03 Şubat Cuma gününü, 04 Şubat Cumartesi gününe bağlayan gece Mevlit Kandili’dir. Yüce Rabbimizin bütün âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamber Efendimiz(s.a.s.)’in bir mevlid-i şerifine daha ulaşmanın haz ve mutluluğunu yaşamaktayız.
Kâinatın ve bizlerin yegâne sahibi olan Yüce Allah (c.c.), Kâinatı bizlerin emrine vererek sonsuz nimetlerine karşılık O’na kul olmamızı istemektedir. Biz kullara düşen, sonsuz kudret ve merhamete sahip yaratıcımızı tanımak ve O’na hakkıyla kul olmaktır. Rabbimiz bu dünya imtihanında, kullarını yalnız bırakmamış, doğru yolu bulabilmeleri için akıl vermiş ve vahiy göndermiştir. Akıl; doğru yolu bulmada tek başına yetmediği için vahyi, Peygamberler göndererek izah etmiştir. Peygamberler dini yaşama, anlatma görevlerini bütün zorluklara rağmen, en iyi şekilde yerine getirmişlerdir.
Takvimler 571 yılını gösterdiğinde son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.) Mekke’nin bağrında “İnsanlığa sevgi ve rahmet olarak”(1) dünyayı teşrif etmiş; karanlıklar içerisinde bunalan, haksızlıkların kol gezdiği, yetim hakkının yendiği, kız çocuklarına ve kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi yapıldığı, her türlü ahlaksızlığın olduğu yeryüzüne bir güneş gibi doğmuştur. Ve Yüce Yaratıcı, insanlığın yüz akını, umudunu bizlere “En güzel örnek”(2) olarak göstermektedir.
Bir insanın hayatı boyunca yaşayabileceği birçok sıkıntıyı Peygamberimiz (s.a.v.) yaşadı: Doğmadan 2 ay önce babasını, 6 yaşında biricik annesini, 8 yaşına geldiğinde en büyük destekçisi dedesini kaybetmiş, yetim ve öksüz kalmıştı. Peygamberlikle görevlendirildikten sonra 23 yıl boyunca, dini yaşama ve anlatma uğrunda baskı, işkence ve gurbetlere katlanmış, öz yurdundan ayrı yaşamak zorunda kalmış ve yaşadığı sıkıntılar, ömrünün sonuna kadar devam etmiştir.
O Rahmet Peygamberi, insanlığın doğru yolu bulabilmesi için yorulmadan, bıkmadan, çabalamış ve insanüstü bir gayret göstermiştir. Bizlere düşen görev, O’nun yaşadığı gibi yaşamaya çalışmak, Allah’ı sevmenin bir gereği olarak O’na uymaktır.(3)
Takvimler 571 yılını gösterdiğinde son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.) Mekke’nin bağrında “İnsanlığa sevgi ve rahmet olarak”(1) dünyayı teşrif etmiş; karanlıklar içerisinde bunalan, haksızlıkların kol gezdiği, yetim hakkının yendiği, kız çocuklarına ve kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi yapıldığı, her türlü ahlaksızlığın olduğu yeryüzüne bir güneş gibi doğmuştur. Ve Yüce Yaratıcı, insanlığın yüz akını, umudunu bizlere “En güzel örnek”(2) olarak göstermektedir.
Bir insanın hayatı boyunca yaşayabileceği birçok sıkıntıyı Peygamberimiz (s.a.v.) yaşadı: Doğmadan 2 ay önce babasını, 6 yaşında biricik annesini, 8 yaşına geldiğinde en büyük destekçisi dedesini kaybetmiş, yetim ve öksüz kalmıştı. Peygamberlikle görevlendirildikten sonra 23 yıl boyunca, dini yaşama ve anlatma uğrunda baskı, işkence ve gurbetlere katlanmış, öz yurdundan ayrı yaşamak zorunda kalmış ve yaşadığı sıkıntılar, ömrünün sonuna kadar devam etmiştir.
O Rahmet Peygamberi, insanlığın doğru yolu bulabilmesi için yorulmadan, bıkmadan, çabalamış ve insanüstü bir gayret göstermiştir. Bizlere düşen görev, O’nun yaşadığı gibi yaşamaya çalışmak, Allah’ı sevmenin bir gereği olarak O’na uymaktır.(3)
Bu münasebetle; Mevlit Kandilinizi tebrik ediyor, bu gecenin İslam aleminin birlik ve beraberliğine, Mescid-i Aksa çevresinde cereyan eden savaş, şiddet ve zulmün kalkarak, huzur ve barışın oluşmasına vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan (C.C.) niyaz ederim.
Mevlit Kandili münasebetiyle; başta Merkez Kemaliye Camii olmak üzere bütün camilerimizde Peygamberimiz anılarak Kur’an ve Mevlit programları yapılacaktır. Halkımızın iştirakini diliyoruz.
Dr. Süleyman AKTAŞ
Gümüşhane İl Müftüsü
Dr. Süleyman AKTAŞ
Gümüşhane İl Müftüsü
1 Enbiya Sûresi, 107
2 Ahzab Sûresi, 21
3 Al-i İmran Suresi, 31