Gümüşhane Üniversitesi (GÜ) İlahiyat Fakültesi tarafından ‘’Modernliğin Ahlak Bunalımı’’ konulu konferans düzenlendi.
Konferansa konuşmacı olarak katılan, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Türer, modernliğin yarattığı girdabın günümüz dünyasında bütün medeniyetleri içine aldığını söyledi.
Modern kelimesinin yeni olanı isteme anlamına geldiğini belirten Türer, “Modernlik olgusu yeni bir dini ortaya çıkarmak için başlamıştı. Başlangıcı itibariyle modernlik iyi olabilirdi. Ancak modernlik zamanla tanrı odaklı düşünceden uzaklaşarak merkezde olan tanrının yerine insanı koymuştur” dedi.
Prof. Dr. Türer, modern dünyada esas olgunun insan olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “İnsanın ön planda tutulduğu modern dünyada tanrı arka planda kalmıştır. Modernlikte asıl olan “olmak” değil bilmektir. Bilgiyi ön plana alan her türlü yaklaşım, olmayı geride bıraktı. Kadim dünyada insanlar olduklarından daha az görünmeye çalışıyorlardı. Modern dünyada ise insanlar olmayanı pazarlıyor. İnsanlar dış dünyaya yöneldikleri zaman bilgi sahibi olurlar ve sahip olunan bu bilgi hiçbir zaman bitmez. Batı ülkeleri bilimi daima doğanın üzerinden anlamaya çalışmıştır.”
İnsanın sadece fiziki atmosferde yaşayamayacağını ifade eden Türer, şöyle devam etti: “İnsanın yaşamı için asıl ihtiyaç duyulan manevi atmosferdir. İnsan olmanın yolu manevi değerlere sahip olmaktan geçer. İnsanın esas aldığı değerler o kişinin kimliğini gösterir. Bugün hem doğuda hem batıda görülen en önemli sorun insanın kendi bütünlüğünü sağlayamayışıdır. Bireysellik, egonun kendi içine kapanması hadisesidir. İnsan “sen”den “ben”e geçmediği sürece kendi içine kapanır. Modernliğin en temel problemi egoizmdir. Her durumda her olayda ben denilmesidir. 17. yy kadar cemaate ait olan hakikatler günümüzde bireylere aittir. Modernliğin olumsuz etkilerini gidermek için cemaat olabilmeyi tekrardan öğrenmemiz lazım. Modernliğin neleri getirip neleri götürdüğünün çok iyi analiz edilmesi gereklidir. Modernliğin kendi inanç ve kültürümüze olan uyumunu değerlendirmeli, negatif etkilerini görebilmeliyiz. Gerektiğinde modernliğin yanlışlarına hayır denilebilmeli.”
Türer, modern dünyada varlık ve bilginin yer değiştirmesiyle bir ahlak bunalımının ortaya çıktığını anlatarak, “Modernlik İslam kültüründe şok etkisi yaratmıştır. Modernlik ile beraber anlam haritalarımız değişti. Modernliğin bütün gücü geçmişte yaşanan yanlışlıları eleştirmektir. Modern dünya için “özgürlük” sihirli sözcüktür. Fakat modern dünya alışkanlıkları bireysel özgürlükleri kısıtlamaktadır. Modernliğin karşısında hiçbir ideoloji duramamıştır. Modernlik heves ve heva kültürüdür. Modernliğin neden olduğu ahlak bunalımına ancak ve ancak inanç karşı durabilir. Modernliğe karşı ahlaki duyguların daima diri tutulması gerekmektedir” diye konuştu.
Mühendislik Fakültesi çok amaçlı salonda gerçekleştirilen konferansa, Gümüşhane il Müftüsü Dr. Süleyman Aktaş, İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mevlüt Erten, akademik personel ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Konferans, Prof. Dr. Türer’e plaket ve teşekkür belgesi verilmesiyle sona erdi.
Konferansa konuşmacı olarak katılan, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Türer, modernliğin yarattığı girdabın günümüz dünyasında bütün medeniyetleri içine aldığını söyledi.
Modern kelimesinin yeni olanı isteme anlamına geldiğini belirten Türer, “Modernlik olgusu yeni bir dini ortaya çıkarmak için başlamıştı. Başlangıcı itibariyle modernlik iyi olabilirdi. Ancak modernlik zamanla tanrı odaklı düşünceden uzaklaşarak merkezde olan tanrının yerine insanı koymuştur” dedi.
Prof. Dr. Türer, modern dünyada esas olgunun insan olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “İnsanın ön planda tutulduğu modern dünyada tanrı arka planda kalmıştır. Modernlikte asıl olan “olmak” değil bilmektir. Bilgiyi ön plana alan her türlü yaklaşım, olmayı geride bıraktı. Kadim dünyada insanlar olduklarından daha az görünmeye çalışıyorlardı. Modern dünyada ise insanlar olmayanı pazarlıyor. İnsanlar dış dünyaya yöneldikleri zaman bilgi sahibi olurlar ve sahip olunan bu bilgi hiçbir zaman bitmez. Batı ülkeleri bilimi daima doğanın üzerinden anlamaya çalışmıştır.”
İnsanın sadece fiziki atmosferde yaşayamayacağını ifade eden Türer, şöyle devam etti: “İnsanın yaşamı için asıl ihtiyaç duyulan manevi atmosferdir. İnsan olmanın yolu manevi değerlere sahip olmaktan geçer. İnsanın esas aldığı değerler o kişinin kimliğini gösterir. Bugün hem doğuda hem batıda görülen en önemli sorun insanın kendi bütünlüğünü sağlayamayışıdır. Bireysellik, egonun kendi içine kapanması hadisesidir. İnsan “sen”den “ben”e geçmediği sürece kendi içine kapanır. Modernliğin en temel problemi egoizmdir. Her durumda her olayda ben denilmesidir. 17. yy kadar cemaate ait olan hakikatler günümüzde bireylere aittir. Modernliğin olumsuz etkilerini gidermek için cemaat olabilmeyi tekrardan öğrenmemiz lazım. Modernliğin neleri getirip neleri götürdüğünün çok iyi analiz edilmesi gereklidir. Modernliğin kendi inanç ve kültürümüze olan uyumunu değerlendirmeli, negatif etkilerini görebilmeliyiz. Gerektiğinde modernliğin yanlışlarına hayır denilebilmeli.”
Türer, modern dünyada varlık ve bilginin yer değiştirmesiyle bir ahlak bunalımının ortaya çıktığını anlatarak, “Modernlik İslam kültüründe şok etkisi yaratmıştır. Modernlik ile beraber anlam haritalarımız değişti. Modernliğin bütün gücü geçmişte yaşanan yanlışlıları eleştirmektir. Modern dünya için “özgürlük” sihirli sözcüktür. Fakat modern dünya alışkanlıkları bireysel özgürlükleri kısıtlamaktadır. Modernliğin karşısında hiçbir ideoloji duramamıştır. Modernlik heves ve heva kültürüdür. Modernliğin neden olduğu ahlak bunalımına ancak ve ancak inanç karşı durabilir. Modernliğe karşı ahlaki duyguların daima diri tutulması gerekmektedir” diye konuştu.
Mühendislik Fakültesi çok amaçlı salonda gerçekleştirilen konferansa, Gümüşhane il Müftüsü Dr. Süleyman Aktaş, İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mevlüt Erten, akademik personel ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Konferans, Prof. Dr. Türer’e plaket ve teşekkür belgesi verilmesiyle sona erdi.