana Tünelinin açılmasından da istifade ederek çok daha fazla sayıda turisti ilimizde ağırlamak istiyoruz”
Programın açılışında konuşan Vali Yardımcısı Ali Recai Yerlikaya, “Turizm sektörü ekonomik kalkınma anlamında en önemli sektörlerden birisi. Gümüşhane’nin bacasız sanayi de denilen turizm pastasından hak ettiği değeri alabilmesi, potansiyelini açığa çıkarabilmesi, daha fazla misafiri Gümüşhane’de ağırlayabilmesi anlamında bu sempozyumdan çıkarılacak, istifade edilecek önemli bilgiler olduğuna inanıyorum. El birliğiyle bir sinerji oluşturarak, yeni Zigana Tünelinin açılmasından da istifade ederek çok daha fazla sayıda turisti ilimizde ağırlamak ve Gümüşhane’nin Türküye ve dünyada çok daha tanınan bir şehir olması noktasında çalışmalar yapılacağına inanıyorum” dedi.
“1930’lu yıllarda Gümüşhane Davos olur mu? sorularının sorulduğunu biliyoruz”
Gümüşhane Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Bayram Nazır da konuşmasında “Cumhuriyetin 100. yılında Gümüşhane’de Turizm sempozyumun amacı genelde Doğu Karadeniz bölgesi özelde ise Gümüşhane turizmin açısından idealin neler olduğu ve bu kapsamda yapılması gerekenleri ortaya çıkarmaktır. Doğu Karadeniz bölgesinin özellikleri dikkate alındığında doğa turizmi, eko turizm, kırsal turizm, yavaş turizmin çeşitlerinin bölgeye daha uygun olduğunu söyleyebiliriz. Doğu Karadeniz kıyı kuşağındak illerimize nazaran Gümüşhane henüz turizm güzergahlarına ciddi anlamda giremedi. Oysa ulusal gazete arşivlerimizden 1930’lu yıllarda Gümüşhane Davos olur mu? sorularının sorulduğunu biliyoruz. Yani biz henüz daha yolun başlangıcındayız. Bu sempozyumun Gümüşhane'deki mevcut potansiyelimizi tur güzergahlarına sokarak daha fazla turist ağırlamak, aynı zamanda buradan mutlu ayrılmalarını sağlayacak altyapı çalışmalarına katkı sağlayacağına inanıyorum” diye konuştu.
Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (GTSO) İsmail Akçay ise konuşmasında turizmin ülkelerin gelişmesi ve kalkınmasındaki rolünün çok önemli olduğuna inandığını belirtti.
Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr. İsmail Çalık da “Turizm Fakültesi olarak kurulduğumuzdan beri turizmi Gümüşhane’nin gündemine getirmeye çalışıyoruz. Turizm bu ilin en temel kalkınma seçenekleri arasında. Tüm paydaşların buna öncelik verip bu doğrultuda davranıp bu doğrultuda faaliyetlerini planlamalı” dedi.
Gümüşhane Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai Köprülü de konuşmasında derdi Gümüşhane ve turizm olan, turizmin gelişmesine katkı koymak için gelen paydaşlara teşekkür ederek, “Turizm bugün dünyada en önemli 3 sektörden birisi. Beldelerin, şehirlerin ve ülkelerin kalkınması için çok önemli bir konumda yer alıyor. Gümüşhane Gazeteciler Cemiyeti olarak her konuda olduğu gibi ilimizin kalkınmasına katkı koymak için basın mensuplarının turizmde de nasıl bir paydaş olması gerektiğini, turizmle nasıl entegre olması gerektiğini ve bu gelişime katkı koymak için basının ne kadar önemli olduğunu sunumumuzda detaylarla anlatacağım. Bunu çok uzağa gitmeden hemen yanı başımızda başarmış olan ve milyar doların üzerine çıkmış turizm geliri olan Trabzon'dan ve Trabzon basınının buradaki etkisinden örneklerini verdiğimiz zaman basın ve turizmin nasıl birbirine muhtaç ve birbirini besleyen iki sektör olduğunu anlatacağız” ifadelerini kullandı.
Zigana Doğa Okulu Başkanı Savaş Aydın da birlik ve beraberliğe vurgu yaparak sempozyumla katma değeri yüksek ve kalıcı çalışmalar yapılacağını söyledi.
Açılış konuşmalarının ardından sempozyumun "Kültür ve Ekoturizm" konulu Akdeniz Üniversitesinden Prof.Dr. Sibel Mehter Aykın'ın başkanlığını yaptığı ilk oturumunda Doç.Dr. İsmail Çalık "Gümüşhane'de sürdürülebilir yayla turizmi", Doç.Dr. Coşkun Erüz "Kurum ve Santa-Yanbolu Vadileri" başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi.
Oturum başkanı Akdeniz Üniversitesinden Prof.Dr. Sibel Mehter Aykın “Avrupa Akıllı Turizm Yeşil Öncüsü Girişimi” konulu sunumunda Gümüşhane’nin bu yarışmaya başvurmayı düşünmesi halinde her türlü desteği vereceğini beyan ederek, Avrupa Birliğinin turizm politikalarından bahsetti.
“Gümüşhane Türkiye’de en fazla yaylaya sahip bir il”
Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr. İsmail Çalık ise “Gümüşhane’de sürdürülebilir yayla turizmi” konulu sunumunda geçtiğimiz yaz 101 yaylayı dolaşarak Gümüşhane’de sürdürülebilir yayla turizmiyle ilgili yol haritasını belirlediklerini belirterek, “3-4 ay boyunca yaylaları ziyaret ederek paydaşlarla görüştük. Önümüzdeki yılın sonuna doğru Gümüşhane yaylaları diye haritalı bir kitap yapmayı düşünüyoruz. Yaylalarla ilgili oldukça fazla bilgi kirliliği var. Gümüşhane Türkiye’de en fazla yaylaya sahip bir il. 431 yaylası var. Buraya önem vermek zorundayız aksi takdirde bu yaylaları gelecekte kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. Koruma kullanma dengesi gözetmemiz gerekiyor. Bazı yaylalar bölgedeki diğer iller tarafından da yoğun bir şekilde kullanılan yaylalar. Gümüşhane yaylalarıyla ilgili genel bir kullanım söz konusu. Yaylaların doğru ve amacına uygun kullanılması, tahrip edilmemesi için bunları söylemek zorundayız. Yaylalarda kaçak yapılaşma oldukça yüksek seviyede. Gelişi güzel yapılan ve bölge mimarisi yansıtmayan yapılar tanıtım faaliyetlerine olumsuz izlenim bırakıyor. Bazı yaylaların korunabilmesi için acil bir şekilde turizm merkezi olarak ilan edilmesi gerekiyor. Gümüşhane yerel yöneticilerinin ve halkının yaylaları sahiplenmesi gerekiyor. Yaylalardaki toplumsal alanların sayısının artırılması gerekiyor. AB, BAP ve DOKA projelerinde turizm eğitimi, yerel halkın bilinçlendirilmesi gibi konulara da ağırlık verilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Her yayla turizme açılmamalı, her köy turizme kazandırılmamalı”
Karadeniz Teknik Üniversitesinden Doç.Dr. Coşkun Erüz ise Santa-Yanbolu ve Kurum Vadilerinde yaptıkları çalışmanın sonuçlarını anlattığı sunumunda “Gümüşhane coğrafi olarak çok kilit noktada. Çevre illerdeki hataları görüp sürdürülebilir bir turizm planlaması yapılması lazım burada. Çok ender bir coğrafya ancak en büyük tehdit kaçak yapılaşma. Her yayla turizme açılmamalı, her köy turizme kazandırılmamalı. Turist istemeyen ve öz kültürüyle yaşamak isteyen bölgeler olabilir. Korunan alanlara mutlaka alan yönetim planı olmalı. Bu yapılmazsa hiçbir korunan alan yönetilemez” dedi.
“Trabzon geri dönüşü olmayan bir yıkımı yaşıyor”
Santa ve Kurum Vadisi özelinden bahsederek nitelikli turizmden pay alınması isteniyorsa mutlaka yöresel mimariye uygun binalar yapılması gerektiğine vurgu yapan Erüz, “Turizm doğru planlandığında ve doğru yönetildiğinde tükenmeyen ve tüketmeyen bir hazinedir. Aksi durumda geri dönüşü olmayan bir yıkımdır. Trabzon şuanda bunu yaşıyor. Gümüşhane, Trabzon örneğini iyi irdeleyerek geç kalmadan elimizdeki değerleri doğru bir şekilde envanter, planlama, koruma ile devam ettirmeli. Yaylalarda ve köylerde turistik alanların netleştirilip belirlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde gecekondulaşmış yaylalar hızla büyüyor” diye konuştu.
Zigana Doğa Okulu Başkanı Savaş Aydın da “Bir şey yapacaksak kendi değerlerimizle yapmalıyız. Doğru işler yaparsanız doğru sonuçlar alırsınız. Ortak hareket etmeliyiz. Ortak akıl en üst akıldır. Cumhuriyetin 100.yıloında bizim de bir ayak izimiz olsun diye bu etkinliği yaptık” ifadelerinin ardından Zigana Doğa Okulunun kuruluş aşamasından ekoturizme kadar birçok konuyu içeren sunum yaptı.
Sempozyum öğleden sonra "Turizmde planlama-yatırım, basın ve turizm" ve "Turizm işletmeciliği" adlı iki oturumla devam edecek.