Gümüşhane Üniversitesinin ‘Markaya dair herşey bu kongrede’ sloganıyla gerçekleştirdiği ve 2 gün sürecek olan ‘Uluslararası Marka ve Marka Kent’ kongresi başladı.
Gümüşhane Üniversitesinin Bağlarbaşı Mahallesinde bulunan Gümüşhanevi Kampüsü Kongre Merkezinde gerçekleştirilen kongrenin açılışında saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından halk oyunları gösterileri gerçekleştirildi.
Gümüşhane tanıtım ve reklam filmlerinin gösterimlerinin ardından marka ve marke kent kavramlarının farklı açılardan ele alınacağı, çok sayıda ilgili konu başlığı, farklı fikir, proje ve araştırmaları olan akademisyen ve konusunda uzman isimlerin konuşmalarını gerçekleştireceği kongrede 7 farklı ülkeden 82 bilim insanı bildiri sunacak.
“Gümüşhane’nin en önemli markası Gümüşhane Üniversitesi”
Kongreye katılan ve ilk oturumun sonuna kadar konuşmacıları dinleyen Gümüşhane Valisi Okay Memiş, yaptığı açılış konuşmasında markanın önemine vurgu yaparak Gümüşhane’nin en önemli markasının Gümüşhane Üniversitesi olduğunu, kurulduğu 2008 yılından bugüne şehre büyük bir dinamizm kattığını belirterek, “Sizin varlığınız bu kente bir marka katıyor” dedi.
Gümüşhane olarak marka değerini artırmaya çalışan bir kent olduklarını dile getiren Vali Memiş, “En önemli değerimiz Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi hazretlerini yetiştirmiş olan bir hoşgörü merkezi olmamız. Kentin eski yerleşim yeri olan Süleymaniye mahallesinde Müslüman Türkler ve gayrimüslim tebaa yüzlerce yıl huzur ve barış içerisinde yaşamış olması bizim en büyük marka değerimiz” diye konuştu.
“Bu kente değer katmaya çalışıyoruz”
Gümüşhane’nin turizmde marka değerleri olan Zigana dağı, Limni Gölü Tabiat Parkı, Karaca Mağarası, Torul Kalesi Cam Seyir Terası, Örümcek Ormanları, Satala Antik Kenti, Tomara Şelalesi Tabiat Parkından bahseden Vali Memiş, “Hedefim ve hayalim bu insanları il merkezine getirebilmek, çok önemli bir değerimiz olan pestil-kömeyi tattırmak. Türkiye’nin en kaliteli pestil ve kömesi Gümüşhane’de üretiliyor. Önümüzdeki süreçte il merkezinde tur otobüslerini göreceksiniz. Bu yatırımlarla bu kente değer katmaya çalışıyoruz. Marka değerimiz insanımızdır. Toplamda 600 bin Gümüşhaneliyle gurur duyuyoruz. Kamu yatırımları açısından duble yollar ve tüneller şehriyiz. Dünyanın en uzun ikinci tüneli Zigana dağımızda yapılıyor. Karadeniz’in GAP’ı da Kelkit havzasıdır. 30’a yakın baraj ve gölet var. Geleceğe ümit ve güvenle bakan bir Gümüşhane var” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de marka ile marka kent kavramlarını birleştiren az sayıda ki kongrelerden birisi”
Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Halil İbrahim Zeybek ise seri halde devam eden uluslararası sempozyum etkinliklerinin ikincisi olan marka ve marka kent kongresinde 7 farklı ülkeden 82 bildirinin sunulacağı ve 2 gün devam edecek olan kongrenin Türkiye’de marka ile marka kent kavramlarını birleştiren az sayıda ki kongrelerden birisi olduğunu söyledi.
“Kentlerin markalaşabilmesi için üst yöneticilerin güçlü bir irade ortaya koyabilmesi, güçlü bir işbirliği içerisinde olabilmesi gerekir”
Markanın ürünlerin, hizmetlerin kendilerini temsil eden, onları anlatan özel isimler, semboller ve işaretler olduğunu kaydeden Zeybek, “Markalaşma ise bu ürünlerin tanınmasını sağlayan süreçlerin bütününü ifade eden bir kavramdır. Dar anlamda pazarlama birimini temsil eden bir kavram olarak kullanılmaya başlansa da artık her sektörde ve her alanda marka ve markalaşma gündemimizin önemli bir parçasını oluşturuyor. Markalaşmanın çok çeşitli ve önemli aşamaları var. Markalaşan ve markaya konu olan unsurlar sadece ürünler değildir. İsimler, ülkeler, filmler, insanlar markalaşabiliyor. Kentler de markalaşıyor. Yeryüzünde 2 ayrı nokta yoktur ki tıpatıp birbirinin aynısı olsun. Her mekan ayrı mekandır. Her kent ayrı kenttir. Onun için kentler de markalaşır. Kentlerin markalaşabilmesi için üst yöneticilerin güçlü bir irade ortaya koyabilmesi, güçlü bir işbirliği içerisinde olabilmesi gerekir. Bir kent nasıl markalaşabilir? Marka kentlerden bizlerin neleri anlaması gerekir? Marka kentler herşeyden önce dışa açık kentlerdir. Cezbedici, davet edici, herkesin mutlaka hiç değilse ömründe bir kez görmek istediği kentlerdir, sosyal kentlerdir, eğlenceli, kucaklayıcı kentlerdir. Kendilerini ziyaret edenlerin mutlu ayrıldığı kentlerdir marka kentler. Gümüşhane Üniversitesi olarak asli misyonumuzu gerçekleştiriyor olmamızın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Seri kongrelerimiz sürecek. Hem ilimize hem ülkemize bilimsel anlamda katkı sağlamanın gururunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Günümüzde savaşlar topla tüfekle değil ticaretle yani markalarla gerçekleştirilmektedir”
Kongre düzenleme heyeti başkanlarından Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Emre Aslan da “Marka demek fikir demektir. Fikir üretemeyen bir toplumun marka çıkarması mümkün değildir. Bu nedenle fikir üretmeye, üretilen fikirlere değer vermeye ihtiyacımız var. Markalaşmanın ve global markalara sahip olmanın ülkemizin kurtuluş reçetesi olarak belirledik. ABD’nin dünyanın en büyük 500 markası içerisinde 190 markası bulunmaktadır. Günümüzde savaşlar topla tüfekle değil ticaretle yani markalarla gerçekleştirilmektedir. Marka olmak demek dünyanın her köşesinde sadece ürün satmak demek değildir. Kültürünü dünya kültürü haline getirmek demektir. Marka olmak demek söz vermek demektir, verilen söze her ne pahasına olursa olsun riayet etmek demektir” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından ilk oturumla 2 gün sürecek olan kongre başladı.