Gümüşhane turizminin lokomotifi konumundaki dünyaca ünlü damlataşı Karaca Mağarası, 4 günlük Ramazan Bayramı tatilinde ziyaretçi akınına uğradı.
Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü sınırlarında bulunan ve İl Özel İdaresi tarafından işletilen milyonlarca yıllık mağarayı 4 günde 345’i yabancı olmak üzere toplam 4 bin 223 kişi ziyaret etti.
İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ekrem Akdoğan, Ramazan ayında azalan ziyaretçi sayısının ardından bayram tatilinde üst seviyede ziyaretçi ağırladıklarını belirterek, mağaranın tanıtımı ve sürekliliği için proje ve çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Geçtiğimiz yıllarda mağaranın kapısına yapılan hava perdesi ile mağara içindeki sıcaklık ve nem oranının korunduğunu belirten Akdoğan, tekniğine uygun led aydınlatma çalışmaları ile oluşumları bozulmayacak şekilde düzenlenen mağaranın Gümüşhane ve ülke turizmine daha çok hizmet vermesi için çeşitli çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Mağara içindeki dengenin bozulmaması ve oluşumların uzun yıllar devam edebilmesi için ziyaretçi dengesinin ayarlandığını dile getiren Akdoğan, dünya mirasları arasına girebilecek mağaranın Gümüşhane’nin tanıtımındaki en önemli unsur olduğunu sözlerine ekledi.
Karaca Mağarasının yöre sakinlerinden Jeoloji Mühendisi Şükrü Eröz tarafından 1983 yılında bulunduğunu, 1996 yılında da turizme açıldığını hatırlatan Akdoğan, mağaranın bulunduğu bölgede kır kahvesi, dinlenme tesisleri gibi ziyaretçilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacakları tesislerin mevcut olduğunu ve 15 Kasım tarihine kadar ziyaret edilebileceğini söyledi.
KARACA MAĞARASI
Gümüşhane’nin Torul İlçesine bağlı Cebeli Köyü sınırları içerisinde bulunan Karaca Mağarası şehir merkezine 17 kilometre mesafede, denizden bin 550 metre yüksekliktedir. Gümüşhane-Trabzon karayolunun 12. kilometresinden kuzeye ayrılan 4 kilometrelik yolu takiben mağaraya ulaşılır. Mağaranın bulunduğu yerde kır kahvesi, dinlenme tesisleri gibi ziyaretçilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacakları öncül tesisler mevcuttur.
Damlataşı oluşumları bakından oldukça zengin olan Karaca Mağarasında, damlataşları çok çeşitli renk ve şekiller arz eder. Mağara içerisindeki sarkıtlar, dikitler, sütunlar, org desenli duvarlar, bayrak şekilleri ve perde damlataşları, mağara çiçekleri, mağara incileri, fil kulakları, traverten havuzları, traverten basamakları, mağara gülleri yer almaktadır.
Mağara yatay yönde gelişme göstermiş, elipse benzeyen dört ayrı salonun birbirine birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu salonlardan ikisi çatlak sistemlerinden sızan suların oluşturulduğu duvar damlataşları ile ikiye bölünmüş ve salon sayısı altıya çıkmıştır. Mağaranın girişi bir insan boyu yükseklikte başlayıp içeriye doğru gidildikçe bir huni şekilde genişlemektedir.
Giriş noktasından en uç noktaya 150 metre uzunlukta, ortalama tavan yüksekliği 18 metre olan mağaranın toplam iç alanı yaklaşık bin 500 metrekaredir.
Karaca Mağarasının içerisinde belirgin bir hava hareketi söz konusu değildir. Bu sebeple mağara havasının nem oranı ağız kısmından içeriye doğru gidildikçe nispi bir artış gösterir. Yapılan ölçümlerde bu artış oranı ağız kısmında yüzde 65’ten yüzde 75'e çıkmaktadır. Mağara havası yaz mevsiminde dışarıya göre daha serin, kışın biraz daha sıcaktır. Bu özellikleri ile mağara, küçük bir mikroklima alanı olarak düşünülmektedir.
Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü sınırlarında bulunan ve İl Özel İdaresi tarafından işletilen milyonlarca yıllık mağarayı 4 günde 345’i yabancı olmak üzere toplam 4 bin 223 kişi ziyaret etti.
İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ekrem Akdoğan, Ramazan ayında azalan ziyaretçi sayısının ardından bayram tatilinde üst seviyede ziyaretçi ağırladıklarını belirterek, mağaranın tanıtımı ve sürekliliği için proje ve çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Geçtiğimiz yıllarda mağaranın kapısına yapılan hava perdesi ile mağara içindeki sıcaklık ve nem oranının korunduğunu belirten Akdoğan, tekniğine uygun led aydınlatma çalışmaları ile oluşumları bozulmayacak şekilde düzenlenen mağaranın Gümüşhane ve ülke turizmine daha çok hizmet vermesi için çeşitli çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Mağara içindeki dengenin bozulmaması ve oluşumların uzun yıllar devam edebilmesi için ziyaretçi dengesinin ayarlandığını dile getiren Akdoğan, dünya mirasları arasına girebilecek mağaranın Gümüşhane’nin tanıtımındaki en önemli unsur olduğunu sözlerine ekledi.
Karaca Mağarasının yöre sakinlerinden Jeoloji Mühendisi Şükrü Eröz tarafından 1983 yılında bulunduğunu, 1996 yılında da turizme açıldığını hatırlatan Akdoğan, mağaranın bulunduğu bölgede kır kahvesi, dinlenme tesisleri gibi ziyaretçilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacakları tesislerin mevcut olduğunu ve 15 Kasım tarihine kadar ziyaret edilebileceğini söyledi.
KARACA MAĞARASI
Gümüşhane’nin Torul İlçesine bağlı Cebeli Köyü sınırları içerisinde bulunan Karaca Mağarası şehir merkezine 17 kilometre mesafede, denizden bin 550 metre yüksekliktedir. Gümüşhane-Trabzon karayolunun 12. kilometresinden kuzeye ayrılan 4 kilometrelik yolu takiben mağaraya ulaşılır. Mağaranın bulunduğu yerde kır kahvesi, dinlenme tesisleri gibi ziyaretçilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacakları öncül tesisler mevcuttur.
Damlataşı oluşumları bakından oldukça zengin olan Karaca Mağarasında, damlataşları çok çeşitli renk ve şekiller arz eder. Mağara içerisindeki sarkıtlar, dikitler, sütunlar, org desenli duvarlar, bayrak şekilleri ve perde damlataşları, mağara çiçekleri, mağara incileri, fil kulakları, traverten havuzları, traverten basamakları, mağara gülleri yer almaktadır.
Mağara yatay yönde gelişme göstermiş, elipse benzeyen dört ayrı salonun birbirine birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu salonlardan ikisi çatlak sistemlerinden sızan suların oluşturulduğu duvar damlataşları ile ikiye bölünmüş ve salon sayısı altıya çıkmıştır. Mağaranın girişi bir insan boyu yükseklikte başlayıp içeriye doğru gidildikçe bir huni şekilde genişlemektedir.
Giriş noktasından en uç noktaya 150 metre uzunlukta, ortalama tavan yüksekliği 18 metre olan mağaranın toplam iç alanı yaklaşık bin 500 metrekaredir.
Karaca Mağarasının içerisinde belirgin bir hava hareketi söz konusu değildir. Bu sebeple mağara havasının nem oranı ağız kısmından içeriye doğru gidildikçe nispi bir artış gösterir. Yapılan ölçümlerde bu artış oranı ağız kısmında yüzde 65’ten yüzde 75'e çıkmaktadır. Mağara havası yaz mevsiminde dışarıya göre daha serin, kışın biraz daha sıcaktır. Bu özellikleri ile mağara, küçük bir mikroklima alanı olarak düşünülmektedir.