AK Parti Gümüşhane Milletvekili Feramuz Üstün, Doğu Türkistan'den gelen yaklaşık 50 kişilik gruba iftar yemeği verdi.
Irak Türkmenleri, Suriye, Afganistan ve Afrika'dan gelen yaklaşık 50 kişinin bulunduğu gruba Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde iftar yemeği veren Milletvekili Üstün, birlik ve beraberliğinin öneminin büyük olduğunu söyledi.
Üstün, "Bugün Doğu Türkistan'da yaşayan Müslüman Türk kardeşlerimize yönelik yapılan uygulamalar insanlık suçu olarak kabul edilmektedir. Türkistanlı kardeşlerimize yönelik işlenen basit suçlar bile örtbas edilmekte, suçlular adalet önüne getirilmemektedir. Uygulanan şiddet soykırımı andırmakta, Türkistan Bayraklı tişört giymenin, Türkçe konuşmanın dahi yasak olduğu bölgede kardeşlerimize hayat hakkı tanınmamaktadır. Nitekim 26 Haziran'da yapılan devlet destekli saldırılarda yine suçsuz günahsız 27 insan hayatını kaybetmiş, birçoğu da hapishanelere atılmıştır. Bu uygulamalar Çin gibi büyük ve köklü devlete hiç yakışmamakta, vicdanları kanatmaktadır. Bize gelen bilgilere göre Çin devleti Doğu Türkistan bölgesinde öyle uygulamalara girişmektedir ki, bunu insanlık aleminin kabul edebilmesi mümkün değildir" dedi.
Milletvekili Üstün, sözlerini şöyle sürdürdü: "Öğrenciler, devlet memurları, işçilerin su içirilerek oruç tutup tutmadıkları kontrol edildiği haberleri gelmektedir. Dünyanın hiç bir yerinde, hiç bir millet başka bir millete böyle zulüm yapmamıştır. Oruç tutanların oruçları zorla bozduruluyor. Camiler açık ama camilerin önünde asılı olan 5 maddelik listede, 'Öğrenciler, devlet memurları, Komünist Parti'ye üye olanlar, emekliler ve kadınlar giremez' yazılıyor. Çin devleti bu ve buna benzer uygulamalarda başta Uygur Türkleri olmak üzere Çinliler dışında her türlü insanın üzerinde etnik ayrımcılık uygulamaktadır. Bizim Doğu Türkistan'daki kardeşlerimizin rahat ve huzur içinde yaşamasını istemek, insan olarak en doğal hakkımız ve görevimizdir Bizim Çin'den beklentimiz bu olaylara yönelik tutumundan vazgeçmesi ve insanlık onuruna uygun politikaları ivedilikle uygulamaya geçirmesidir. Uluslararası insan hakları örgütlerini de bölgeyle daha yakından ilgilenmeye çağırmak ve bu yönde çabaları desteklemek de bir insanlık görevi olduğunu hatırlatmak isterim."
Irak Türkmenleri, Suriye, Afganistan ve Afrika'dan gelen yaklaşık 50 kişinin bulunduğu gruba Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde iftar yemeği veren Milletvekili Üstün, birlik ve beraberliğinin öneminin büyük olduğunu söyledi.
Üstün, "Bugün Doğu Türkistan'da yaşayan Müslüman Türk kardeşlerimize yönelik yapılan uygulamalar insanlık suçu olarak kabul edilmektedir. Türkistanlı kardeşlerimize yönelik işlenen basit suçlar bile örtbas edilmekte, suçlular adalet önüne getirilmemektedir. Uygulanan şiddet soykırımı andırmakta, Türkistan Bayraklı tişört giymenin, Türkçe konuşmanın dahi yasak olduğu bölgede kardeşlerimize hayat hakkı tanınmamaktadır. Nitekim 26 Haziran'da yapılan devlet destekli saldırılarda yine suçsuz günahsız 27 insan hayatını kaybetmiş, birçoğu da hapishanelere atılmıştır. Bu uygulamalar Çin gibi büyük ve köklü devlete hiç yakışmamakta, vicdanları kanatmaktadır. Bize gelen bilgilere göre Çin devleti Doğu Türkistan bölgesinde öyle uygulamalara girişmektedir ki, bunu insanlık aleminin kabul edebilmesi mümkün değildir" dedi.
Milletvekili Üstün, sözlerini şöyle sürdürdü: "Öğrenciler, devlet memurları, işçilerin su içirilerek oruç tutup tutmadıkları kontrol edildiği haberleri gelmektedir. Dünyanın hiç bir yerinde, hiç bir millet başka bir millete böyle zulüm yapmamıştır. Oruç tutanların oruçları zorla bozduruluyor. Camiler açık ama camilerin önünde asılı olan 5 maddelik listede, 'Öğrenciler, devlet memurları, Komünist Parti'ye üye olanlar, emekliler ve kadınlar giremez' yazılıyor. Çin devleti bu ve buna benzer uygulamalarda başta Uygur Türkleri olmak üzere Çinliler dışında her türlü insanın üzerinde etnik ayrımcılık uygulamaktadır. Bizim Doğu Türkistan'daki kardeşlerimizin rahat ve huzur içinde yaşamasını istemek, insan olarak en doğal hakkımız ve görevimizdir Bizim Çin'den beklentimiz bu olaylara yönelik tutumundan vazgeçmesi ve insanlık onuruna uygun politikaları ivedilikle uygulamaya geçirmesidir. Uluslararası insan hakları örgütlerini de bölgeyle daha yakından ilgilenmeye çağırmak ve bu yönde çabaları desteklemek de bir insanlık görevi olduğunu hatırlatmak isterim."