Gümüşhane İl Sağlık Müdürlüğü Organ, Doku Bağışı ve Nakli Haftası kapsamında konferans düzenledi.
Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksek Okulu Çok Amaçlı Toplantı Salonu’nda gerçekleşen konferansa Gümüşhane Devlet Hastanesi Başhekimi Op.Dr. Yavuz Çakıroğlu, Erzurum Atatürk Üniversitesi Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Fatma Eren ve Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Yılmaz Fidan konuşmacı olarak katıldı.
Konferansta ilk sunumu gerçekleştiren Başhekim Op.Dr. Çakıroğlu, organ naklinin tanımını yaparak, “18 yaşından büyük ve akli dengesi yerinde olan herkes 2238 Sayılı Yasaya göre organlarının tamamını veya bir bölümünü bağışlayabilir.Bağışladığınız organların bir bedel veya bir menfaat karşılığı başkasına verilmesi 2238 Sayılı yasaya göre mümkün değildir. Organ nakli yapan merkezlere, hastanelere, sağlık müdürlüklerine, organ nakli İle ilgilenen vakıf, dernek gibi kuruluşlarına organ bağışı işlemi yapılabilir.” dedi.
Çakıroğlu, organ nakillerinde toleransın olmadığını ve Organ ve Doku Nakli Ulusal Koordinasyon Sistemi ile Türkiye içindeki tıbben acilliği ve doku uyumuna göre en uygun alıcıya nakil edildiğini söyledi.
Erzurum Üniversitesi Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Fatma Eren ise Türkiye’deorgan bağışının yeterli olmadığını belirterek, “Allah yaşarken insanlara yardım etmeyi, öldükten sonra da ihtiyacı olan insanlara can olabilmeyi nasip etsin.” dedi.
Ülke genelinde onbinlerce insanın organ beklediğini kaydeden Eren, “Bir umutla bu hastaların yakınlarını da düşünün en az 150 bin kişi. Birileri organ bağışlasa diye bekliyor. Olması gereken, zaten bir gün toprak olacak o bedenlerin, öldükten sonra ihtiyaçlı hastalara can olabilmesidir. Ama olmuyor, hala organ bağış oranları Türkiye genelinde yetersiz. Biraz daha yol gidilmesi gerekiyor. Niye tereddüt ediyoruz organlarımızı bağışlarken, hep bunu konuşuyoruz, bence bunu konuşmaya da devam edeceğiz. Organ bekleyen sayısında artışların olmadığı güne kadar konuşacağız. Lütfen iş ortamınızda, evinizde, mahallenizde, organ bağışını anlatın. Organ bağışlamak demek canlı canlı organı sökmek demek değildir. Evde ölen hastalardan, yoğun bakım dışındaki servislerde yatan hastalardan organ alamıyoruz. Yoğun Bakımda beyin ölümü olması halinde organ alınabiliyor.” ifadelerini kullandı.
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Yılmaz Fidan ise organ bağışının dinen caiz olduğunu dile getirerek, “Kim bir kimseye hayat verirse , o sanki bütün insanlara hayat vermişçesine sevap kazanır.” diye konuştu.
Konferans sonunda salonda bulunan 9 kişi organ bağışında bulundu.
Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksek Okulu Çok Amaçlı Toplantı Salonu’nda gerçekleşen konferansa Gümüşhane Devlet Hastanesi Başhekimi Op.Dr. Yavuz Çakıroğlu, Erzurum Atatürk Üniversitesi Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Fatma Eren ve Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Yılmaz Fidan konuşmacı olarak katıldı.
Konferansta ilk sunumu gerçekleştiren Başhekim Op.Dr. Çakıroğlu, organ naklinin tanımını yaparak, “18 yaşından büyük ve akli dengesi yerinde olan herkes 2238 Sayılı Yasaya göre organlarının tamamını veya bir bölümünü bağışlayabilir.Bağışladığınız organların bir bedel veya bir menfaat karşılığı başkasına verilmesi 2238 Sayılı yasaya göre mümkün değildir. Organ nakli yapan merkezlere, hastanelere, sağlık müdürlüklerine, organ nakli İle ilgilenen vakıf, dernek gibi kuruluşlarına organ bağışı işlemi yapılabilir.” dedi.
Çakıroğlu, organ nakillerinde toleransın olmadığını ve Organ ve Doku Nakli Ulusal Koordinasyon Sistemi ile Türkiye içindeki tıbben acilliği ve doku uyumuna göre en uygun alıcıya nakil edildiğini söyledi.
Erzurum Üniversitesi Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Fatma Eren ise Türkiye’deorgan bağışının yeterli olmadığını belirterek, “Allah yaşarken insanlara yardım etmeyi, öldükten sonra da ihtiyacı olan insanlara can olabilmeyi nasip etsin.” dedi.
Ülke genelinde onbinlerce insanın organ beklediğini kaydeden Eren, “Bir umutla bu hastaların yakınlarını da düşünün en az 150 bin kişi. Birileri organ bağışlasa diye bekliyor. Olması gereken, zaten bir gün toprak olacak o bedenlerin, öldükten sonra ihtiyaçlı hastalara can olabilmesidir. Ama olmuyor, hala organ bağış oranları Türkiye genelinde yetersiz. Biraz daha yol gidilmesi gerekiyor. Niye tereddüt ediyoruz organlarımızı bağışlarken, hep bunu konuşuyoruz, bence bunu konuşmaya da devam edeceğiz. Organ bekleyen sayısında artışların olmadığı güne kadar konuşacağız. Lütfen iş ortamınızda, evinizde, mahallenizde, organ bağışını anlatın. Organ bağışlamak demek canlı canlı organı sökmek demek değildir. Evde ölen hastalardan, yoğun bakım dışındaki servislerde yatan hastalardan organ alamıyoruz. Yoğun Bakımda beyin ölümü olması halinde organ alınabiliyor.” ifadelerini kullandı.
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Yılmaz Fidan ise organ bağışının dinen caiz olduğunu dile getirerek, “Kim bir kimseye hayat verirse , o sanki bütün insanlara hayat vermişçesine sevap kazanır.” diye konuştu.
Konferans sonunda salonda bulunan 9 kişi organ bağışında bulundu.