Gümüşhane Haberleri

Öğretmenler Günü mesajları

data-auto-format="rspv" data-full-width>
Gümüşhane

Gümüşhane'de 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle yayımlanan kutlama mesajları.

VALİ OKAY MEMİŞ

“Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 24 Kasım 1928 tarihinde Millet Mektepleri Başöğretmenliği'ni kabul etmesinin 88. yıldönümünü ve 1981 yılında kabul edilen Öğretmenler Günü’nün 35. yıldönümünü hep birlikte kutlamaktayız.
 
Aydınlık geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı ve gençlerimizi sevgiyle, bilgiyle donatarak geleceğe en iyi şekilde hazırlamak için fedakârca çalışan öğretmenlerimiz, dünyanın en kutsal mesleklerinden birisini ifa etmektedirler.
 
Ülkemizin teminatı olan genç nesillerimizi üstün gayretlerle yetiştiren, yaşamın her aşamasında toplumun bir adım önünde olan ve hep daha iyiyi hedefleyen değerli öğretmenlerimiz sayesinde geleceğimiz çok daha aydınlık olacaktır. Öğretmenlerimizin verdiği eğitimle, bilgili ve gelişmelere açık bireyler yetişeceğine, ülkemizin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşacağına ve gelecek nesillerimizin yarınlara daha güvenle bakacağına yürekten inanıyorum.
 
Bu duygu ve düşüncelerle; başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere,  ebediyete intikal etmiş öğretmenlerimize Allah’tan rahmet, emekli ve halen görevde olan öğretmenlerimize huzurlu bir yaşam dilerken, tüm değerli öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlar, kendilerine sağlık, başarı ve mutluluklar dilerim.”

MİLLETVEKİLLERİ HACI OSMAN AKGÜL, CİHAN PEKTAŞ

"Çocuklarımızı ve gençlerimizi yarınlara hazırlayan öğretmenlerimiz ülkemizin temelini sağlamlaştırmaktadır. Gittiği her yerde ilim ve irfanıyla hizmet eden, dünün ve bugünün olduğu gibi, yarınların da mimarı olan öğretmenlerimize; milletçe vefa borcumuz olduğu unutulmamalıdır.

Öğretmenlerimizin yetiştirdiği gençlerimiz ve çocuklarımız ülkemizin fikri gücüne güç katacak; öncü ülke olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Türkiye’yi daha yukarılara taşıyacaklardır. 2023, 2053 ve 2071 hedeflerimizi gerçekleştirecek nesilleri yetiştirecek öğretmenlerimizin değeri ve emeği hiçbir şey ile ölçülemez. Bizim kültürümüzde öğretmenler, anne ve baba kadar değerli, onlar kadar muazzez ve muteber sayılmaktadırlar.

Bu duygu ve düşüncelerle bütün öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyor; bu kutsal mesleğe yıllarını vermiş emekli öğretmenlerimizi de şükranla yâd ediyoruz."

BELEDİYE BAŞKANI ERCAN ÇİMEN

Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.
 
Başkan Çimen, Öğretmenlerin, insanı en iyi şekilde eğitmek ve geleceği inşa etmek gibi son derece kutsal bir görevi yerine getirdiğini belirtti.

Ülkemizde saygınlığı en yüksek meslek mensuplarının başında öğretmenlerin geldiğini ifade eden Başkan Çimen, mesajında şunları kaydetti: "İlk emri 'oku' olan bir medeniyetin mensupları olarak bizim için öğrenmenin ve dolayısıyla öğretmenlerin ayrı bir yeri, ayrı bir önemi bulunmaktadır. Öğretmen, öğretendir ve bununla birlikte eğiten, terbiye eden, çocuğun içindeki cevheri ortaya çıkaran kişidir. Toplumu sabır, bilgi, şefkat ve merhametle yoğuran öğretmenler, aynı zamanda gençlerimize milli şuuru ve milli kimliği kazandıran, fikir ve kanaat önderleridir. 81 ilimizin en ücra köşelerinde, her iklimde, her coğrafyada, en zor şartlarda dahi görevlerini özveriyle yerine getiren öğretmenlerimize şükran ve minnet borçluyuz. Dün sergiledikleri gayretlerle bizleri yetiştirdiği gibi bugün de ülkemizin geleceğine yön verecek genç kuşakları yetiştiren saygıdeğer öğretmenlerimiz, her daim baş tacı yapılmayı fazlasıyla hak etmektedir. Bu düşüncelerle, Gazi Mustafa Kemal’e Başöğretmenlik unvanının verildiği bu anlamlı günde, öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum. Tüm öğretmenlerimizin ve eğitim camiamızın 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutluyor, emekli öğretmenlerimize saygılarımı sunuyorum. Ebediyete intikal etmiş öğretmenlerimizi de rahmetle anıyorum.”

İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ SEYDİ DOĞAN

"Bilgi çağını yasadığımız bir dönemde teknoloji ne kadar etkili olursa olsun öğretmenin etkin olmadığı bir eğitim sisteminin başarılı olması düşünülemez. Bizler Türk Millî Eğitiminin temel amaç ve ilkeleri çerçevesinde, geçmişini ve özünü sağlam bir tarih şuuru içerisinde algılayan, yetenek ve kabiliyetlerini bilen, geleceğe umutla bakan, insan sevgisiyle dolu, bizi biz yapan değerlerimizle donatılmış bireyler yetiştirme azmi ve gayreti içerisinde olmalı; toplumun önünde ama hiçbir zaman topluma arkasını dönmeyen birer gönül eri olarak amaçlarımızdan vazgeçmeden çalışmalıyız.

Öğretmenlere en yüce değeri veren Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal, öğretmen olarak anılmaktan her zaman gurur duymuş ve "Benim asıl anlatılacak yanım öğretmenliğimdir" demiştir. Ve yine Atatürk; “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yasatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder” sözüyle bir milletin milli, ahlaki ve kültürel yönden güçlü, medeniyet bakımından kalkınmış olmasının ancak öğretmenlerinin üstün gayret ve çalışmalarıyla mümkün olacağını ifade etmiştir.

Böylesine ulvi ve kutsal bir mesleği, milli birlik ve beraberliğimizin teminatı siz değerli öğretmenlerimizi elbette ki bir günde anmak yeterli olmamakla beraber kendi aramızda birlik ve beraberliği olduğu kadar öğretmenlik mesleği hakkında da toplumun bilinçli ve duyarlı hale gelmesini sağlamak açısından her 24 Kasım biz öğretmenler için önemli bir fırsattır. Yurdumuzun her köşesinde olduğu gibi Gümüşhane’mizde de bıkmadan, yılmadan bu kutsal görevi icra eden bütün öğretmenlerimize teşekkür ediyorum. Mesleğe yeni katılan öğretmenlerimize aramıza hoş geldiniz diyorum. Ömürlerini bu onurlu görevle geçirmiş olan emekli öğretmenlerimize hizmetlerinden dolayı şükranlarımı sunuyorum.

Doğruyu, güzeli, iyiyi, her alanda yeniliği ve yenileşmeyi savunan gerçekleri anlatan, analitik düşünmeyi ilke edinen, değerleriyle barışık, geçmişiyle köprü kurabilen, istikbalimizin ışık saçan aydınlık nesillerini büyük bir sabır ve özveri ile yetiştiren öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlar, görevini ifa ederken şehit olan tüm öğretmenlerimize Allah’tan rahmet dilerim."

AK PARTİ İL BAŞKANI AV. CELALETTİN KÖSE

“Her mesleğin bir öğretmeni var. Sevgiyle, hoşgörüyle ve fedakarca öğreten öğretmenlerimizin ellerinden öpüyorum.

Öğretmen, doğan güneşe benzer. Etrafını aydınlatarak karanlıklara meydan okur. Dünyanın en değerli varlıkları olan siz öğretmenler! Bugün, Türk öğretmeninin şeref günüdür. Ona olan saygıyı yenileme, onun yüceliğini anma günüdür. Böyle anlamlı bir günde hepinizi sevgiyle candan kutluyorum.

Hayatta karşılaşılan her meslek ve bu mesleği icra eden insanların ayrı ayrı önemi bulunduğunu, ancak bütün mesleklerin temelinde, öğrenmek için harcanan çaba kadar, o mesleği öğreten, bu işi sevgiyle, hoşgörüyle ve fedakarca yapan öğretmenlerin katkılarının önemli olduğunu altını çizdi. Bu anlamlı günde başta Başöğretmenimiz Atatürk olmak üzere bugün aramızda bulunmayan tüm öğretmenlerimizi rahmetle ve minnetle anıyor, tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününü içtenlikle kutluyorum.”

EĞİTİM-BİR-SEN GÜMÜŞHANE ŞUBE BAŞKANI MUSA UNCU

Öğretmene verilen değer her şeye değer

Öğretmenler Günü, öğretmenlik mesleğinin sorunlarının ortaya konulduğu, çözüm önerilerinin yoğun olarak tartışıldığı, itibarının artırılması için en güçlü vurguların yapıldığı, öğretmenler arasındaki meslekî dayanışmanın en üst düzeyde gerçekleştirildiği, öğretmenlerle öğrenciler arasında öğretmenliğin önemini ve değerini açığa çıkararak duygusal atmosferlerin yaşandığı bir gündür.

Ancak Türkiye’de 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak tahsis edilen gün, 12 Eylül askeri darbesinin ardından, darbe yönetiminin kararıyla kutlanmaya başlamıştır. Darbecilerin ruhunu yansıtan, izlerini taşıyan, yapmak istedikleri mühendisliğe öğretmenleri de ortak etmek için merasimleri ve kutlamalarıyla sorgulanmaksızın her yıl tekrarlanan Öğretmenler Günü, millet iradesini hiçe sayanların lütfuyla ‘öğretmenlere de bir gün olsun’ denilerek ihdas edildiği günden beri kabul sorunu yaşamaktadır. Darbecilerin yeri milletin vicdanında nasıl meşrulaşmadıysa, 24 Kasım da aynı şekilde meşrulaşamamıştır.

24 Kasım Öğretmenler Günü, mevcut haliyle, bin yıllık geçmişi yok sayan ve el yordamıyla kazılmış yüzeysel temeller üzerine bina edilmek istenen köksüz, ruhsuz anlayışın bir tezahürüdür. Öğretmenler Günü, öncelikle karşılığını medeniyet değerlerimizin derinliklerinde bulan bir temel üzerinde yeniden inşa edilmeli, darbelerin, darbecilerin, antidemokratik süreçlerin ve endoktrinasyon uygulamasının bir karşılığı olmaktan çıkarılmalıdır.

Eğitim ve öğretim, milletin varlığı ve geleceği için hayati önemdedir. Eğitimin yapı taşı, merkezi, taşıyıcı unsuru ise öğretmendir. Öğretmenler, uzun bir süreçte edindikleri maddi manevî bilgi ve becerileri canlı tutmanın yanında sonraki nesillere aktarmada da tarihi rol üstlenirler. Öğretmenlik, toplumun nesnel ihtiyaçlarının yanı sıra, maneviyatını inşa ve ihya etmeleri sebebiyle medeniyetimizde önemli bir yere sahip olmuş, milletimiz nezdinde kutsal bir meslek addedilmiştir.

Biz öğretmenlerimize sadece bilgiyi değil, o bilgiyle canlanıp yeşerecek en saf, en temiz çocuk dimağlarımızı; aklımızı, kalbimizi de emanet etmekteyiz. Sesimizi, sözümüzü, yönümüzü onlarda ve onlarla buluruz.

Ömür boyu bitmeyen, bitmeyecek bir faaliyet olarak bilgilenmenin önemini en iyi kavrayanlar öğretmenlerimiz olmuştur/olmalıdır. Öğretmenlerimiz, yüksek idealleri ve milli mefkûreleri sadece canlı tutmaz, ayrıca hayatın her anında örnek alınması gereken ahlâkî sorumluluklarıyla da asil duygu ve davranışların öncüsü olma rolünü üstlenirler. Bilginin sosyal, kültürel, teknolojik, ekonomik tüm alanlardaki gelişmeleri doğrudan etkilediği dünyamızda, topyekûn kalkınma idealimiz, öğretmenlerimizin sorumluluğuyla aynı oranda saygınlığını da artıracak mahiyette olmalıdır.

Bu inceliği unuttuğumuz veya ihmal ettiğimiz ölçekte hayatın rengi solmakta, millet olarak geleceğimiz yara almaktadır. Bilinmelidir ki, ilim ve irfan geleneğimiz içinde muallim olarak anıldığı dönemlerden beri öğretmenlik, formel düzenlemelere, resmi ifadelere gerek kalmadan kendiliğinden değer bulmuş, değer görmüştür.

Ne var ki, yüzyıllık siyasal iniş çıkışların toz dumanı içinde bu onurlu meslek erozyona uğramış, öğretmenlerimiz hak ettiği değeri göremez olmuştur. İlim ve irfan kriterlerinin doğasını zorlayarak ideolojik yaklaşan anlayışlar, öğretmenliği toplum mühendisliklerinin aleti ve aracı olarak kullanmıştır. 24 Kasım Öğretmenler Günü de dâhil, çoğu darbe ürünü düzenlemeler, öğretmenlerimize hak ettikleri değeri vermek yerine ideolojik emeller için kullanılmasına neden olmuştur.

Konjonktürel gerekçelerle sahneyi süsleme babından söylenmiş içi boş yaldızlı beyanlar, ne eğitimin ne öğretmenlerin sorunlarını giderebilmiştir. Bu tür beyanların çoğu pozitivist istikamette bir toplum tasarımına hizmet edecek tarz ve işleve sahip olmuştur.

İstisnai bir durum da olsa, özellikle 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi öncesi ve sonrasında doğrudan millet varlığını hedef alan hain darbe girişiminde ve terör olaylarını destekleyen oluşumların içinde kimi öğretmenlerin de isminin karışmış olması, eğitim camiası adına büyük bir talihsizliktir. İlim, irfan ve güzel ahlak noktasında öncü olması gereken öğretmenlerimizin her zaman yanında yer alan, onların haklarını savunan bir sendika olarak, kim olursa olsun, çocuklarımıza şiddetin, öldürmenin yolunu gösteren insanlık dışı çabaları her zaman reddettik.

Diğer yandan, müşfik, naif, müfit davranışlarıyla çocuklarımıza rol model olan, geleceğimizi yoğuran unutamadığımız öğretmenlerimizin genel yekûn oluşturduğunu biliyoruz. Onlar, bizim ilim ve irfan göğümüzde parlayan yıldızlar; genç dimağlara yol gösterecek engin ufuklar gibidir.

Öğretmenlerin, on yıllar boyunca birbiri üzerine eklenmiş pek çok sorunu bulunmaktadır. Öncelikle öğretmenlik mesleği itibar erozyonu yaşamakta ve mesleğin statüsü tartışılmaktadır. Öğretmenlere sunulan maddi imkânların yetersizliği nedeniyle öğretmenlik tercih edilen bir meslek olmaktan giderek çıkmış, öğrencilerin hayallerini süsleyen bir meslek algısından uzaklaşmıştır. Öğretmenlerin maddi manevi sorunlarının çözülmesi ve öğretmenliğin yeniden cazip, öncelikle tercih edilen bir meslek haline getirilmesi gerekmektedir. Şartların iyileştirilmesi, öğretmenin motivasyonunu artıracak ve doğal olarak toplam verimliliğine büyük katkı sağlayacaktır.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yürürlüğe koyduğu bazı düzenlemeler, aldığı tavır ve tutumlar öğretmeni eğitimin aktörü olmaktan uzaklaştırmış, figüranı hâline getirmiştir. Öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasına ve toplumsal saygınlığını yitirmesine ek olarak öğretmenler mesleklerini icra ederken çeşitli saldırılarla şiddet olaylarına maruz kalmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı, çalışanlarının sorunlarını sahiplenmeli ve çözümüne ilişkin çaba göstermelidir.

Eğitim-Bir-Sen olarak, bu vesileyle, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının yeniden hayata geçirilmesi, erkek kamu görevlilerine dayatılan kılık-kıyafet zorunluluğu, öğretmenlerin kariyer basamaklarına ilişkin yaşadıkları belirsizlik, ek ders esaslarındaki adaletsizlikler, öğretmen açığı, atama ve yer değiştirme süreçlerinde yaşanan problemler, yönetici görevlendirme süreçlerinde mahkeme kararlarının doğurduğu sorunlar, öğretmene şiddet gibi, çözüme kavuşturulması gereken sorunların bir an evvel aşılmasını ümit ediyor; öğretmenlerin gönülden katılacakları, kökü derinlerde bir Öğretmenler Günü özlemiyle, tüm öğretmenlerimizin emeklerinin değerinin anlaşıldığı, mesleğin itibarının ön plana çıktığı, sorunlarının çözüldüğü günlere erişmeyi diliyoruz.

ŞUURLU ÖĞRETMENLER DERNEĞİ BAŞKANI YAKUP TOPAL

"Milletimizin en çok saygı duyduğu meslek mensuplarının başında öğretmenler, ilim adamları gelmektedir. Eğiten ve eğitilebilen olma özelliği; insanı diğer canlılardan ayıran en önemli değerdir. Eğitimciler ve öğretmenler ise bu özelliği uygulamaya ve hikmete, yani iyi ile kötüyü ayırt etmeye tahvil etmekle mükelleftirler. Bizlerin yaratan Mevlamızın en önemli sıfatlarından biri olan Rabb(terbiye eden, eğiten) sıfatının öğretmenlerde tezahürünü görmek bu mesleğin ne kadar mukaddes olduğunu açıkça göstermektedir.   Bundan dolayı eğitimciler, eğiten, terbiye eden, çocuğun içindeki cevheri ortaya çıkartan kişidir ve öyle olmalıdır. Hayatının sonuna kadar bu gayeye hizmet etmelidir.
 
Öğretmenlik mesleğinin ulvi bir meslek olduğunu belirtilmesiyle beraber bu mesleğin hak ettiği değeri veren uygulamaları da dernek olarak görmek istiyoruz. Öğretmenlerin maddi imkânlarının iyileştirilmesi, sosyal imkânlarının artırılması, öğrencilerle okul dışında iletişime geçebilecekleri mekânların oluşturulması, bu mekânlarda ahlâklı gençliğin yetiştirilmesine hizmet edilmesi bunlardan birkaçıdır.  
 
İnsan yetiştirmek, aynı zamanda bir medeniyet, bir kültür bina etmektir. Ahlâklı ve dindar bir gençlik yetiştirmek için büyük gayret sarfeden öğretmenler, okul içinde ve okul dışında örnek davranışlar sergilemeleri gerekmektedir. Bu yönden milletimiz öğretmenlerimizden büyük bir beklenti içindedir.”
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.