Gümüşhane’nin Merkeze bağlı Demirkaynak köyünde faaliyet gösteren Koza Altın İşletmeleri, geçtiğimiz günlerde GÜSİAD-GÜMÜP tarafından İstanbul’da yapılan toplantı için cevap hakkını kullandı.
Firmadan yapılan açıklamada, toplantıya katılan Metelurji Mühendisleri Odası Başkanı Cemalettin Küçük’ün “O kadar bir alanda fiilen bir sızıntı olmazsa bile siyanür havuzundaki doğal bozunmada güneşin etkisi ile buharlaşarak tekrar yoğuşup doğal ortama inan doğal bir kimyasal döngü vardır” ifadeleri yalanlandı.
Mastra Altın Madeni’nde atıkların arıtılarak çevreye zarar vermeyecek hale getirildikten sonra havuzlara gönderildiği, bu nedenle de havuzlarda buharlaşacak bir siyanür konsantrasyonunun söz konusu olmadığı ifade edilen açıklamada, tesisteki tanklarda kullanılan siyanürde de buharlaşmayı önlemek için çözeltinin PH’ının 10,5 seviyelerinde tutulduğu belirtilerek, bu PH’ında tanklardaki siyanürün buharlaşıp havaya karışmasının bilimsel olarak mümkün olmadığı kaydedildi.
Bu zamana kadar gerek tanklarda gerekse atık havuzu ve etrafında yapılan tüm gaz ölçümlerinde Hidrosiyanik asitin “sıfır” olarak ölçüldüğünü ifade eden firma yetkilileri, herhangi bir buharlaşma ve gaz çıkışının söz konusu olmadığını söyledi.
-MASTRA’DA TEHLİKELİ ATIK İHTİVA EDEN HİÇBİR BARAJ YA DA HAVUZ YOK
Siyanürün sanayide çok yaygın olarak kullanılan bir kimyasal olduğu, Türkiye’ye her yıl 300 bin tonun üzerinde siyanür ve bileşiklerinin girdiği ve bu miktarın sadece yüzde 1’inin madencilikte, geriye kalan yüzde 99’unun ise naylon-plastik sanayi, tekstil sanayi, metal işleme-kaplama, galvanizleme, kuyumculuk-mücevhercilik, boya sanayi, çivit imalatı, tarım ilaçları imalatı, optik parlatıcılar, metallerin renklendirilmesi, fotoğrafçılık ve tıp gibi birçok sanayi dalında kullanıldığı kaydedilen açıklamada, Gümüşhane Mastra’da tehlikeli atık ihtiva eden hiçbir baraj ya da havuz olmadığı ifade edildi.
Mastra’da atıkların arıtılarak çevreye zarar vermeyecek hale getirildikten sonra havuzlara gönderildiği, bu nedenle de havuzlarda buharlaşacak bir siyanür konsantrasyonun söz konusu olmadığı kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Cemalettin Küçük’ün buharlaşma ile ilgili iddaları bilim dışı ve spekülatif niteliktedir. Kendisi bu konunun uzmanı değildir. Bu teknoloji ile ilgili başta TÜBİTAK olmak üzere, Avrupa Komisyonu’nun, Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü’nün, ODTÜ’nün yerinde incelemelerini içeren raporları; bunun dışında İTÜ, ODTÜ, Hacettepe Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Cumhuriyet Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümlerinin, Yurt Madenciliğini Geliştrime Vakfı’nın raporları talep halinde Gümüşhanelilere sunulabilir. Duyarlılık gösteren tüm Gümüşhanelilere sonsuz teşekkürlerimizi iletir; gezmek, denetlemek ve incelemelerde bulunmak isteyen herkese kapılarımızın açık olduğunu belirtiriz. Gümüşhane’de kullanılan teknoloji düzeyi dünyada 2.600 ton altın üretimi gerçekleştiren Çin, ABD, Avustralya, Kanada gibi ve benzerleri çevre mevzuatının en sıkı olduğu ülkelerden ileridedir. Atık havuzu 100 yıllık deprem ve meteoroloji kayıtları incelendikten sonra projelendirilmiş, DSİ tarafından onaylanmış ve inşaatı DSİ kontrolünde yapılmıştır. Uluslararası standartlarda ve 9 şiddetinde bir depreme dayanacak şekilde kaya dolgulu olarak inşaa edilmiştir. Aşırı yağışlardan etkilenmemesi için, AB standartlarında istenen kuşaklama kanalları ile çevrelenmiştir. Atık, kimyasal arıtmadan geçmiş olmasından dolayı çevre açısından risk teşkil edecek bir kirlilik içermemektedir. Havuzların kapasitesi ve üretim miktarları Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’nda detayları ile mevcuttur. 4 yıldan beri her ay, ilgili devlet kurumlarının oluşturduğu bağımsız İzleme Denetleme Kurulu tarafından denetlenmektedir. Denetleme sonuçları raporlanarak düzenli olarak halka açıklanmaktadır. Kapasite üstünde bir çalışma ya da depolama olmadığı bu belgelerle sabittir. Gümüşhane Mastra Altın Madeni’nin; gerek işletme öncesi, gerek işletme esnasında, gerekse maden kapanma ve rehabilitasyon süreçlerinde çevre ve insan sağlığına en küçük bir zararının olması söz konusu değildir. Bergama Ovacık ve Gümüşhane Mastra Altın Madenlerini aynı teknoloji ile inşaa edilmiştir. Teknoloji düzeyi altın madenleri için öngörülen teknoloji düzeyinin en üstündedir. Ovacık Altın Madeni için bugüne kadar incelemeler amacıyla atanan tüm bilirkişilerin denetlemeler sonucu hazırladığı raporlar, 10 yıldan beri her ay yapılan İzleme Denetleme Kurumu raporları ile, uluslararası bağımsız kurumlar tarafından yapılan denetlemeler sonucu hiçbir zararıının olmadığı raporlanmıştır.”
Firma yetkilileri, sektördeki mevcut en iyi teknolojiyi kullanarak ve en yüksek çevresel performansı sergileyerek, yöre insanıyla karşılıklı güven içinde ve onların değerlerine saygı göstererek şeffaf ve kalıcı altın madenciliği yapmayı; bu faaliyetler esnasında ekonomik ve sosyal anlamdaki kalkınmayı çevre koruma ile bütünleştirmeyi ilk günden bu yana hedef olarak belirlediklerini, bu hedefine ulaşma doğrultusunda yürüttüğü faaliyetleri ile Türkiye ekonomisine ciddi bir katma değer sağladığı, son beş yıl içerisinde hem üretim hem de kaynak ve rezerv bakımından dünya çapında gelişme kaydeden Koza Altın İşletmelerinin faaliyete başladığı ilk günden bu yana sermayesini, personel istihdamını, işletme sayısını hızla arttırdığını söyledi.
.
Firmadan yapılan açıklamada, toplantıya katılan Metelurji Mühendisleri Odası Başkanı Cemalettin Küçük’ün “O kadar bir alanda fiilen bir sızıntı olmazsa bile siyanür havuzundaki doğal bozunmada güneşin etkisi ile buharlaşarak tekrar yoğuşup doğal ortama inan doğal bir kimyasal döngü vardır” ifadeleri yalanlandı.
Mastra Altın Madeni’nde atıkların arıtılarak çevreye zarar vermeyecek hale getirildikten sonra havuzlara gönderildiği, bu nedenle de havuzlarda buharlaşacak bir siyanür konsantrasyonunun söz konusu olmadığı ifade edilen açıklamada, tesisteki tanklarda kullanılan siyanürde de buharlaşmayı önlemek için çözeltinin PH’ının 10,5 seviyelerinde tutulduğu belirtilerek, bu PH’ında tanklardaki siyanürün buharlaşıp havaya karışmasının bilimsel olarak mümkün olmadığı kaydedildi.
Bu zamana kadar gerek tanklarda gerekse atık havuzu ve etrafında yapılan tüm gaz ölçümlerinde Hidrosiyanik asitin “sıfır” olarak ölçüldüğünü ifade eden firma yetkilileri, herhangi bir buharlaşma ve gaz çıkışının söz konusu olmadığını söyledi.
-MASTRA’DA TEHLİKELİ ATIK İHTİVA EDEN HİÇBİR BARAJ YA DA HAVUZ YOK
Siyanürün sanayide çok yaygın olarak kullanılan bir kimyasal olduğu, Türkiye’ye her yıl 300 bin tonun üzerinde siyanür ve bileşiklerinin girdiği ve bu miktarın sadece yüzde 1’inin madencilikte, geriye kalan yüzde 99’unun ise naylon-plastik sanayi, tekstil sanayi, metal işleme-kaplama, galvanizleme, kuyumculuk-mücevhercilik, boya sanayi, çivit imalatı, tarım ilaçları imalatı, optik parlatıcılar, metallerin renklendirilmesi, fotoğrafçılık ve tıp gibi birçok sanayi dalında kullanıldığı kaydedilen açıklamada, Gümüşhane Mastra’da tehlikeli atık ihtiva eden hiçbir baraj ya da havuz olmadığı ifade edildi.
Mastra’da atıkların arıtılarak çevreye zarar vermeyecek hale getirildikten sonra havuzlara gönderildiği, bu nedenle de havuzlarda buharlaşacak bir siyanür konsantrasyonun söz konusu olmadığı kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Cemalettin Küçük’ün buharlaşma ile ilgili iddaları bilim dışı ve spekülatif niteliktedir. Kendisi bu konunun uzmanı değildir. Bu teknoloji ile ilgili başta TÜBİTAK olmak üzere, Avrupa Komisyonu’nun, Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü’nün, ODTÜ’nün yerinde incelemelerini içeren raporları; bunun dışında İTÜ, ODTÜ, Hacettepe Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Cumhuriyet Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümlerinin, Yurt Madenciliğini Geliştrime Vakfı’nın raporları talep halinde Gümüşhanelilere sunulabilir. Duyarlılık gösteren tüm Gümüşhanelilere sonsuz teşekkürlerimizi iletir; gezmek, denetlemek ve incelemelerde bulunmak isteyen herkese kapılarımızın açık olduğunu belirtiriz. Gümüşhane’de kullanılan teknoloji düzeyi dünyada 2.600 ton altın üretimi gerçekleştiren Çin, ABD, Avustralya, Kanada gibi ve benzerleri çevre mevzuatının en sıkı olduğu ülkelerden ileridedir. Atık havuzu 100 yıllık deprem ve meteoroloji kayıtları incelendikten sonra projelendirilmiş, DSİ tarafından onaylanmış ve inşaatı DSİ kontrolünde yapılmıştır. Uluslararası standartlarda ve 9 şiddetinde bir depreme dayanacak şekilde kaya dolgulu olarak inşaa edilmiştir. Aşırı yağışlardan etkilenmemesi için, AB standartlarında istenen kuşaklama kanalları ile çevrelenmiştir. Atık, kimyasal arıtmadan geçmiş olmasından dolayı çevre açısından risk teşkil edecek bir kirlilik içermemektedir. Havuzların kapasitesi ve üretim miktarları Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’nda detayları ile mevcuttur. 4 yıldan beri her ay, ilgili devlet kurumlarının oluşturduğu bağımsız İzleme Denetleme Kurulu tarafından denetlenmektedir. Denetleme sonuçları raporlanarak düzenli olarak halka açıklanmaktadır. Kapasite üstünde bir çalışma ya da depolama olmadığı bu belgelerle sabittir. Gümüşhane Mastra Altın Madeni’nin; gerek işletme öncesi, gerek işletme esnasında, gerekse maden kapanma ve rehabilitasyon süreçlerinde çevre ve insan sağlığına en küçük bir zararının olması söz konusu değildir. Bergama Ovacık ve Gümüşhane Mastra Altın Madenlerini aynı teknoloji ile inşaa edilmiştir. Teknoloji düzeyi altın madenleri için öngörülen teknoloji düzeyinin en üstündedir. Ovacık Altın Madeni için bugüne kadar incelemeler amacıyla atanan tüm bilirkişilerin denetlemeler sonucu hazırladığı raporlar, 10 yıldan beri her ay yapılan İzleme Denetleme Kurumu raporları ile, uluslararası bağımsız kurumlar tarafından yapılan denetlemeler sonucu hiçbir zararıının olmadığı raporlanmıştır.”
Firma yetkilileri, sektördeki mevcut en iyi teknolojiyi kullanarak ve en yüksek çevresel performansı sergileyerek, yöre insanıyla karşılıklı güven içinde ve onların değerlerine saygı göstererek şeffaf ve kalıcı altın madenciliği yapmayı; bu faaliyetler esnasında ekonomik ve sosyal anlamdaki kalkınmayı çevre koruma ile bütünleştirmeyi ilk günden bu yana hedef olarak belirlediklerini, bu hedefine ulaşma doğrultusunda yürüttüğü faaliyetleri ile Türkiye ekonomisine ciddi bir katma değer sağladığı, son beş yıl içerisinde hem üretim hem de kaynak ve rezerv bakımından dünya çapında gelişme kaydeden Koza Altın İşletmelerinin faaliyete başladığı ilk günden bu yana sermayesini, personel istihdamını, işletme sayısını hızla arttırdığını söyledi.
.
Eski toprak 13 Yıl Önce
sade bir vatandaş olarak,cevabımı harşit demiryolu platformunda verdim.burada cevap alamayacağ bazı sorular soracağım: 1-işletme ve işletmeciler "sütten çıkmış ak kaşık"ise,bırakalım tepkileri,maden sahasına yakın araziden örneklenerek, çed toplantisina getirilen yanmiş-yakilmiş hali nasil izah edilebilir? 2-avrupa'da siyanür liçi yöntemiyle altin elde edilmesi çalişmasi terk edliyor mu. edilmiyor mu? 3-gümüşhane'de radyasyon değerinin son yillarda yüksek çikmasi acaba nelerden kaynaklaniyor? 4-yillik altin üretimi nekadardir? 5-devlet payi olarak kaş tl.ödeniyor? 6-ömüşhaneözel idaresi yasalhakedişini alabiliyormu 7-sosyalsorumluluk bağlaminda,dişedokunur ne var? 8-çaliştirilan işçiler ve ihtiyaç maddeleri gümüşhane'den mi sağlaniyor? 9-işçiler sendikali mi?sendikak haklar olarak kazanimlari var midir? evet mi-hayir mi?! 10-işçilerin rutin sağlik kontrolleri muntazaman yapiliyormu? 11-gerekli güvenlik önlemleri tam olarak aliniyormu 12-yeraltinda çalişanlar için?